“Olay günü... Söyledim ya... Saat 17.30’a doğru babasıyla matmazel bahçede dolaşmaya çıkmışlardı. Yemeklerini burada, laboratuvarda yediler. Ertesi gün yargıç geldiğinde yoldaki ayak izlerini gördü. Bu izler beyaz bir kâğıda mürekkeple çizilmiş gibi belliydi. Oysaki yeni basılmış para kadar parlak olan holde ve laboratuvarda hiçbir ayak izi görülmüyordu. Madem bu izleri tekrar dışarda, pencerenin dibinde buluyoruz... Adam Sarı Oda’nın tavanını delip tavan arasına çıkmış, oradan da damı delerek antredeki pencerenin içine atlamış olacak... Ama ne yazık ki, ne Sarı Oda’nın tavanında, ne de benim tavan aramda delik yok!... Görüyorsunuz ya... Hiç... Hiçbir şey bilinmiyor... Hiçbir zaman da bilinmeyecek... Şeytan işi gibi esrarlı bir şey bu!...”
515 syf.
9/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Grimdark olmasını az buçuk anladım sanırım fakat daha çok gore bekliyordum doğrusu. Bazı durumlar daha gerçekçiydi sanki. Fantasy kısmı çok yok daha genel olarak ısınma turu gibiydi. Büyük bir oyunun hazırlığı tamamlanmış da ikinci kitapta tam aksiyon olacakmış gibi. Piyonlar sahaya sürülüyor, kurallar yıkılıyor ve dünyaya neler olacağı bilinmiyor. Ana povdan okuduğumuz 3 karaktere de ayrı şekilde ısındım gibi. Glokta dünya yansa umrumda değil çekeceğimi çektim, Logen artık emekli olsam mı ki?,Jezal ise genç bir salak tam anlamıyla. Hani böyle zengin bebeler denilen tiplerden. Kitap yavaştı fakat güzeldi. Kendimde yavaş okudum sindirdim karakterleri. Glokta'nın kendisiyle olan sohbetleri, kendine ve dünyaya olan nefreti çok samimi geldi doğrusu. Korkmaktan çekinmiyor korkularının onu hayatta tuttuğunu biliyor. Sanırım Gloktayı tek yıldıracak şey merdivenlerden başka şey değil :D House of the Maker'a girdiklerinde merdiven tırmanmadan yukarı çıktıklarını gördüğünde bir an oraya yerleşecek sanmıştım doğrusu mekanın yaydığı bütün iticiliğe rağmen. Flesh eaterlar hakkında daha çok öğrenmek istiyorum sadece az bir bölüm gördük onları. Antik bir kişilik yaratmış onları fakat davranışları vs ne merak konusu.
The Blade Itself
The Blade ItselfJoe Abercrombie · Gollancz · 2007218 okunma
Reklam
Pul koleksiyonu olur da el koleksiyonu olmaz mı? İşte el defterimde mavi, yeşil, kırmızı ve beyaz eller. Bu siyah el yumrukmuş, ona kadar saydıran; bu sarı el bir Çinli'nin, pirinç tarlasında bulunmuş; bu mavi el Grozni'den, hala nabzı atıyor; bu el bir prensesin, değince kararıyor; Kolomb'un cebinde bulmuşlar bu kızıl eli; bu el bir dağcının, titriyor hala; bir diplomata ait deniliyor bu ele, zamanında çok sıkılmış, şimdi çok sıkılıyor. Bu eller mi? Kilise avlusunda bulunmuş, sahibi bilinmiyor. Çevirmeye devam et sayfalarını defterin. Korkma, ışığı söndür ve yandığını gör; fosforlu bir hırsız elinin
Boş zamanım yok ki kitap okuyayım diyenlere...
Boş zamanım yok ki kitap okuyayım, diyenlere benim yanıtım hep şöyle oldu: Zaman denilen şey çanak çömlek değil ki boşu dolusu olsun! Zaman yaşanılan bir süreçtir. O süreci nasıl değerlendireceğimiz, bize bağlıdır; boşaltırız da doldururuz da. Akıp giden zamanın en dolu olanı, okuyarak geçirilen değil; okuyarak çoğaltılan zamandır. Okumadan, düşünmeden, öğrenmeden geçen bir ömür gerçekten yaşanmış sayılamaz. "Connais toi toi mê me" Yani "Kendi kendini tanı." Sokrat'a atfedilen bu deyiş aslında ünlü filozof için de bir alıntı. Delphes Tapınağı'nın ön cephesinde yer alan bu sözün ilk kim tarafından ifade edildiği ise bilinmiyor.
352 syf.
·
Puan vermedi
·
24 günde okudu
Deb ya da dehb hakkında ne kadar şey biliyoruz? Büyüklerin dediği gibi yaramazlığın yeni adı mı dehb ya da yaramaz diye adlandırılan çocuklar gercekten "dopamin" eksikliği yaşıyorlardı da bilinmiyor muydu bu gerçek? Takip ettiğim ve bahsettikleri şeylerin kendimde de olduğunu fark ettiğim birkaç orta yaş üstü insanın yetişkin deb tanısı almış olmalarıyla bu durumun sadece bir erken yaş çocukluk problemi olmadığını öğrendim. Kitabı okudukça daha ilk sayfalardan orda anlatılan özelliklerin bir çoğunun bende sende onda, kisaca çevremde birçok insanda biraz ya da oldukça fazla var olduğunu ve bunun da deb ( dikkat eksikliği bozukluğu) olduğunu öğrendim. Gabor Mate, dikkat eksikliği bozukluğunun ne olduğunu anlattığı gibi bunun ne olmadığını da bir doktor olarak güzelce anlatmış ve hem çocuklar hem yetiskinler için deb'deki çevresel faktörlerin genetikten ziyade etkili olduğunu da vurgulamış. Uygulanabilir çözüm önerileri de eklediği kitabın kendinize teşhis koymaya asla yetmeyeceginin de altını çiziyor her sorumluluk sahibi doktor gibi. Kitabın üslubu, anlatış tarzı, anlattığı hikayeler onu kolay okunur ve anlaşılır kılıyor. Tavsiyedir.
Dağınık Zihinler
Dağınık ZihinlerGabor Mate · Hep Kitap · 2022306 okunma
Onun gelmediğini görünce mektubunun eline geçip geçmediğini anlamak istemişti. Mektubunun alındığını ve istediğinin yapılmadığını görünce de, öfkelenmişti. Fakat istediği ne idi? Bunu Matmazel Stangerson’dan başka kimse bilemezdi. Ertesi günkü gazeteler o gece Matmazel Stangerson’un bir saldırıya uğradığını yazdılar. Daha ertesi gün de ben,
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.