Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_Edebini kaybeden kimse, kötülükten zevk alır. _Düşünmek, ruhun kendi kendine konuşmasıdır. _Adaletli olmak herkese eşit davranmak değildir, herkesin durumuna, konumuna göre davranmaktır. _Arzular ve duygular arabayı çeken iki at, akılsa onları yönlendiren arabacı olmalıdır. _Müziğin insanı götüreceği yer güzellik sevgisidir. _Görünen değişiyor,
Phaidon'un Ekhekrates'le konuşması, Sokrates'in yaşamının son anlarının anlatımıyla sonlandırılır. İnsanın hayata nasıl yaklaşması gerektiği ile ölümü nasıl karşılaması gerektiğini bilen Sokrates korkusuzca ve özgür bir biçimde hayata veda eder. Diyalog Phaidon'un şu sözleriyle biter: "İşte Ekhekrates, dostumuzun ve tanıdığımız insanlar içinde, çağdaşlarının en iyisi, en doğrusu ve en adili olduğunu söyleyebileceğimiz insanın sonu böyle oldu.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
“— Ruh bir şeyi incelemek için bazen görmenin, işitmenin ya da başka bir duyunun aracılığıyla bedeni kullanır, çünkü bir şeyi "bedenin aracılığıyla incelemek" aslında duyuların aracılığıyla incelemek anlamına gelir. Ruh bu durumda, beden tarafından aynı kalmayan şeylere doğru sürüklenir ve onlara temas ettiği için sağa sola savrulur, altüst olur ve sarhoş olmuş gibi başı döner. — Kesinlikle. — Oysa bir incelemeyi kendi başına yaptığında, her zaman var olan, arı, ölümsüz ve hiç değişmeden aynı kalan şeylere doğru yükselerek, herhangi bir engelle karşılaşmaması durumunda, onlara yakınlığı yüzünden hep yanlarında kalır. İşte o zaman sağa sola savrulması biter, o şeylerle temas ettiği için kimliğini hiç yitirmez ve onlarla birlikte hep aynı kalır. İşte ruhun bu hâline sağduyu denir.”
Sayfa 121 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Phaidon
“Ruh bir şeyi incelemek için bazen görmenin, işitmenin ya da başka bir duyunun aracılığıyla bedeni kullanır, çünkü bir şeyi “bedenin aracılığıyla incelemek” aslında duyuların aracılığıyla incelemek anlamına gelir. Ruh bu durumda, beden tarafından aynı kalmayan şeylere doğru sürüklenir ve onlara temas ettiği için sağa sola savrulur, altüst olur ve sarhoş olmuş gibi başı döner. Oysa bir incelemeyi kendi başına yaptığında, her zaman var olan, arı, ölümsüz ve hiç değişmeden aynı kalan şeylere doğru yükselerek, herhangi bir engelle karşılaşmaması durumunda, onlara yakınlığı yüzünden hep yanlarında kalır. İşte o zaman sağa sola savrulması biter, o şeylere temas ettiği için kimliğini hiç yitirmez ve onlarla birlikte hep aynı kalır. İşte ruhun bu haline sağduyu denir.
Sayfa 121Kitabı okudu
"Oysa ruh bir incelemeyi kendi başına yaptığında, her zaman var olan arı, ölümsüz ve hiç değişmeden aynı kalan şeylere doğru yükselerek, herhangi bir engelle karşılaşması durumunda onlara yakınlığı yüzünden hep yanlarında kalır. İşte o zaman sağa sola savrulması biter, o şeylerle temas ettiği için kimliğini hiç yitirmekte ve onlarla birlikte hep aynı kalır. İşte ruhun bu haline sağduyu denir."
Sayfa 121Kitabı okudu
Sağduyu
Ruh bir şey indirmek için bazen görmenin, işitmenin ya da başka bir duyunun aracılığıyla bedeni kullanır çünkü bir şeyi "bedenin aracılığı ile incelemek" aslında duyguların aracılığı ile incelemek anlamına gelir.Ruh bu durumda, beden tarafından aynı kalmayan şeylere doğru sürüklenir ve onlara temas ettiği için sağa sola savrulur, altüst olur ve sarhoş olmuş gibi başı döner. Oysa bir incelemeyi kendi başına yaptığında her zaman var olan, arı, ölümsüz ve hiç değişmeden aynı kalan şeylere doğru yükselerek herhangi bir engelle karşılaşması durumunda onlara yakınlığı yüzünden hep yanlarında kalır. İşte o zaman sağa sola savrulması biter, o şeylere temas ettiği için kimliğini hiç yitirmez ve onlarla birlikte hep aynı kalır işte ruhun bu haline sağduyu denir.
Sayfa 121Kitabı okudu
Reklam
Ruh bir şeyi incelemek için bazen görmenin, işitmenin ya da başka bir duyunun aracılığıyla bedeni kullanır, çünkü bir şeyi "bedenin aracılığıyla incelemek" aslında duyuların aracılığıyla incelemek anlamına gelir. Ruh bu durumda, beden tarafından aynı kalmayan şeylere doğru sürüklenir ve onlara temas ettiği için sağa sola savrulur, altüst olur ve sarhoş olmuş gibi başı döner. Oysa bir incelemeyi kendi başına yaptığında, her zaman var olan, arı, ölümsüz ve hiç değişmeden aynı kalan şeylere doğru yükselerek, herhangi bir engelle karşılaşması durumunda, onlara yakınlığı yüzünden hep yanlarında kalır. İşte o zaman sağa sola savrulması biter, o şeylerle temas ettiği için kimliğini hiç yitirmez ve onlarla birlikte hep aynı kalır. İşte ruhun bu haline sağduyu denir.
Sayfa 121 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Üç tabur, ah üç tabur... Nebi Samoil siperlerinde Kudüs için kan döken Türk askerlerine bu kadarcık yardım edemiyoruz. O yıl Galiçya topraklarında dövüşmek için yirmi bin lüzumsuz Türk bulmuştuk. Bir yığın Anadolu çocuğunu, yurttan kopmuş, uzak Medine içinde, iskorpite ve çöle yediriyorduk. Bir sabah kumandanın odasına girdiğim zaman,
Eleştirel ve Alternatif Eğitim: Sınavlar, Çokkültürlülük ve Diğer Sorunlar
1. Giriş Türkiye’nin eğitim sisteminde, sorunlar açısından yok yok. Böyle olunca, toplumun tepkisizliğine şaşmamak gerekiyor. ‘Okulsuz toplum’ tartışmaları açısından bakarsak (bkz. Baker, 2006; İllich, 2006), kapitalist okullar, toplumsal benzeştirme (asimilasyon) rolünü başarıyla gerçekleştirmektedirler. Okullar, geçmişte, toplumsal mücadelenin
Son
İki hikâye işittim. Masal olmadığı için anlatayım: Cemal Paşa artık ordu kumandanı değildir. Mütareke yakındır. Artık, harbe niçin girdiğimiz tartışılabilir, büyük adamların küçük adamları adam yerine saymak ve onlarla görüşmek sırası gelmiştir. Arkadaşım Y. K. bahriye çatanası içinde Büyükada'ya giderken sordu: -Paşam, söyler misiniz, bu
Sayfa 110Kitabı okudu
41 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.