. . .
ŞİİR-MİİR
K/aralamalar
(Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
Bütün dünyâya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım;
Nihayet, bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım.
Şehirden kaçmak isterken sular zaten kararmıştı,
Pek ıssız bir karanlık sonradan vâdiyi sarmıştı.
Işık yok, yolcu yok, ses yok, bütün hılkat kesilmiş lâl...
Bu istiğrâkı tek bir nefha olsun etmiyor ihlâl
Muhîtin hâli
.
Öncelikle kitap Akif'i anlamak için mükemmel bir kaynak. Dili de bir o kadar güzel. Kitabın girişinde Akifin biyografisini okuyoruz akabinde karakterini izah eden pasajlar geliyor. Burada özellikle Akifin ne kadar dürüst bir insan olduğunun altı çiziliyor.
Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek:
Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun
....
Serilmiş gövdeler, binlerce, yüzbinlerce doğransın!
Dolaşsın, sonra, İslam'ın hâremgâhında nâ-mahrem...
Benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil matem!
Mehmet Akif ERSOY
—Bütün dünyâya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım;
Nihâyet, bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım.
Şehirden kaçmak isterken sular zâten kararmıştı;
Pek ıssız bir karanlık sonradan vâdîyi sarmıştı.
Işık yok, yolcu yok, ses yok, bütün hilkat kesilmiş lâl...
Bu istiğrâkı tek bir nefha olsun etmiyor ihlâl.
Muhîtin hâli «insâniyyet»in
.
Safahat evreler demektir. Zira Akifin hayatı da safhalardan oluşmaktadır. Kendisinin yaşadığı ilk dönem Abdülhamid devridir akabinde İttihat evresi, Kurtuluş savaşı, Cumhuriyet dönemi ve Mısır yılları gelir. Akif'in yaşadığı dönemde oluşan bu siyasi çalkantı şiirlerine de nüfus etmiştir. Bu yüzden şiirlerini çeşitli evrelere yani safahat'a ayırabiliriz. Sayın Karakoç'un kitabı bu evreleri, siyasi muhtevayı anlamak, Akifin bu olaylar karşısında nasıl bir duruş sergilediğini kavramak için güzel. Bilhassa "Asrın İdrakine Söyletmeliyiz İslamı" yazısında çok beğendim. Bu açıdan kitabı tavsiye ederim.
Sayın Sezai Karakoç'un üslubuna ise bu okuduğum ikinci kitabı olmasına karşın ısınamadım, sanırım bunda sık sık devrik cümle kullanması etkili oldu. Nedense devrik cümleye ve "devrimin esprisi" gibi mefhumu bana sirayet etmeyen kelimelere karşı bir alerjim var. O tarz kitapların içeriği güzel olsa da kitapla benim arama bir mesafe giriyor. Yine de hoş bir kitap, Akifin yaşadığı zorlukları ve şiirinin bu zorluklar karşısında tekamülünü anlamak ve matemin neden bülbülün hakkı olmadığını kavramak için okunabilir.
Dolaşsın, sonra, İslâm’ın harem-gâhında nâ-mahrem...
Benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil mâtem!