Bir Millet Her Nesilde Yeniden Doğar...
İş yerinde ofisimde çalışırken, kapımı stajyer öğrenci çaldı. Başımla, gel işareti yapınca usulca kapıyı açıp içeri girdi. Müdürüm size bir soru sorabilir miyim dedi. Buyur sor dedim. İş yerindeki çalışanların hangisi en yüksek maaş alıyor. Ben ona göre kendime meslek seçeyim deyince, tebessüm ederek sen öğlen molasında odama gel sana anlatayım
_İnkarcılar kızgın fırına atılmış saman gibi yanacaklar. İnananlar ise ahırdan salınmış buzağılar gibi sevinçle sıçrayacak.
_Davutoğlu Süleyman’ın özdeyişleri_
_Akılsızlarara, ahmaklıklarına uygun karşılık ver. Yoksa kendilerini bilge sanırlar.
_Akılsızlar ne zamana dek bilgiden nefret edecek?
_İyilerin peşinden gidin. Hırsızın katilin
İnsanlar gelip bana Tanrı var mı diye sorarlar. Tanrı'yı unut senin bilincin Özgür mü? diye sorarım. Biri bana gökyüzü var mı diye sorsa güneş var mı diye sorsa ben ona ne sorarım? Gözlerin açık mı? Güneş vardır ama asıl mesele onun gözlerinin açık olup olmamasıdır. Tanrısallık vardır ama tanrısalığın can bulması için bilinç açık olmak zorundadır. Kuşatılmış bir zihin ve kapalı gözler onu nasıl görebilir inancı saplantıya dönüştürmüş bir insanın gözleri kapalıdır. Zihni esaret altındadır. Bir insan aklına bir bakış açısı koydu mu o kavramı içselleştirir daha bilmesine fırsat kalmadan zihnini kapatır kapılar kapanır sonra da kalkıp sorar: Tanrı var mı? Hakikat var mı? Kapalı bir zihin için kuşkusuz ne hakikat vardır ne de tanrı.
Sayfa 14
# Hilal
Ben öğretmenlik hayatımda asla böyle bir şey yapmadım. Öğretmenliğin ilk şartının öğrenciyi tanımak olduğunu düşünüyorum. Tanımadığın, bilmediğin, ilişki kuramadığın bir çocuğa asla tek bir şey öğretemezsin.
Ben ilk kez bir sınıfın dersine girdiğimde önce onlardan kendileriyle ilgili bir yazı yazmalarını istiyorum. Nasıl bir hayatları var, aile ortamları nasıl, özel durumları var mı? Kısaca karşımdaki kim? Nasıl biri?
Sonra onlarla ilişki kurarım. Derse girer girmez önce sınıfa bir bakarım. Yüzü asık olan veya sıkıntısı olan var mı diye? Önce bir hâl hatır sorarım. Onlar zaten kendilerini ciddiye alan birini görünce her şeyi anlatırlar.
...
Beni en çok arıza tipler sever. Çünkü onları, o herkesin çok sevdiği örnek öğrenciler kadar çok severim.
...
Tam da bu sebeple hiç disiplin sorunu yaşamam, çünkü benim dersimde hatırım için susarlar. Bence bu işin sırrı, öğrenciyi tanımak ve ona değer vermek. Saygılar...
B.A. Türkçe öğretmeni, kendi yaşamının öğrencisi.
_Laiklik, medeniyettir.
_Laikliği, her şeyin üstünde zorunlu buluyorum.
_Cadılarla, hortlaklarla ve ruhlarla ilgilenmek, politikacıların işi değildir. Politikacıların görevi, kanunlarla sınırlandırılmıştır. Politikacı, ruhları, sıradan insanlardan daha iyi bilmez ve bundan ötürü, en az benim kadar cahil olan ve benim selâmetimle benden daha az
Tecrübeyle sabit çok doğru.
Ona yaşadığı krizden nasıl çıktığını soruduklarında, insanlar "neden ben" diye sorup duruyor. Bense ’neden ben değilim’ diye sorarım. Evet hastalığım sırasında çok şey kaybettim ama çok şey de buldum.
Sayfa 24Kitabı okudu
Filozof Olamamın Binlerce Sebebinden Sadece Birkaçı
Çocukken eniştemin "büyünce ne olacaksın" sorusuna "filozof" diye karşılık verdiğimde, annem elindeki örgüden kafasını hiç kaldırmadan şu yorumu yapmıştı: " Ben hep diyorum size geri zekalı bu çocuk" Annem gibi elişiyle uğraşan teyzem devam etti sonra : " Benim oğlanlar da salak ama inan bunun kadar
Sayfa 43 - Ketebe Yayınları 1.baskı
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt
Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.