Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
475 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Öncelikle spoiler içeren bir yorumdur...Kitabın girişinde de yazan cümle " Her an her şey olabilir". Kitap bu mesajı vermekle aslında okuma amacına ulaşıyor. Pek çok konuda bir şeyler yazılabilir bence bir kitaba eser denilebilmesi için gün içinde düşündüğümüz ama üzerinde durmadığımız pek çok sıradan ya da nadir durumu düşünceyi
Olasılıksız
OlasılıksızAdam Fawer · April Yayıncılık · 202385,9bin okunma
416 syf.
6/10 puan verdi
Hafıza ne ölçüde ruh haline bağlıdır? Neden kendimizi başkalarıyla karşılaştırırız? Farklı zeka türleri var mıdır? Zeka doğuştan mıdır, sonradan da geliştirilebilir mi? Yaşla birlikte nasıl değişiriz? Bizi çevreleyen dünyada tepkilerimizi neye göre veririz? Bilinçli beyinde neler olur? Geçmişten bugüne ruhsal hastalıklara yaklaşımımız nasıl değişti? Dakikalar İçinde Psikoloji, Pavlov'un köpeklerinden deneysel etiğe, kişilik gelişiminden bilişsel davranışçı terapiye kadar pek çok hususta hızlı ve doyurucu bir okuma vadediyor. Psikolojinin temellerinden günümüz uygulamalarına, öngörülemez insan zihni ve davranışına tutulan bir mercek görevi görmüş bu kitap. Görseller eşliğinde 200 temel psikolojik kavram, teori ve uygulamalarını barındıran bu kitabı anlamak için ayrı bir efor sarf etsem de çok güzel şeyler kazandırdı
Dakikalar İçinde Psikoloji
Dakikalar İçinde PsikolojiMarcus Weeks · Kronik Kitap · 2022501 okunma
Reklam
Önemi çok eskiden beri bilindiği halde, oyunun eğitimde bilinçli olarak kullanılması yeni sayılır. Hele oyunun anlamının açıklanışı daha da yenidir. S. Freud ve onu izleyen çocuk ruh hekimleri oyunun kişilik gelişimine katkısını göstermişler, çocuğu tanımada değerli bir araç olduğunu ortaya koymuşlardır. Bu önemli gelişme, çocuğun ruhsal uyumsuzluklarının sağaltımında en etkili yöntemin, oyunla sağaltımın doğmasına yol açmışlardır. Çocuk oynadıkça duyuları keskinleşir, yetenekleri serpilir, becerisi artar. Çünkü oyun, çocuğun en doğal öğrenme ortamıdır. Duyduklarını, gördüklerini sınayıp denediği, öğrendiklerini pekiştirdiği bir deney odasıdır. Kısacası, oynayan çocuk, kendi küçük dünyasındadır. O dünyaya kendisi egemendir. Kuralları kendisi kor, kendisi bozar. Yaşıtları dışında kimsenin bu dünyaya girmesini istemez. Evcilik oynayan küçük çocuklar büyükleri yanlarına yaklaştırmazlar. Karışmaya kalkan olursa sinirlenirler. Kurdukları oyunu, yerleştirdikleri eşyaları değiştirmeyi bir deneyin, hemen tepki gösterirler. Deney odasında buluş yapmak üzere olan bir bilgin gibi huysuzlaşırlar. Diktikleri kuleyi yanlışlıkla devirseniz yeniden yapılamazmış gibi ağlarlar. Çünkü yetişkine ne denli önemsiz görünse de yaptığı kule kendi yapıtıdır. Oyundaki çocuk erişkinlerin "Dur! Otur! Öyle değil böyle yap!" gibi kısıtlamalarından uzak, kendi başına buyruk olmanın tadını çıkarır. Oyun çocuğun özgürlüğüdür.
Sayfa 67 - Özgür YayınlarıKitabı okudu
Masallar psikanalitik kişilik modelini uygulayarak, o anda hangi düzeyde işlev görürse görsün bilinçli, bilinç öncesi ve bilinç dışı zihne önemli mesajlar taşır.
Sadri Ertem romancılığında ilk defa bilinçli olarak toplumsal gerçekçiliği savunan ve uygulayan sanatçıdır. Edebiyatı toplum yararında bir araç saymış, genellikle işçi ve köylü sınıfının sıkıntılarını anlatmıştır. Canlandırmada, betimleme tanımlamalarda, kişilik yaratmada, roman kuruluşunda yer yer beceriksizlik gösteren eserleri toplum sorunlarını çözüme kavuşturma kaygısını daima ön planda tutarlar. Başlıca romanlarından Çıkrıklar Durunca (1931) gelişen endüstrinin küçük sanat sahiplerinin çıkarlarını baltalayışını ve bu ekonomik değişikliğin 19. yüzyıl sonunda Batı Karadeniz bölgesinde yol açtığı toplumsal çekişmeleri anlatmaktadır. Düşkünler (1935) romanında da Tanzimat çağındaki yüksek memur takımının ve ailelerinin siyasal yıkılışa paralel olarak geçirdiği sarsıntılar ve çöküş serüveni canlandırılır.
Sayfa 43
Insanlar travmatik bir olaydan sonra başka bir kimliğe kaçarlar. Kişisel çevrelerini terk ederler. Bu arada kendilerine başka bir kişilik verirler ve bu kişi olduklarından sağlam bir şekilde emindirler. Ama bunun travmatik olayı bilinçli olarak hatırlamak istememek gibi klasik bir değişimle ilgisi yoktur. Bu , daha çok söz konusu kişinin üzerinde kontrolü olmayan, bilinçaltına dayalı bir koruma işlevidir.
Sayfa 340 - PegasusKitabı okudu
Reklam
“1916’da Analitik Psikoloji Derneği’nde, ilk olarak Fransızca çevirisi ile Flournoy'un Archives de Psychologie’sinde yayımlanan "Bilinçdışının Yapısı" başlıklı bir seminer verdi. Burada bilinçdışının iki farklı katmanını ayırt ediyordu. Bunlardan birincisi, insanın yaşamı boyunca edindiği ve aynı zamanda eşit derecede bilinçli de olabilecek ögelerden oluşan kişisel bilinçdışıydı. İkincisi de kişisel-olmayan ya da kolek­tif bilinçdışıydı. Bilinç ve kişisel bilinçdışı kişinin yaşamı boyunca edinilip gelişirken kolektif psişe kalıtımsaldı. … Jung'a göre kişisel ve kolektif psişeyi birbirinden ayırt etmek zor bir görevdi. İnsanın karşısına çıkan etkenlerden biri persona, yani 'mas­ke" ya da "roldü." Bu da kolektif psişenin yanılgıyla kişisel olarak gö­rülen kesitine karşılık geliyordu. Bu çözümlendiğinde kişilik kolektif psişeye çözülüyor, bu da bir dizi fantezinin ortaya çıkmasına yol açı­yordu: "Mitolojik düşünme ve duyguyu barındıran hazinelerin kilidi açıldı." Bu durum ile delilik arasındaki fark, bunun kasıtlı olmasıydı.”
979 öğeden 631 ile 640 arasındakiler gösteriliyor.