Soytarı: Peki, insanın burnu niçin yüzünün tam ortasındadır, bil bakalım?
Lear: Ne bileyim.
Soytarı: Burnunun her iki yanında birer gözü olsun da, kokusunu alamadığı şeyleri görsün diye.
Bir yolu var biliyorum
barışmamız imkansız değil,
Böyle birden kesip atma,
Sana yanlış yapmadım,
Bir dinle anlatayım,
sensiz de yaşanır lakin,
Ondan sonra karar senin
Kararına saygılıyım bende bunu böyle bil,
En son ne zaman sarıldın,
Hatırlamaya çalış bakalım,
Ne zaman seni arasam yedeğine aldın sustum,
Sevginden kuşkuya kapıldım,
Rahatını bozmam deyip kendimi cezalandırdım,
Senin için bittiyse
Hayatında bana yer yok ise
Gururumu yitirmedim
Ayrılmayı şeref sayarım.
“-Peki, insanın burnu niçin yüzünün tam ortasındadır, bil bakalım?”
-Ne bileyim.
“-Burnunun her iki yanında birer gözü olsun da, kokusunu alamadığı şeyleri görsün diye.”
İşte karşı karşıyasın. Haydi bakalım bil onu. Anla bakalım. Kendini anlat bakalım. İşte sıkılıyor. Geniş geniş nefes alıyor. İşte cıgara paketine sevdiğin parmakları uzandı. İşte sevdiğin dudağın kıvrıntısından duman çıkıyor. Haydi bakalım. Bil onu bakalım. Kimdir? Senin hakkında ne düşünür? Şu saatte nerede olmayı ister? Senin sevgin umrunda mı?