Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
238 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Puslu Kıtalar Atlası-İ. ANAR (Seyircisi misin hayatın yoksa kahramanı mı?!)
Ve bitti... Bir an hiç bitmeyecek sandım! Öyle güzel iç içe hikayeler vardı ki her an bir başkasının içine düşebilirim diye düşündüm ama olmadı! Kayıp gitti ellerimden
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlası
... Çok kitap inceledim bu uygulamada. Ama itiraf ediyorum en çok bu incelemeyi kafamda kurmakta zorlandım. Postmodernizm, iç içe anlatım, üst kurmaca... Ne çok hikayeye
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,5bin okunma
136 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 saatte okudu
Hayatlarınıza Anlam Katın: Carpe Diem “Anı Yaşayın”
“Sözcükler ile yaşamınıza yaptığı yumuşacık dokunuşu içinizde hissedecek, kendi hayatınızı sorgulayan 'kısa ama anlam dolu' bir yolculuğa çıkacaksınız. Günlük rutinlerinize bir mola verin ve 'Ölü Ozanlar Derneği' ile tanışın." ~Ç News * SPIOLER vardır, SPOILER yoktur, hepsi birdir, hayat başlı başına bir SPIOLER değil midir? * Hayatımıza
Ölü Ozanlar Derneği
Ölü Ozanlar DerneğiN. H. Kleinbaum · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 201626,3bin okunma
Reklam
" Elde kalan günlerin değerini bilmeye ve ânı yaşamaya çalışıyoruz. "
Sen hep konuşsan, ben bıkmadan dinlesem...
Profesör sordu: "Peki ayrıntılar ne olacak? Ah bu ayrıntıların önemini bir anlayabilsek. İnsanların iç dünyasına ancak ayrıntıları bilerek girebileceğimizi bir öğrenebilsek. Canım bu kadar şeyi de bilmeye ne gerek var? diyerek hemen yorulmasak. Acaba bir gün insanımızı tanıyabilecek miyiz? Ne dersin?" "Efendim?" dedi delikanlı. "İnsanımız diyorum. Bizim insanımız. İthal malı insan değil, bizim insanımız; ithal malı bilim değil, bizim bilimimiz, ithal malı düşünce yerine bizim düşüncemiz. Biz daha çok bilim nakilciliğinden medet umduğumuz gibi, insan nakilciliğinden sonuç çıkarmaya çalışıyoruz."
Sayfa 260 - İletişim Yayınları
Profesor sordu: "Peki ayrıntılar ne olacak? Ah bu ayrıntıların önemini bir anlayabilsek. İnsanların iç dünyasına ancak ayrıntıları bilerek girebileceğimizi bir öğrenebilsek. Canım bu kadar şeyi de bilmeye ne gerek var? diyerek hemen yorulmasak. Acaba bir gün insanımızı tanıyabilecek miyiz? Ne dersin?" "Efendim?" dedi delikanlı. "İnsanımız diyorum. Bizim insanımız. İthal malı insan değil, bizim insanımız; ithal malı bilim değil, bizim bilimimiz, ithal malı düşünce yerine bizim düşüncemiz. Biz daha çok bilim nakilciliğinden medet umduğumuz gibi, insan nakilciliğinden sonuç çıkarmaya çalışıyoruz."
İnsan densiz , haddsiz bir varlık; kendi ölçülerini Tanrı'ya da taşıyabiliyor. Hâlâ , "Tanrı zar atmaz." diyen Enistein'a Borh'un dediği yerdeyiz :"Tanrı'yı rahat bırak ! Tanrı'nın ne atacağından sana ne? " Bizim zarımız, altı-altı sınırında, Tanrı'nın zarını da öyle zannediyoruz , sekiz-sekiz de olabilir, sonsuz-sonsuz da ... Alt bir algoritma içinde yaşayan var olanlar olarak, üst algoritmaları,yalnızca bilmeye ve anlamaya değil, belirlemeye de çalışıyoruz.
Sayfa 75 - Ketebe YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
İnsanların iç dünyasına ancak ayrıntıları bilerek girebileceğinizi bir öğrenebilsek. Canım bu kadar şeyi de bilmeye ne gerek var? diyerek hemen yorulmasak. Acaba bir gün insanımızı tanıyabilecek miyiz? Ne dersin?" "Efendim?" dedi delikanlı. "İnsanımız diyorum. Bizim insanımız. İthal malı insan değil, bizim insanımız; ithal malı bilim değil, bizim bilimimiz, ithal malı düşünce yerine bizim düşüncemiz. Biz daha çok bilim nakilciliğinden medet umduğumuz gibi, insan nakilciliğinden sonuç çıkarmaya çalışıyoruz. Şimdi Mustafa İnan'la uğraşacak yerde Newton'un hayatını okusaydık diye iç geçiriyoruz.
432 syf.
10/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Kendimizi ne kadar bulabiliriz bu kısa ömürde? Tam olmak olgunlaşmak mümkün mü? Saplantılar bizi kuşatır mı? Neitzsche çağının büyük düşünürü hiçliğin peşindeki bir filozof. Bir kadın ve alt üst olan hayatlar. Derin bir sohbetin içinde buluyorsunuz kendinizi bir felsefe dersinde. Ne kadar az dinleyeni olan çarpcı bir ders ama !Başkalarını kendi sırtımıza o kadar fazla yüklüyoruz ki bu bir süre sonra fark bile edilemeyecek hale geliyor. Sorumluluklarımızın altında çürüyen ruhumuz, düşüncelerimiz ve onlar ölmeden iğrenç kokuları burnumuza gelmeden onları kaybettiğimizi ne acı ki anlayamıyoruz. Çünkü kendimize kör olduk .Etraftaki her şeyi bilmeye duymaya keşfetmeye çalışıyoruz ya benliğimiz özümüz onlar umrumuzda değil. Dünya iğrenç bir hal aldı kimse benliğinin "ne olduğunun" farkında bile değil sele kapılan bir kütük gibi oradan oraya savruluyoruz hepsi bu. Ama biz insanız bir ruha düşünme yetisine sahibiz. Benliğimizin kötü kokusu burnumuzu yakmadan küllenmiş duyguları yok etmeden kaybolmuş ruhumuzu bulmadan bu hayat biterse geriye bıraktığımız sadece bir yığın azot olur.
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202352,6bin okunma
Bilene ve bilgiye saygı Allah’ın, Rasülallah’ın, âlimlerin ve âriflerin hep emrettikleri temel bir edebdir. Biz bu edebden uzak olduğumuz için ne bilebiliyoruz ne de bilmeye çalışıyoruz. “Osmanlı çok büyüktü” diye konuşup duranlarımız bile aslinda Osmanlı’yı pek bilmiyorlar. Aynı olayları, aynı sloganlan tekrarlayıp duruyorlar. “Osmanlı neden büyük?” diye sorduğumda cevap veremiyorlar. “Sınırları büyüktü, hazinesi büyüktü, sarayları büyüktü, nüfusu büyüktü” gibi saçma cevaplara sapıyorlar. Oysa Osmanlı büyüktü, çünkü sanattan siyasete, ticaretten eğitime kadar her alanda hayatın merkezine imani ve kulluğu yerleştirmişti. Osmanlı kıymetli, çünkü bize kulluğun neler yapabileceğini gösteriyor. Fakat bunu söylerken de Osmanlı’nın hiç hatâsı yoktu diyemeyiz. Hata ve yanlış her yerde, her devirde, her toplumda olur. Ama Osmanlı’da sistemin özü kulluk olduğu için yönü de genellikle hayra, adâlete, şefkate ve insaniyete doğrudur. Bunu bilmek lâzım. |
“… Ne yaşadığımızı bilmeye çalışıyoruz. [... ] İnsan yaşamı olasılıklar alanıdır; hayal kırıklığı ile umut arasındaki, olası gerçekler ile imkânsız hayaller arasındaki bir mücadeledir.” -Maria Zambrano
31 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.