Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sofi

Kronik vicdan azabı, tüm ahlakçıların hem fikir olduğu gibi, hiç de istenmeyen bir duygudur. Eğer kötü bir davranışta bulunduysanız, pişmanlık duyun, elinizden geldiği kadar durumu düzeltin ve bir dahaki sefere daha iyi davranmaya bakın. Ne sebeple olursa olsun hatanızın üzerinde kara kara düşünmeyin. Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir.
Reklam
Kendilerinin yaratmış olduğu korkunç, kendini beğenmiş makine dönerek onları öğütüyordu ve onlar bundan kaçacaklarına, kendilerini çarkların dişlileri arasına atmak için yarışıyorlardı.
Size hayatı cehennem etmek için buradayız. Bizler fesat düşünceler, kötü hevesler, takıntılar, korkular, kuşkularız.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Onca insanın arasında bir tek o yoktu, anlıyor musun? "
Utanç tehdidi kızların yakasını bırakmıyordu. Giyim ve makyaj tarzları hep bir şekilde fazla bulunuyordu: fazla kısa, fazla uzun, fazla açık, fazla dar, fazla göz alıcı... Ayakkabılarının topuk yüksekliği, kimlerle görüştükleri, nereye gittikleri, eve kaçta döndükleri, aydan aya apış araları, her şeyleri toplumun tamamının didikleme konusuydu. Hiçbir şey , ne zeka ne eğitim ne güzellik, hiç bir şey bir kızın cinsel itibarı, yani evlilik piyasasındaki değeri kadar önem taşımıyordu.
Reklam
Gökyüzü bomboş ve Tanrı yanıt vermiyor diye geçiriyor içinden, buz gibi soğuktan diken diken olmuş bacakları, ağrıyla burulan karnıyla orada, bu terk edilmişlik hissine ne ad vereceğini bilemiyor.
Gerçek mutluluk hissettiğimiz anda farkına vardığımızdır.
Benim ışığımın senin karanlığından daha iyi olduğunu kim söyleyebilir?
Kendi için yaşayanlara dip not
Aradaki farkı anlıyor musun? Senin evin, kendi ihtiyaçlarının bir kurgusu. Ötekiler ise etkileyebilme ihtiyacıyla yapılmış. Senin evinin belirleyici amacı, evin kendisi. Ötekilerinki ise seyirciler.
Beni kargalara attın ama anlaşılan onları sana yeğliyormuşum.
Reklam
Yeteneksizlik ve beceriksizlik niçin söz geçirebiliyordu her şeye? Bunu mümkün kılan neydi? Hiç anlayamadığı şey buydu işte. Buna izin veren gerçeklik, onun gözünde hiç bir zaman tam gerçek olamazdı. Ancak bunun böyle süremeyeceğini de biliyordu! Beklemek zorundaydı, o kadar.
Zamanın beni artık hiçbir yere götürmeyeceği duygusu; beni sadece yaşlandırıyordu