Bize şunu gösterdi ki zafer için yalnızca iman etmiş olmak yetmiyor. Bilakis ondan evvel harp sanatını bilmek, düşmanını tanımak, savaş araç ve usullerindeki yenilikleri takip etmek, Mancılık ve gülleler hakkında bilgili olmak, kırayı dedenizin savaş imkanlarını araştırmak, sivil hakkın ve mücahitlerin haklarını ayırmak, saf düzenini tertip ve taktiklerini iyi belirlemek, hareket halindeki birliklerin dinamiklerini bilmek, manevralar ve ordu sevki ne iyi yapmak, askerin sosyal ve ruhsal konumunu tanımak ve en önemlisi de istihbarat faaliyetlerini doğru yürütmek gerekiyor. İyi kılıç kullanmak ve isabetli ok atmak ise, en son ihtiyaç duyulan şeyler.
Kitabı okumadan önce yine, bunun bir otobiyografi olduğunu bilmiyordum. Okurken birden merak ettim çünkü bazı şeyler öyle derin kaleme alınmıştı ki bunların mutlaka bir yaşanmışlığa dayalı olması gerektiğini düşündüm.
Böylece hemen gidip Jack London'ın hayat öyküsünü okudum. Önceden sadece, yazarın intihar ettiğini biliyordum ve hayatıyla ilgili ayrıntılı bir şeyler okumamıştım.
Yazarın hayatını okuduktan sonra roman bana içten ve daha etkileyici gelmeye başladı. Okuduklarımın London'ın başından gerçekten geçtiğini bilmek bana çok farklı hissettirdi. Bu sefer kelimeleri okumakla kalmayıp onları daha çok hissettim.
Martin Eden'in hikayesi bir hırs, azim ve kararlılık hikayesi. Kendisini nasıl geliştirip, kabuğundan nasıl sıyrıldığına sayfa sayfa şahit oluyorsunuz. Öyle ki uyumaktan nefret ediyor. Günün saatleri ona yetmiyor, beş saatlik uyku bile çok geliyor bazen.
Martin EdenJack London · Kaldırım Yayınları · 201791,7bin okunma
Günün birinde sağır olacağız. Günün birinde doğduk, günün birinde öleceğiz. Aynı gün, aynı an, size yetmiyor mu bu kadarını bilmek? Bir ayağımız mezarda dünyaya getirdiler bizi, güneş bir an parıldar, sonra yeniden gecedir.
"Her caddenin kendine özgü bir görüntüsü vardır. Her tepe başlı başına bir kişiliktir..."* diyor. (Cesare Pavese) (7.syf)
•"Ve bana geceler yetmiyor. Günler yetmiyor. İnsan olmak yetmiyor. Sözcükler, diller yetmiyor.
...
•Yaşlandıkça insanlarla aramdaki uçurum büyüyor. Arabalardaki, uçaklardaki, resmi dairelerdeki, otobüslerdeki,