Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tek bir soru. Sadece bir tane. Kayra sordu: “Nasılsın?” Bacaklarını iki kişilik salıncağa uzatıp sağ kolunu sırtını dayadığı demire yaslayıp sol kolunu da salıncağın kenarına koydu. Birkaç saniye çevreyi seyretti. Ve başladı konuşmaya. “Seni Kinyas en son Fransa’da görmüştüm. Paris’te. Ama Kayra, seni en son ne zaman gördüğümü
Sayfa 221Kitabı okudu
Alp.
Tek bir soru. Sadece bir tane. Kayra sordu. “Nasılsın?” Bacaklarını iki kişilik salıncağa uzatıp sağ kolunu sırtını dayadığı demire yaslayıp sol kolunu da salıncağın kenarına koydu. Birkaç saniye çevreyi seyretti. Ve başladı konuşmaya. ''Seni kinyas en son fransa'da görmüştüm. Paris'te. Ama kayra, seni en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum.
Sayfa 219
Reklam
-"Mutlu olduğumuz zamanlarda hep iyi bir insan oluruz da iyi insan olduğumuz zamanlarda ille de mutlu olmayabiliriz.” -“İyi insan tanımıyla neyi kastediyorsun, Harry?” -“İyi insan olmak demek insanın kendi kendisiyle uyum içinde olması demektir. Uyumsuzluk da insanın başkalarıyla uyum içinde olmaya zorlanması demektir. Kişinin kendi yaşamı: Önemli olan budur. Komşularımızın yaşamlarına gelince; insan tutucu ya da püriten olmak isterse bunlara ilişkin ahlaksal görüşlerini ilan edebilir, ama aslında bunlar bizi hiç ilgilendirmez. Zaten bireyselliğin güttüğü amaç daha yücedir. Çağdaş ahlak çağın ölçüsünü benimsemekten ibarettir. Bence herhangi bir kültürlü kişinin yaşadığı çağın ölçüsünü benimsemesi en kabasından bir ahlaksızlıktır.” -Ressam, “Ama Harry, insan salt kendisi için yaşarsa karşılığında mutlaka müthiş bir bedel ödemez mi?” -“Evet, bugünlerde her şeyimizi aşırı pahalıya satın alıyorum. Bana kalırsa yoksulların gerçek trajedisi şu ki keseleri ancak karınlarını doyurmaya yetiyor. Güzel günahlar da, güzel nesneler gibi, zenginlerin harcıdır.” -“İnsan bu bedeli paradan başka şeylerle de ödemek zorunda kalıyor.” -“Örneğin nasıl şeyler, Basil?” -“Ne bileyim ben, pişmanlık, vicdan azabı, sonra... Aşağılanmanın bilinci.” -“İki gözüm, Ortaçağ sanatı pek hoştur, gelgelelim Ortaçağ duygularının modası çoktan geçti. Romanlarda kullanabiliriz bu duyguları. Ama zaten romanlarda kullandığımız şeyler gerçek yaşamda kullanmadığımız şeyler değil midir? İnan bana, hiçbir uygar kişi sürdüğü keyiften ötürü pişmanlık çekmez, hiçbir ilkel kişi de keyfin ne olduğunu bilmez."
''Seni kinyas en son fransa'da görmüştüm. Paris'te. Ama kayra, seni en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum. Neyse, önemli değil. Çok zaman geçti sonuçta görüşmeyeli. Paris'ten ayrılmamı biliyorsunuz herhalde. Zaten çok fazla anlatılacak bir tarafı da yok. Neden bana verdiklerini hala anlayamadığım o bursla, şu an ismini yanlışlık yapmamak için
“İnsan bu bedeli paradan başka şeylerle de ödemek zorunda kalıyor.” “Örneğin nasıl şeyler, Basil?” “Ne bileyim ben, pişmanlık, vicdan azabı, sonra... Aşağılanmanın bilinci.” Lord Henry omuzlarını silkti. “İki gözüm, Ortaçağ sanatı pek hoştur, gelgelelim Ortaçağ duygularının modası çoktan geçti. Romanlarda kullanabiliriz bu duyguları. Ama zaten romanlarda kullandığımız şeyler gerçek yaşamda kullanmadığımız şeyler değil midir? İnan bana, hiçbir uygar kişi sürdüğü keyiften ötürü pişmanlık çekmez, hiçbir ilkel kişi de keyfin ne olduğunu bilmez.”
Elza Kungayeva ve Salman Raduyev'in şehit edilmeleri
En ünlü Federal dava, Rus Savunma Bakanlığının 160. Tank Alayının komutanı olan Albay Budanovun davasıydı. Budanov, Putinin Devlet Başkanı seçildiği gün olan 26 Mart 2000 tarihinde, anne ve babasıyla, eteklerinde Budanovun alayının geçici olarak konuşlanmış olduğu Tangi-Çu köyünde yaşayan, on sekiz yaşında bir Çeçen kızı olan Elza Kungayevayı
Reklam
tek bir soru. sadece bir tane. kayra sordu. ''nasılsın?'' ...ve başladı konuşmaya. ''seni kinyas en son fransa'da görmüştüm. paris'te. ama kayra, seni en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum. neyse, önemli değil. çok zaman geçti sonuçta görüşmeyeli. paris'ten ayrılmamı biliyorsunuz herhalde. zaten çok fazla anlatılacak bir tarafı da yok.
Cengiz Han büyük bir hakikat olarak şunları söylemişti: “Bir surun kuvveti, onu müdafaa eden insanların cesaretinden ne büyük, ne de küçüktür.” Türk kumandanları, ahaliyi kendi talihlerine bırakarak, Şah’a katılmak üzere bir çıkış yapmayı tercih ettiler ve geceleyin Şah’ın askerleriyle, nehir arkının kapısından çıktılar, Amu nehrine doğru yol
Buhara Şah, yüksek sıradağları indikten sonra, ordusuyla beraber kuzeye, Sir nehrine doğru yürüdü. Maksadı, nehri geçmeye teşebbüs etmeleri halinde savaşa tutuşmak için Moğolların gelişini beklemekti. Fakat boş yere bekledi. Bu sıralarda neler olup bittiğini anlamak için, haritaya bakmak gerekir. Muhammed Şah memleketinin bu kuzey kısmı,
Olsun
Kudüs’ün haritası arş-ı alâ katında. Dünya sınırları olmaz olsun. Olacaksa bile razıyım pasaportuma vurulacak damgaya. Bedeli neyse öderim. Yeter ki olsun. Eğer ezel gününden bir esinti beni bulacaksa feda edilecek her şey o ân-ı seyyaleye feda olsun. Bu kadar “Olsun!” nidasından sonra arş ihtizaz etmez mi? “Âşıkların âhı, zahidlerin duası olmasa felekler dönmez” derler. Ben âhımdan geçtim çoktan. Âh bir görsem Kudüs’ü, duam olsun. “Ol” deyince oluverir. Olsun. Hz. İsa’nın yolunu, durunu durağını; Allah'ın selâmı onun üzerine olsun, Hz Muhammed’in makam-ı miracını, Hz. Süleyman’ın duvarını, Hz. Davud’un saltanatını göreyim. Öyle bir seyahat nasip et ki bana ya Rab, güzergâhım sadece mekânda değil zaman içre de olsun.
Sayfa 208Kitabı okudu
Reklam
Ne kadar da samimi bir Kudüs yazısı...
Önümde boş bir kâğıt, hayalimde bir zeytin bahçesi. İki kelimeyi bir araya getirmeyi ölümcül bir meseleye dönüştüren biri için bu sayfayı yazıyla doldurmak, bir sayıklama anlamına gelecek biliyorum. Hele de o yazı Kudüs için olacaksa. Ama olsun. Ben ismimi bir kâğıda Kudüs’le yan yana yazayım da nasıl olursa olsun. Öyle olsun ki “Son bir
Sayfa 211
Alp.
Seni Kinyas en son Fransa'da görmüştüm. Paris'te. ama Kayra, seni en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum. Neyse, önemli değil. Çok zaman geçti sonuçta görüşmeyeli. Paris'ten ayrılmamı biliyorsunuz herhalde. Zaten çok fazla anlatılacak bir tarafı da yok. Neden bana verdiklerini hala anlayamadığım o bursla, şu an ismini yanlışlık yapmamak için
Sayfa 219 - Doğan Kitap, 52. baskı, 2016Kitabı okudu
"Baş Dönmesi 1. ateşi hatırla, dedi. ağzı bir kül ocağı ağzımda. sonra o balmumu yalnızlık yeniden tanrı soluğundan uzak.
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.