Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aşk sürekli filizlenmiyorsa , bil ki can çekişiyordur.
Sayfa 74 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
-Kızıyor musun bana? -Çok!!! - Bilmediğin şeyler var. Anlatırsam, hak verirsin belki. - Hak vermem!!! Dedem gözlerimin önünde şu an. O hep sana hasret duyarak yaşadı... Onunla aranızda bitmeyen bir garazın savaşı varsa, bil ki o savaşın yıkılan harabesi altında annemle ben kaldım. Sesi ağlamaklıydı. O da erimişti duygularının pençesine düşüp: - O acımasız terk edilişin arasında, anamla benim ne günahımız vardı, bunun izahını yapabilecek misin baba? Bir canavar vicdanı oluşturup ona tutundum yaşamak için... Ne zaman çocuğunun elinden tutup yürüyen bir baba oğul görsem, her defasında öldüm. Düşman kesildim ömrümce öylesi bir manzaraya... "Baba" diye seslenen çocuklara düşman kesildim. İşte o zamanlar sana hep kızdım... Çocukluğumu hiç yaşayamadım ben... Bazen içim ezilir bir haksızlığın karşısında ve bazen taş kesilir kalbim, acımam kimseye. Bu sebeple çokları, "dengesiz" derler... Bana bıraktığın en büyük miras, acımayı unutmam oldu. Yüreğimde hasretini duyup yollarına baktıkça, benim de vicdanım tutuldu tıpkı senin gibi. Taş kesilen yüreğimin duyarsızlığında işlediğim bütün günahlarımın sebebi sensin. Yalnız bıraktın bizi. Düşünebiliyor musun baba, her akşam yatmazdan önce anneme yalvarırdım, "Anne başımı dizlerine koy ve içinde baba olan bir hikâye anlat bana" diye. Kırmazdı, mutlaka bir hikâye bulur, anlatırdı.
Sayfa 150 - 151Kitabı okudu
Reklam
...Şımarma! Bil ki Allah şımarıkları sevmez. -Kasas /76
devamını tıklayıp okuyabilirsiniz
“Şunu bil ki, bu dünyada başkalarının hep iyi taraflarını görenlerin, yarın mahşer günü kusurları görmezlikten gelinir. Ey akıl sahibi! Gül, dikenle beraber bulunur. Senin dikenle ne işin var? Gülü demet yap… Eğer tabiatında dâimâ ve yalnız kusurları görmek varsa tavus kuşunda çirkin ses ve ayaktan başka bir şey göremezsin.” Velhâsıl “Settâru’l-uyûb” olan Allah Teâlâ’nın, biz kullarının sayısız kusur ve hatâlarını örtüp affettiği gibi, bizler de affedici ve kusurları örtücü olmalıyız. Zira gönüllerinde Allah Teâlâ’nın muhabbetini taşıyanlar, affetmeyi ve kusurları örtmeyi de severler. Biz, Allâh’ın kullarını affedelim ki, O da en fazla muhtaç olduğumuz bir günde bizi affeylesin. Zira Cenâb-ı Hak, âyet-i kerîmede kullarına şöyle soruyor: “…Allâh’ın sizi affetmesini istemez misiniz?..” (en-Nûr, 22) Cenâb-ı Hak bizleri, kıyâmet günü ilâhî affa mazhar olan sâlih kulları zümresine girebilmeyi lûtf u keremiyle ihsan buyursun… Âmîn!..
İbn Arabî şu mütâlâada bulunmaktadır:   Âlem bir vehim’den ibârettir; onun gerçek bir varlığı yoktur. Bu ise “hayâl” ile kastedilen şeydir. Yâni sen hayâlinde zannetin ki bu âlem kendi başına buyruk, kendi kendine oluşmuş bir gerçektir; mutlak Gerçek’den (Hakk’dan) hâriç bir varlıktır. Hâlbuki hiç de böyle değildir… Bil ki senin kendin de bir hayâlsin; idrâk ettiğin her bir şey ve “bu ben değilim” dediğin her bir nesne de bir hayâldir. Şu hâlde bütün varlık âlemi de hayâl içinde hayâldir.
Bu bir sıhhat ölçüsüdür, sigara. İyi gelmedi mi, bil ki iyi değildir insan.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.