-"Mutlu olduğumuz
zamanlarda hep iyi bir insan oluruz da iyi insan olduğumuz zamanlarda ille de mutlu
olmayabiliriz.”
-“İyi insan tanımıyla neyi
kastediyorsun, Harry?”
-“İyi insan olmak demek insanın kendi kendisiyle uyum içinde olması demektir. Uyumsuzluk da insanın başkalarıyla uyum içinde olmaya zorlanması demektir. Kişinin
kendi yaşamı: Önemli olan budur. Komşularımızın yaşamlarına gelince; insan tutucu ya da
püriten olmak isterse bunlara ilişkin ahlaksal görüşlerini ilan edebilir, ama aslında bunlar
bizi hiç ilgilendirmez. Zaten bireyselliğin güttüğü amaç daha yücedir. Çağdaş ahlak çağın
ölçüsünü benimsemekten ibarettir. Bence herhangi bir kültürlü kişinin yaşadığı çağın
ölçüsünü benimsemesi en kabasından bir ahlaksızlıktır.”
-Ressam, “Ama Harry, insan salt kendisi için yaşarsa karşılığında mutlaka müthiş bir
bedel ödemez mi?”
-“Evet, bugünlerde her şeyimizi aşırı pahalıya satın alıyorum. Bana kalırsa yoksulların
gerçek trajedisi şu ki keseleri ancak karınlarını doyurmaya yetiyor. Güzel günahlar da, güzel
nesneler gibi, zenginlerin harcıdır.”
-“İnsan bu bedeli paradan başka şeylerle de ödemek zorunda kalıyor.”
-“Örneğin nasıl şeyler, Basil?”
-“Ne bileyim ben, pişmanlık, vicdan azabı, sonra... Aşağılanmanın bilinci.”
-“İki gözüm, Ortaçağ sanatı pek hoştur, gelgelelim Ortaçağ
duygularının modası çoktan geçti. Romanlarda kullanabiliriz bu duyguları. Ama zaten
romanlarda kullandığımız şeyler gerçek yaşamda kullanmadığımız şeyler değil midir? İnan
bana, hiçbir uygar kişi sürdüğü keyiften ötürü pişmanlık çekmez, hiçbir ilkel kişi de keyfin
ne olduğunu bilmez."