192 syf.
·
Puan vermedi
·
35 saatte okudu
Aylak deyip geçmeyin ciddi bir meşgale. Gerçekten mesai gerektiren bir husus imiş aylaklık ben şahsen ikna oldum. Zira herşeye kafa patlatman lazım. Günlük yaşamımızda bir boşluk anında kafamıza takılan tüm sorular ya da farkındalık alanımıza giren tüm ayrıntılar bu adamın işi öyle düşünelim. Karakterin çocukluk travmalarının an'a yansıması, yansımakla da kalmayıp tüm hayatını olumsuz etkilemesi etkin bir dille anlatılmış. Hatta örneklemek gerekir ise; her Türk evinin kıstası olan aile konutu, 3 oda 1 salon tabiri ile bu yüzden bu kadar ti'ye alınmış. Kitaptaki ani yer, zaman geçişleri ara ara kafa karıştırsa da okumak keyifli idi. Tavsiye edilir...
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201932 okunma
Aklınız varsa aşık olmazsınız, şahsen ben şu satırlara ikna oldum :)
Birine âşık olmak, gözü bağlı olarak, bir uçurumun kıyısında yürümek demektir. Başına neler geleceğini hiçbir zaman bilemezsin. Sonu ölüm de olabilir, cinayet de, intihar da.
Reklam
632 syf.
10/10 puan verdi
ah raskolnikov ah iki gözüm rodion romanovic raskolnikov.. 19. yüzyıl dünya klasiklerinden dünyaca ünlü rus yazar fyodor mihailoviç dostoyevski‘nin unutulmaz eseri. türkiye iş bankası kultür yayınları basımında 687 sayfadan oluşan uzun soluklu ve ilk sayfasından son sayfasına kadar okuyucuyu içerisine alan, adeta hapseden eşsiz bir kitap. öyle
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · İş Bankası Kültür Yayınları · 2006161,2bin okunma
Ben ikna oldum şahsen
Sürekli kendimden bahsediyorum. Çünkü ikna etmek gibi bir niyet taşımıyorum, başkalarını kendi aktığım suyun yatağına sürüklemek gibi bir hakkım da yok, kimseyi peşimden gelmeye de zorlamıyorum.
188 syf.
·
Puan vermedi
·
34 saatte okudu
Dostoyevski'nin hamlık dönemine ait olan eseri Öteki. Psikolojik çözümlemeleri ilk defa yaptığı eser yani. Yazıldığı dönemde çok da ses getirmemiş ama bunu o zamanlar bu tür psikolojik olaylara yoğunlaşmamaya bağlayabiliriz. Yani bu yazarın aslında dönemin ilerisinde düşündüğünü gösteriyor. Nevrotik bozukluğa, şizofreniye alanı olmamasına rağmen ilk defa parmak basmış biri yani bu eseri ile. Ama insan düşünmeden de edemiyor; bu konuyu daha ileri döneminde işleseydi nasıl bir muhteşem yapıt çıkardı ortaya, diye. :) Ben öyle düşündüm şahsen kitabı bitirince. Bakıp, biraz araştırdığımda da kendisin de böyle söylediğini gördüm: “Bu hikâye başarılı olamadı, ama fikri zekiceydi; daha önce edebiyata bundan daha ciddi bir fikir sunmamıştım. Ama bu hikâyenin biçimi kesinlikle başarısızdı. On beş yıl sonra bu hatayı “toplu eserlerim” için çalışırken olabildiğince düzelttim, fakat bu hikâyenin başarısız olduğuna bir kez daha ikna oldum. Eğer bu fikir üzerine şimdi çalışıp ifade etseydim tamamen farklı bir biçime başvururdum; ama 1846'da doğru biçimi bulamadım, hikâye üzerinde hâkimiyet sağlayamadım.” Evet, üstad kendisi de söylemiş. Şu okuduğumuz haliyle bile güzelken, kim bilir diğer türlü nasıl olacaktı? Okuduğum her kitabıyla birlikte, giderek daha güçlü bir bağ kuruyorum Dostoyevski ile. İyi ki geçmiş bu dünyadan.
Öteki
ÖtekiFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201922,5bin okunma
Yahudiler yada Hristiyanlar savaşla bir yeri ele geçirdiklerin de orası "Kılıç hakkı" olmuyormuş! Çünkü "gavurun kılıç hakkı olmazmış" bu sadece Müslümanlara özel bir hakmış! Yani yahudilerin ve hristiyanların literatürün de "kılıç hakkı" diye bir kavram olmadığı için pratik olarak öyle bir hakları yokmuş aslında! BEN İKNA OLDUM ŞAHSEN...(!)
Reklam
71 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.