Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Caner Toptaş

Niye çalıştığını bilmeden günde on iki saat çalışan bir insan için, ne saygınlık, ne de gerçek bir yaşam mümkün değildir.
Reklam
Dinin sahtesi, siyasete karışmış olandır, Din duygularının ve dince kutsal kavramların siyaset adına kullanılması ile din, din olmaktan çıkar, siyasetin aracı olur. Siyaset ticarete, ticaret siyasete, din de her ikisine araç edildi mi, artık bu sömürünün sonu gelmez. Din ticareti ile meşgul olanlara bakın, hemen hemen hepsi milyarder. Yalnızca Türk lirası ile milyarder değil bunlar, dolar milyarderi olmuşlardır birçoğu. Oh ne kolay. Çek bir besmele gelsin paralar. Bir kolumuz siyasette, öbür kolumuz ticarette, ayaklarımız tarikatlarda. Bir üçgen bu. Ticaret, siyaset ve tarikat üçgeni... (Uğur Mumcu)
Sayfa 168Kitabı okudu
İnsan, kafasının ışıldaklı kutusunu işletirse, demirden tırpan yaparsa, düşmanların cihazından yılmaz da kendi kafasını cihaz eylerse, çaresiz kalmaz. İnsanın elinde çareler çoğalır. Bir insan bir çare bulursa, o çareyi sınarsa, öteki çaresizler o çarenin sınandığını, o çarenin iş gördüğünü görürse, çaresizlerin elindeki çarelere inancı artarsa, hiç dayanır mı o düşman? Dayanırsa kaç gün dayana?
Sayfa 320Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kadın o! Kim takar kadını, köleyi? Kadın ev kölesi! Kadın doğurur, yener ölümü. Koskocaman ölümü yener de, yazgısını yenemez! Yener ama yenemez!
Doğa, cahili ve aptalı affetmez. Doğayla oy vererek başa çıkamazsınız. Doğayla ancak bilim başa çıkar.
Sayfa 166Kitabı okudu
Reklam
Bir lokma ekmek ve bir hırka ile kanaat eden insan yaratıcı olamaz. Bu felsefeyi öven hiçbir düşünce yaratıcı bir toplum ortaya çıkaramaz. Okullarında itaat ve kanaat öğreten toplumlar başkalarına itaate ve kendilerine verilenle kanaate mecbur olurlar.
Cehalet en büyük düşmandır. Ama bu düşman dışarıdan gelmez. Bunu biz kendimiz büyütür, bizi daha çok cahil edecekleri başımıza getirmek için sandıklara koşarız, zira cehalet rehaveti, rehavet yalancı bir rahatlığı, o da sonunda felaketi getirir.
Ama kralım bir dakika bile ekleyemezsin ömrüme. Günlerimi kısaltabilirsin kasvet verici bir şekilde, Gecelerimi kopartıp alabilirsin, Ama bir tek gün katamazsın yaşamıma. Yüzümdeki kırışıklıkların artmasına katkın olabilir, Ama zamanın oluşturduğu tek bir çizgiyi yok edemezsin. Bir sözünle beni öldürebilirsin, Ama öldüm mü, bana yeniden can veremezsin.
Hoşlanmıyoruz gençlerimizin değerli kanlarıyla topraklarımızın ıslanmasından; ve kardeşin kardeşe açtığı yaralara tanık olmaktan…
Taş aletlerinden ve kas güçlerinden başka bir şeyleri olmayan binlerce Paskalya Adası sakini, kendi çevrelerini ve dolayısıyla toplumlarını yok etmeyi başarmışsa, metal aletleri ve makineleri olan milyarlarca insanın daha kötüsünü yapabilme olasılığını hafife almamamız gerekir.
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, sizlere bütün o yüz yılı anlatmak yerine yüz yıl öncesinin ve başlangıç yıllarının şartlarını anlatmayı tercih ettim. Başlangıcı bilmek de sonunu değerlendirmede önemli bir etkendir.
Sayfa 265Kitabı okudu
Türk tiyatrosu, Türk operası ve Türk harf devriminin mucidi Kafkas Azerbaycanlı Mirza Fetali Ahundov’dur. Onun artık iki yüz yıla yaklaşmakta olan harf devrimi projesini İstanbul’da Makam-ı Saltanat’a ve Encümen-i Daniş’e bilimsel olarak sunduğunu biliyoruz. Latin harfleri projesi, o dönemde büyük bir infial ile karşılanmıştır ve kabul edilmiş değildir… Ünlü maarif ve kültür adamı da Mecidiye Nişanı verilerek memleketine geri gönderilmiştir.
Sayfa 260Kitabı okudu
Dünyada köleliğin kalktığını söylemek hukuki olarak bakarsanız normaldir ve doğrudur. Ama acaba gerçekten kalkmış mıdır? Organ mafyalarının küçük çocuklara musallat olduğu, genç kızların iş pazarında hayatlarını bir şekilde teminat altına alamadığı, kitlelerin açlığa mahkum olduğu ve hayatlarının emin ellerde olmadığı bir dünyada köleliğin kalktığından nasıl övünerek söz edebiliriz? Son derece enteresan bir durum.
Sayfa 258Kitabı okudu
On iki ada konusunda İsmet Paşanın suçlanması hiç anlaşılmaz. 1912 Londra ve Uşi antlaşmaları sırasında İsmet Paşa henüz yarbay rütbesinde bile değildi… Hayal üzerine tarih yazılamayacağı çok açıktır. Bunun siyaseten kullanılması da fevkalade tehlikelidir.
Sayfa 249Kitabı okudu
En başarılı dönem ilk on beş yıl dedim, cumhuriyet tarihinin en başarısız dönemi ne zamandır derseniz; bence onu şimdi yaşıyoruz. Yani özellikle 1980’den beri üretim artmıyor, mevcut üzerinde oynanıyor; birikim zenginliği ile oynandığı için de artık bu dönemin sonuna gelindi.
Sayfa 176Kitabı okudu
2.315 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.