"Anne ben geldim, ağdaki balık
Bardaktaki su kadar umarsızım
Dizlerin duruyor mu başımı koyacak?
Anne ben geldim, oğlun, hayırsızın."
Yıllar önce, liseye giden, şiir konusunda bilgisi olmayan toy bir kız çocuğunu etkileyen dizelerdi bunlar.
Ne oldu da o zamanlar gidip edinmedim ki bulunduğu şiir kitabını, diye arada kızıyorum kendime.
Anne ben geldim, ağdaki balık
Bardaktaki su kadar umarsızım
Dizlerin duruyor mu başımı koyacak?
Anne ben geldim, oğlun, hayırsızın….”
/Ahmet Erhan
youtu.be/FhyCXUT_5as
Şairler Ölmez!
Günün birinde Ahmet Erhan ve şiirleri hakkında bir şeyler yazacağım aklımdan geçen bir şey değildi. Şiir kitaplarına ve şairlere yapılabilecek her inceleme, eksik kalır, devamı vardır zannımca. Söylenebilecek bir şey olmadığını düşünür insan öncelikle, ama bir açıldı mı ağzı şiirden-şairden yana, susmak bilmez. Bu da eksik kalan,
Ahmet Erhan, biraz asi çoğu kez müzmin bakışlı, ülkesine dargın, ülkesine ülkesinde iken hasret. Annesine düşkün babasına küskün henüz annesinin dizinde ancak huzuru bulabilen bi oğlan şairi. "Burada Gömülüdür" şair kendisini ,şiirlerinin manasındaki içerlemeyi bu kitaba gömmüş. Lirik tarzı, serbest kafiyesi... Ahmet Erhan dilini yansıtmış şiirlerine. Çoğu şiirinde ülkesine atfettiği yüreği buruk şiirleri bizlerin içlerini örseliyor. Aşkı da kendince yine Ahmet Erhanca yansıtmış şiirlerine ülkesi ne ise bi o kadar sevdası da aşkıyla bütünleşmiş...Ve böyle özetlemiş
Anne ben geldim, ağdaki balık / Bardaktaki su kadar umarsızım / Dizlerin duruyor mu başımı koyacak?/ Anne ben geldim, oğlun, hayırsızın...