Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
- Tamam, sevmek zorunda değilsin biliyorum ama daha fazla yakma canımı. Kaldıramam hepsini. Beni sevmemen, istememen yeterince üzerken daha fazlasını yaşatma lütfen. Saygılı ol biraz, ben seni uzaktan da sevebilirim böyle; hiçbir şey beklemeden, asla olmayacağını bilerek, biz diye bir şeyin olmadığını anlayarak. Gerekirse başkasıyla olmana bile dayanırım. Unuttum derim her sorana. Artık ismini bile duymak istemiyorum derim, sanki doğruymuş gibi. Seni beynimden atmak için elimden geleni yaparım yani. Şifremi değiştiririm. Duvar kağıdımdaki, bilgisayarımda ki resimlerini silerim. Seni hatırlatan şarkıları dinlemem ama unutmamı bekleme. Kolay mı sanıyorsun? Ben istemedim mi sanki? Birden hayatına girip kendine bağladıktan sonra hızla çıkan birini unutmak öyle kolay değil. Canımı ne kadar yaktığını, farkında olmadan yaşattıklarını tahmin bile edemezsin. Ama seni çok seviyorum; canımı en çok yakan, beni sevmeyen, her gün onun için ağladığımı bilmeyen, arkasında yarım bıraktığı insanı görmeyen, hatta bunları bile okuyamayacak insan... Kader G.
ÖLÜMÜ BEKLERKEN Sanırım yaşlandığımdan olsa gerek, eskisi kadar ilgimi çekmiyor çamurunda oynadığım topraklar. Dibine uzanıp da yapraklarının arasında hayallere daldığım elma ağacıyla, aramıza bir soğukluk girmiş. Nedendir bilmem en derine saklanmış anılar, kapının asma kilidini açmaya başlamamla gün yüzüne çıkmaya başladı. Sanki belleğimin
Reklam
Uzun zamandır aynaya bakmadım ben.Ne haldeyim kim bilir ? .Bir sabah artık kendimi özlediğimi hissederek bakıverdim aynaya.Çok değişmişim.Eski gülüşlerim ve gözlerimin rengi solmuş adeta.İçten gülemediğim için solmuşlar.Öyle diyor du gülüşlerim.Her yağmur taneleri,gözyaşlarım ile tanıştığı için o masmavi renkte solmuş.Şimdi haberim oldu...Peki ne yapmam gerek ? Ben bu senaryonun oyuncusu olamazdım.Bu role girip birdaha asla bu anları yaşamak istemezdim.Ama yıprandım bir kere.Kalbimin kırıldığı anların sesini duyar oldum.Ama sadece duyar oldum.Duymak istemedim bir daha...Ama halen yaşıyorum.Bir yanım eksik olsa da,sol yanım halen atmaya devam ediyor.Artık üzmemem gerek,güneşli günleri görmemi sağlayanları. Artık kendim için adım atmaya başladım.Çok iyi bir ders verdi çünkü bana hayatın içinde ki insanlar.Son nefesime kadar kendim istediğim için yaptım herşeyi.Benden istenileni değil... Artık ayna ile her gün aynı saatte buluşuyoruz.MUTLUYUM. SALİH SARIKAYA
Yağmuru severim.Toprak kokusunu hatırlatır bana.Huzur dolu,ümit dolu,beklenti dolu...Bir de rengarenk gökkuşağı yok mu ? İşte ona da hayır demem.Ama o göz alıcı renkler de gidiyor bir zaman sonra.Toprak kokusu da dağılıp,uzaklaşıyor usulca. Arayıp,bulamadıklarım var benim.Aramak istemeyip te,beni bulanlar da var.Kızgın değilim.Kırgın da değilim aslında.Garson hariç kimseden bir şeyin hesabını istemedim ben.Zaten kimseye de yaptıklarımdan dolayı hesap vermedim ben. Yanımda olmak isteyenler ile yürüdüm ben bu yolu.Son durakta kimsenin olmadığını,güneşin sayesin de fark ettim.Tek kendi gölgem belirdi çünkü.İstemek te önemli değilmiş.İsteyipte,çok şey kaybeden insan tanıdım ben.BENİ DE KAYBETTİKLERİ GİBİ.Hele ki o ümit vermeleri yok mu ?. O verilen ve tutulası bir tarafı olmayan sözler yok mu ? .Sadece acıyorum. Oscar ödülü almış film gibi geliyor bazı şeyler bana.Oyunculuk kusursuz.Sahte gülüşler.Herkes neler yapacağını bilir olmuş.Senaryoya tek ben çalışmamış olmalıyım ki afallayıp duruyorum.Şaşırmaktan alamıyorum kendimi.Bazen bu tür insanlara güneş bile küser olmuş,doğmuyor artık.Yıldızlar,gece kendini gizler olmuş... Bir insan,bir hayatı dibine kadar etkilermiş bunu anladım ben.Sadece ALIŞTIM hepsi bu. SALİH SARIKAYA
Hayatın bana verdiklerine karşın,ben hayata yalnızlığımı verdim.Hayat bana insanlar tanıttı,ben tanımak istemedim.Zaten tanıdığım insanlar da "keşke" dedirttirdi bana.Bundandır tanımak istemeyişim.Sahte gülücükler ile yolum kesişmedi benim.Sahte gülüşler saçmadım etrafıma,yanımdakilerin sahte gülüşlerine gözlerimi kısarak baktım.Söylediklerini, Sezen açarak dindirdim.Duymazlıktan geldim,duyulası bir tarafı olmayan karanlık insanları.Anlam veremiyorum.Zaten anlamakta istemiyorum aynı dili konuşmadığım insanları.. Güzel günlerimde var benim.Bol gülüşlü olanından hemde.Ama hayatın içinde ki insanlar yüzünden pek zaman ayıramadım o günlere.Geçmişimi kovalarken,geleceğim için adım atmaya ne mecalim kaldı ne de nefesim... SALİH SARIKAYA
Öncelikle bu ileti uzun, karışık, garip, deli saçması ve dağınık bir ileti olacaktır baştan uyarayım. İlk başta konuya girmeden önce ön bilgilerden gerek dizide gerek kitaplarında(Son dizisindeki amca benim için efsane idi. Ondan ilk defa bir görsel yapıt kitabı çok fark attı. :D Dr. Hannibal Lecter zihin sarayının ufak versiyonunu kendimde
Reklam
Yağmurlu Bir Gündü Yağmurlu bir gündü Bekliyordum seni Soğuktan tir tir titreyerek Umursamıyordum üşümeyi Tam bir buçuk saat beklemeyi Seni görecektim ya
Kuleli
Kırmızı Siyah Ne zaman sana baksam boğazdan gizli, mahzun, Beyaz elbiselerini giymiş süzülüyorsun Dikkat çekiyor asker, sen dikkat çekiyorsun.
Güneş doğmuyor günlerime, Karanlıklarda kalmışım hep anne Büyüdüm tanıştım artık birçok şeyle En çokta dertleri dertleri tanıdım ben anne Daha uzun bir yolumun olduğunu söylüyorsun Bilmiyorsun ki, ben çok yoruldum Taşınmaz yükleri omzumda buldum Yoruldum anne hem de çok yoruldum. Fazla bir şey istemedim hayat denilen bu yolda Biraz mutluluk biraz
Deniz Gezmiş
DENİZ'İN MAHKEMEDEKİ İFADESİNDEN "Bu iddianamede 3 suç unsuru ileri sürülüyor: 1. Varlığımızı Türkiye'nin bağımsızlığına armağan etmiş olmak. 2. Kanuni ve legal bir örgütün üyesi olmak. 3. Marksist-Leninist düzen kurmak istemek. Ayrıca iddianamede Türkiye halkının birtakım etnik gruplardan teşekkül ettiği iddialarını bizim ortaya
Reklam
Gölgem düşmüyor Artık Evinin Duvarlarına Hadi gir içeri. Ama gözlerindeki o kanayan suçluluk bırak kapıda kalsın. Ona ihtiyacımız yok artık. O hayatın içine birtürlü sığamayan ve telaşından durmadan sigaraya sarılan yorgun ellerini, nereye baksan hep karşında duran o kırgın çocukluğunu, uzak denizlerin sisli buğusuyla her daim ıslak dudaklarını,
Gölgem Düşmüyor Artık Evinin Duvarlarına
Gölgem Düşmüyor Artık Evinin Duvarlarına Hadi gir içeri. Ama gözlerindeki o kanayan suçluluk bırak kapıda kalsın. Ona ihtiyacımız yok artık. O hayatın içine birtürlü sığamayan ve telaşından durmadan sigaraya sarılan yorgun ellerini, nereye baksan hep karşında duran o kırgın çocukluğunu, uzak denizlerin sisli buğusuyla her daim ıslak
Sabaha karşı saat 4.00… Özel bir hastanede refakatçi olarak Ece Ayhan’ın yanındayım. Usta şair çok hasta. Ayaklarında oluşan bir hastalıktan dolayı yürüyemiyor. Sesiyle uyanıyorum. “Yeter artık uyuduğun, ben acı çekiyorum, sen uyuyorsun” “Dalmışım, Ece Baba” diyorum ve yattığım küçük kanepeden kalkıyorum. Hemen odadan çıkıp hemşireyi
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.