Sen bir çocuksun, annen sinirden bir de sevinçten doğurdu seni
yırtılan ipek sesiyle;
Bir çocuksun sen, bedeviler gibi ezberindeki şiirlerle bulmak
zorundasın çölde yitirdiğin yolu; yeryüzü şenliğinin azımsanamaz
bir parçasıdır yaktığın ateş, kıvrıldığın dönemeç, açtığın şemsiye,
kucakladığın yaşlı ağaç; iyi bir çocuksun; tuhaf
Bıkkınlığıma yazıyorum bu geceyi
ağır paslı bir tren ölüsü çöküyor şehrin yayalığına
küçük küçük birikiyoruz kendimize,
Oysa henüz masum olabilmek lazım,
yanlışlık ve yalnızlıklar kadar..
tutamıyorum artık seni damarlarımda,
seni ve bu kenti.
oysa mavi siren seslerinde bir ağıt gibiyim neşesiz,
kömür tozuna yaşlanmış ellerle,
paslı ve bir
Ahmed Hulusi'nin dili bu kitapta daha sade, daha anlaşılır...
İnsan, Dünya, Evren ve İslam kavramlarını bilimsel açıklamaları ile detaylandırarak anlatmış. Kuran'dan sure açıklamalarına zaman zaman yer vermiş, açıklamaların Türkçe olması ve mecaz anlatımının olmaması ile de daha anlaşılır olmuş.
Esmalardan, Altın Çağ'dan, beynimizdeki dalga boylarından, zaman kavramından (Uzay, Güneş yılı, Ay Yılı), ölümden ve sonrasından, ahiret, kabir ve berzah aleminden bahsetmiş olup kitaplarında tekrara düşmeyen anlatımı ile rahatlıkla ilerleyebiliyorsunuz.
İyi okumalar dilerim.
Yaşamın GerçeğiAhmed Hulûsi · Kitsan Basım Yayın · 2000181 okunma
Hep kaldıkları yerden devam ediyorlar adeta.Uzun bir dünya hayatından ölerek buralara gelmiş üç ahiret insanı gibiler.Davaları bitmiş.Hükümleri kesinleşmiş.
Sınanmaları artık gerekli olmayan üç berzah ehli.Daha çok,duygu bahşedilmiş hayvanlara benziyorlar.Utanan,kızdıran,esneyen,şakacı büyükbaş hayvanlar gibiler.Ahlak onlar için halledilmiş bir konu.Kompartımanın ortasına sıçabilirler.Bu onlar için midelerinin ekşimesiyle aynı.Utana utana bu hale gelmişler.Öğrenilen bir ahlak dışılık var muamelelerinde.
Evet sevgilim, vücutlarımızın arasında binbir titizlikle kurduğumuz berzah, coğrafya anlamından taşmakta ve mimari bir olanak halinde uzamakta şimdi
Yarının çocuklarına,
yırtılan ipek sesiyle.