Haremağası düşündü, her renkten kızları gözünün önüne getirdi, sonra sordu: "Söylesene bu adam kaç yaşında, ne renk sever? Zenginse iyi seçim yapalım, ne de olsa her türlüsünü tatmıştır, adam ne kadar yaşlıysa kız da o kadar genç olmalı. her şeyi anlat, hemen anlarız." Bilge kişi, kervanından başka bir şeyi düşünmeyen adamı gözünün önüne getirdi. "Otuzunu aşmış, kısa boylu ve kanaatkâr bir görünümü var," dedi. "Bu harika," dedi, haremağası, "Öyleyse ona, yaşlanmış bir kız verebilirim, üstelik beyaz. On dört oldu bile, bir de kusuru var, çok zeki olması, bu da bir kız için kötüdür, efendim. Onu istiyor musun?" "Evet, evet alıyorum ve üç gün içinde düğünü yaparız. Bu işi sana bırakıyorum ağa."