Mesai bitmek üzere, felaket yoğun ve yorucu bir gün. Iki gün sonra yapılacak Rusya yüklemesi için bütün ekip insan üstü bir gayretle çalışıyoruz. Yaşım gereği artık bu iş, bu çalışma temposu ağır geliyor. Patrondan beklenen haber çıkıyor ve iki saat zorunlu fazla mesai var. Bir anda ortalik buz kesiyor. Sonra işimize dönüyoruz.
Bir de hastayım
Gözlerimle tatmadığım, ellerimle iz bırakmadığım, dilimle ulaşamadığım; havasına, suyuna, toprağına moleküllerimi bırakmadığım tarihin, coğrafyanın, hikayelerin bana mirası olan genlerimle birlikte bilinçaltımda oluşturmuş olduğu katmanlar, üzerinde zihnimle dolaştığım bu cümlelerle birer birer eriyor.
Coğrafyalar ve o coğrafyalarda
Kimin için çalışıyoruz?" diye düşündüm.
... bana tarif ettikleri acımasız ve sersem vahşiler yerine, gayet yumuşak, silah kullanmayı bilmeyen, İspanyol kılıçlarıyla kendini yaralayan insanlardan söz etti.
Dallardan ve kamışlardan inşa edilmiş devasa kulübelerde yaşıyorlardı, yüzlercesi bunların içine tıkılmıştı.
Avcılıkla, balıkçılıkla, mısır tarımıyla geçiniyorlardı, boş vakitlerini sinekkuşu tüylerini örmekle geçiriyorlardı.
Bu dünyanın nimetlerinde gözleri yoktu, nefret, haset, tamahkârlık nedir bilmiyorlardı; yoksul, tasasız, mutlu yaşıyorlardı.
Güvertede yatan sefil göçmen sürüsüne bakıyordum. Güneşten ve yorgunluktan bitap haldeydiler; elde bir bohça, Küba'nın kısır toprağını terk ederek madenlerde servet aramaya gidiyorlardı. "Kimin için çalışıyoruz?" diye düşündüm.
Sayfa 234 - Alfa Yayıncılık · 7 Mart 2019Kitabı okudu
Dikkat!… spoiler içerir.
Ah Ali Bey’ciğim, tamam iyisin hoşsun, eğitimlisin, kültürlüsün, yakışıklısın, aristokrat bir aileden geliyorsun, keşke biraz da muhakeme yeteneğin olsaydı…
Aşiftelikte müseccel marka Mehpeyker!…
Şimdi oralardan bir yerlerden çıkıp gelsen, karşıma dikilsen, sana söyleyecek bir çiftten çok daha fazla sözüm olurdu. Siz
artık yaşamak istemiyorum…
onların istediği gibi yaşamak istemiyorum…
normal bir insan olmaya zorladılar,
bana boş yere vakit kaybettirdiler.
olmayınca da anormal dediler.
başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım,
mürekkeple yazmışlar;
oysa ben kurşun kalem silgisiydim,
azaldığımla kaldım.
kötü bir resim asarım korkusuyla
hiç resim