Alp.
Tek bir soru. Sadece bir tane. Kayra sordu.
“Nasılsın?”
Bacaklarını iki kişilik salıncağa uzatıp sağ kolunu sırtını dayadığı demire yaslayıp sol kolunu da salıncağın kenarına koydu. Birkaç saniye çevreyi seyretti. Ve başladı konuşmaya.
''Seni kinyas en son fransa'da görmüştüm. Paris'te. Ama kayra, seni en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum.
Sayfa 219
"Evlilikten bahsederken ben çağın neresinde olduğumu, ne kadar gerisinde kaldığımı biliyorum. Biliyorum ama gericiysek sebebi var. Bile bile gericiyim yani. Ne diyor Necip Fazıl:
'Zaman, korkunç bir daire; ilk ve son nokta nerde?
Bazı geriden gelen, bin yıl ilerde!'
Bu, ilerlemek filan değil. Bu, çukura doğru, felâket uçurumuna doğru koşar adım ilerlemek. Çaremiz ailededir, çaremiz aileye sarılmaktır. Bu hakikate nasihatle seve seve gelmeyeni musibete döve döve getirir. Lamı cimi yok. Birbirimizi idare etmeyi çoktan geçtik artık. Herkes başında veya içinde bulunduğu ailenin kıymetini, tartışılmaz değerini tekrar gözden geçirmek, bu hususta sıkı bir tefekkür yapmak, evlatlarımızın kuracağı yuvalar için hassasiyetle, yana yakıla dua etmek ve korku duyup her türlü tedbiri almak durumunda."
Sayfa 71Kitabı okudu
Elza Kungayeva ve Salman Raduyev'in şehit edilmeleri
En ünlü Federal dava, Rus Savunma Bakanlığının 160. Tank Alayının komutanı olan Albay Budanovun davasıydı. Budanov, Putinin Devlet Başkanı seçildiği gün olan 26 Mart 2000 tarihinde, anne ve babasıyla, eteklerinde Budanovun alayının geçici olarak konuşlanmış olduğu Tangi-Çu köyünde yaşayan, on sekiz yaşında bir Çeçen kızı olan Elza Kungayevayı
Cengiz Han büyük bir hakikat olarak şunları söylemişti:
“Bir surun kuvveti, onu müdafaa eden insanların cesaretinden ne büyük, ne de küçüktür.”
Türk kumandanları, ahaliyi kendi talihlerine bırakarak, Şah’a katılmak üzere bir çıkış yapmayı tercih
ettiler ve geceleyin Şah’ın askerleriyle, nehir arkının kapısından çıktılar, Amu nehrine doğru yol
