Trabzon, kıyıda demirlemiş, her biri aşağı yukarı ikişer grostonluk dört paslı askerî nakliye sefinesi ile, mazı ve akçaağaçlar içinde âdeta kaybolan Fâtih Câmii ve çevresindeki, herbiri mütevâzı birer mimârî şâheseri olan küçük evler ile, başta Zağnos Paşa’nınki olmaküzere taş köprüleri ve nice câmi ile, Küçük Ayvasıl Kilisesi, hükümet binâları,
Ben,
İsmet Özel, şair, kırk yaşında.
Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar
Ben yaşarken koptu tufan
Ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat
Her şeyi gördüm içim rahat
Gök yarıldı, çamura can verildi
Linç edilmem için artık bütün deliller elde
Kazandım nefretini fahişelerin
Lanet ediyor bana bakireler de.
Sözlerim var köprüleri
Regas’ın en ünlü yapıtı Thourlos adlı şiiridir. Türkçe’ye Marş olarak çevrilebilecek olan bu şiir bir devrimci manifesto görünümündedir. 1796 yılından sonra isyana kalkışan çevrelerde ve devrimci toplantılarda Marş’m, hem şiir olarak hem de şarkı biçiminde okunduğu, Regas’m kendisinin de kavalını çalarak katıldığı bilinmektedir. Şiir, ideolojik
Birçok halk düşünmeyi maviyle tarif eder çünkü hava özellikleri taşır. Bir düşünce hava gibi bir varlıktır. Bir düşünce ya da Tanrıya bir yakarış, ilkeller tarafınca bir kuş ya da bir tüy ile betimlenir. Amerika Yerlileri tüylerini bir uçurumdan uçururlar. Tanrı, yükselen bir hava akımı olarak hayal edilir, sarp kayalık boyunca yükselir ve tüyü mavi göğe taşır. Haliyle, kuşlar da düşünce aleminin habercileridir, ruh ise eski anıtlarda bir kuş olarak tarif edilir. Hissetme genellikle kırmızıyla tasvir edilir çünkü kalp ve kanı çağrıştırır. Sezgi -fakat burada belirsizlik başlar- genelde beyaz hayal edilir, ya da sarı veya altın renginde, yani güneş renginde. Duyum, somut nesnelerin algısı, genelde yeşille verilir, yeryüzünün yeşil yüzeyi gibi.