Bir gün Türkçede karşılığı olmayan kelimeler hakkında bir yazı okudum. İnternette rastladım bu yazıya, kelimelerin karşılıkları doğru mu diye kontrol ettim, Google Translate çoğunu derinliği olmayan, sıradan kelimeler olarak çevirdi, bazılarını hiç bulamadı. Var ya da yok bu kelimeler ya da uydurulmuş, önemli değil. Benim de yaşadığım tarifi zor duyguların yeryüzünden geçmiş ve geçmekte olan ve farklı diller konuşan insanlarca hissedilmiş olduğunu düşünmek hoşuma gitti.
Hiraeth: Galce. Var olmuş ve artık olmayacak veya hiç var olmamış ve hiç olmayacak bir şeyin özlemini çekmek.
Saudade: Portekizce. Artık olmayan bir şeyi özlemenin verdiği yas duygusu.
Toska: Rusça. Sebebi bilinmeyen keder ya da bir tür melankoli.
Dor: Rumence. Aşık olunan kişiden uzak kalmanın verdiği acı.
Viraha: Hintçe. Yaşanan ayrılık sayesinde anlaşılan aşk.
Odnoliub: Rusça. Hayatı boyunca aşkı bir kere tatmış kişi.
Forelsket: Danca. Aşık olmanın yarattığı tarifsiz mutluluk hali.
Litost: Çekçe. Bir kişinin kendi perişanlığını görerek aniden acı çekmesi.
Bir de Arapça bir kelime var. Bu yazıdan başka hiç bir yerde bulamadım, böyle bir kelime var mı yok mu, gerçekten Arapça mı ondan da emin değilim, ama okuduğum an kalbime dokundu.
Ya'aburnee: Beni sen göm, senden önce ölmek istiyorum çünkü seni kaybetmeye dayanamam.
İstida: Dilekçe
Kullanımı:
Bir cumartesi günüydü. (Cumartesi ve çarşamba mahpushanenin ziyaret günleridir.) Güley'le kocası yanıma geldiler. Onlara bir istida yazdım. Belediyeye, kocasının mahpus olduğundan bahsediyor, çocuklarına yardım istiyorduk.
...fakat çiçeklerin bir tabutun üzerinde ne anlamı olabilir ki? Beni rahatlatmaya çalışacaklar, şöyledir böyledir diyecekler. Kelimeler, kelimeler... Bana ne faydası dokunur ki kelimelerin?
Çok güzel bir kitaptı . Sadece sonu biraz yavaş gitti onun dışında okuması rahat bir kitaptı . Anlamı bilinmeyen kelimeler çöktü o da biraz zorladı ama okumaya değer bir kitap.
Baragan’ın DikenleriPanait Istrati · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,501 okunma
Tesadüf eseri karşıma çıkan, yazarın aslında çokta bilinmeyen bu kitabı o kadar hoşuma gitti ki.Toplamda 3 ayrı hikayeden oluşan bu kitap herkesin anlayabileceği bi akıcıklıkta yazılmış.Kitapa da adını veren ve ilk hikaye olan Lyon’da düğün;kötü biten bazı sonlar vardır ama öyle bitmesi gerekir ya tam olarak öyle bi hikaye.İkinci hikaye olan iki yalnız insan ise günümüzde belki binlerce insanın maruz kaldığı kısa bi zorbalık hikayesi.Son hikaye Wondrak da ise her ne kadar yine istenmeyen şekilde biteceğini anlasanız da sona doğru yaklaştıkça kelimeler kalbinize saplanıyo,olmaması için dilekler diliyorsunuz..
Lyon'da DüğünStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202131bin okunma
Osman Gazi’den Mehmet Reşad’a kadar olan padişahların biyografisi ve şiirlerinden kitap oluşmaktadır. Fazla şiiri olmayan bu padişahların şiirleri bu tek kitapta toplanmıştır.
Şiirler arasından en beğendiğim Yavuz Sultan Selim’in şiirleriydi. Özellikle Mısır fethin meşhur hikayesinin anlatıldığı şiir beni benden aldı. Kitap şiirin aslını verip yan tarafta günümüz türkçesine çevrilmiş altta da şiir de geçen bilinmeyen kelimeler alınmıştır. En sonda da terimler sözcüğü konularak şiirde geçen bazı kelimeler detaylı açıklanmıştır.
Zaman zaman, o ana kadar öğrendiği onca şeyin yükü altında bunaltı hissediyor. Bedeni genç, zihni yaşlı. Günlüğüne “her yola gelen fikirlerle, teorilerle tıka basa dolu dolduğunu”, “ilk saflığa dönme” arzusuyla “yeni bir dil arayışında” olduğunu, bilinmeyen bir dilde yazmanın hayalini kurduğunu yazmış. Onun için kelimeler “bir masa örtüsünün kenarındaki küçük nakışlar.” Başka cümleler bu bezginliği yalanlıyor: “Ben bir istek ve bir arzuyum.” Hangi arzu ve istekler olduğunu yazmamış.
Beni teselli edecekler ve birtakım kelimeler mırıldanacaklar, kelimeler, kelimeler; ama tüm bunların ne yardımı olacak ki! Sonra yine yalnız kalmak zorunda kalacağımı biliyorum. İnsanlar arasında yalnız kalmaktan daha korkunç bir şey yoktur.
Benim için apayrı bir yeri olan eserlerden biri. Stefan Zweig'in 2. Okuduğum eseriydi ve sonrası hiç kesilmedi. Bir Zweigsever olmamı sağlayan kitap. Kelimeler özenle seçilmiş ve etkileyici. Cümleler o kadar mükemmel ki kitap deyip geçemiyor adeta eser bu diye bağırıyorsunuz. En azından benim için öyle. Yerinde tespitleri ile muhteşem bir psikoloji eseri. Empati açısından harika. Adı sanı bilinmeyen, dikkat edilmeyen, görünmez bir kadının, aşık olduğu adamla yaşadıkları ve onda bıraktığı etki.. Anlattıklarından sonra adamın hali ise okuyucuya işliyor. Çok sevdim. Etkileyici, insanın içine işleyen ve sarsıcıydı benim için.
“Şey” kelimesi, Arapça “ŞaY” nesne, Şa'e, istedi kelimesinin masdarı olabilirmiş fakat kesin değilmiş. Tarihte en eski 1360 danişmend - name de geçmiş. İşin ilginci Ömer Hayyam üç bilinmeyenli denklemler üzerine çalışırken “bilinmeze” arapça “şey” demiş. Endülüsü Emevilerden devralan İspanyollar Şey kelimesini Xay yapmışlar. Sonra zamanla kullanıma göre son iki harf kaldırılmış, bilinmeyene X demişler. Dillerin birbiri ile olan etkileşimi, toplumların birbirleri ile olan etkileşimi ile paralel ve mevcut koşullar, koordinatlara ve ihtiyaca göre düzenlenir olan kelimeler olmuş. Geçmişe dönük araştırmalar yaparsanız karşınıza ilginç şeyler çıkabilir. O zaman bu durumda Malcolm X aslında Malcolm Xay/Şey yani Malcolm Bilinmeyen gibi :)