Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kendimi bilmiyorum . Bazen dünyayı içime sığdıracak kadar genişliyor yüreğim , bazen kendi çarpıntılarına bile dar geliyor . Bazen küçük bir gülücük bile yetiyor içimi ısıtmaya, bazen dağlara yükselen kahkahalar bile yetmiyor yüzümü güldürmeye. Bazen inanılmaz derecede uçarı, bazen iflah olmaz biçimde kırık oluyorum . Hep aynı bedenin içinde yaşıyor ;ama kendimi bilemiyorum.
Yaşam seni bana anlatırken, Ben dipsizliği fısıldayan umut. Ne kadar yol aldım bilmiyorum. Ben seni sonuna kadar düşledim. Sen benim vazgeçilmeyen ışığımdın. Karanlığı ve kötülüğü dağıtan bir güneş. Gecelerimdeki rüyalara hayat veren. Gözlerimin gerçeği görmesini sağlayan. Ölmek için çok geç. Zaman desen kendi içinde kaybolmuş. Ne vakit seni düşünsem yıldızlar ışık saçar. Boynumda bir urgan. İntihar düşleri içinde gençliğim. Bak yine perde perde inen acılar. Hayaller desen kurşun atıyor yüreğime. Ben seni hangi toprakta ıslattım. Bilemiyorum, ruhumun merkezinde nokta. Sadece seni çağıran bir elveda
Reklam
Yaşam seni bana anlatırken, Ben dipsizliği fısıldayan umut. Ne kadar yol aldım bilmiyorum. Ben seni sonuna kadar düşledim. Sen benim vazgeçilmeyen ışığımdın. Karanlığı ve kötülüğü dağıtan bir güneş. Gecelerimdeki rüyalara hayat veren. Gözlerimin gerçeği görmesini sağlayan. Ölmek için çok geç. Zaman desen kendi içinde kaybolmuş. Ne vakit seni düşünsem yıldızlar ışık saçar. Boynumda bir urgan. İntihar düşleri içinde gençliğim. Bak yine perde perde inen acılar. Hayaller desen kurşun atıyor yüreğime. Ben seni hangi toprakta ıslattım. Bilemiyorum, ruhumun merkezinde nokta. Sadece seni çağıran bir elveda.
Karantina
Karantina
Uçurum
Uzun zamandır aradığım bir şey var . Ne olduğunu bende bilmiyorum. Okuyorum, geziyorum, görüyorum , yaşıyorum ama neyi arıyorum bilemiyorum bulamıyorum... Öyle ki gece vakti attım kendimi sessiz sokaklara durmadan bir şeylere göz gezdiriyorum ama yok... Ve kendimi çok özledim . Korktuğum tek bir şey var umarım aradığım şey çocukluğum, masumluğum değildir ...
bilmiyorum, huzursuzum, mutsuzum… bir şeylerin mahvolacağını bekliyormuşum gibi hissediyorum. bu yeni yaşın bana getirilerini beğenmiyorum, üzerime 100 kiloluk zenci ağırlığı bırakıyor sanki. ya da gerçekten kafamın doluluğu gözümün şeffaflığını engelliyor, bilemiyorum. bi de hayatımdaki insanları daha çok tartıp çabuk silmeye başladım. her zaman ki gibi insanlardan daha çok nefret edip daha hızlı soğuyorum. ve sanki zamanla özümü kaybediyorum… veya yeni bulduğum özüme alışamıyorum. -ayseka
Tüm izleri yok ettiğini sanıyorsun En büyük kanıtı Kalbimde unutmuşsun bilmiyorsun Ya çabuk unuttun seni nasıl sevdiğimi Yada hiç sevmedin zaten sen beni Aklım öyle karışık ki bilemiyorum Ben bu gidişine bir anlam veremiyorum Geriye dönüp şöyle bir bakınca Yaşananlar rüya değildi sanıyorum Uykudamıydın acaba ben bilmiyorum Belki sevmedin beni görmüyordum Aşkının büyüsünde kaybolup gidiyordum Kim bilir belki de kendimi kandırıyordum
Reklam
FREZYA..
Arpa zambağı da denilen Frezya’yla onu ilk ben tanıştırmıştım . Nergisleri çok sever ama kış mevsiminde bulunur. Frezya ysa şimdinin çiçeği . İlk defa birine mutsuzca çiçek aldım; çiçekler solana dek yaşamasını ümit ederek… bazen bir çiçeğin soluşuna kadar var olan ömrümüzü kavga ederek , gönül kırarak tüketip üstelik bir de mutsuz oluyoruz mutsuz etmekle kalmayıp. Belki yetinmeyi bilmiyorum ya da dengime denk gelemedim bilemiyorum.. Denginize denk gelmeniz ümidiyle.. instagram.com/reel/C5Jm3CTrYV...
İki kişiyle yaşıyorum. Biri siyah Biri beyaz Anlaşamıyorum gerçi ikisiyle de Siyah diyor bosver herseyi, akışında yaşa hayatı Beyaz bana hatırlatıyor hayallerimi Siyahla çok mutsuzum ama onu bırakamıyorum Beyazım bana çok iyi geliyor ama ona iyi davranamıyorum Siyah bana gerçeğe benzeyen üzüntüler bırakıyor Beyaz gerçeğe benzeyen umutlar
Mutlu olan ölüm: ölmemek
Ölüm kelime olarak o kadar karşıma çıktı ki birkaç gün önce gerçeğe dönüştü. Bu bir ipucu muydu bilemedim. O kitabı tamamlamayı düşünüyordum ama şimdi kapağını bile göresim yok. Oy kullanma listesinde adı vardı ama kendi yoktu. Geçen ki seçimde müşahir olmuştuk ve kendileri akşama kadar bizimle kalmıştı; o zaman şiddet olayları baya yaşandı ve
Hiçbir vakit seni, uykunun en derin düzlüğünde seyredemediğim için ne kadar kırgınım sana bir bilsen. Sahi, uykun gözlerinden hızla, fakat telaşsız bir şekilde tüm vücuduna aktığında ve dalga dalga herbir kıyını aydınlattığında, seni izlemeyi gerçekten ister miydim diye soruyorum kendime sıkça son zamanlarımda. Hatta dürüst olmak gerekirse bilmiyorum da.Ya da darmadağın mantığımla bilemiyorum aslında.Yalnız sevilen kişeye karşı duyumsanan karşı konulmaz merakımla düşünüyorum seni ve seninle ilgili her şeyi günler, geceler boyunca. Ve tüm ağırlığıyla bu bilinmezliği yüreğimde duyumsayarak, cevaplanması artık mümkün olmayan sorumla beni bıraktığın o keskin köşemde hüzünle bekliyorum. İki çıkmaz sokağımın tam da ortasında...Daha önce sana hiç sormadığım, soramadığım amansız sorularımla hem de. Bir kez olsun, belki yalnız bir kez olsun mahmur kanatlarını kırıp uykunun, incitmekten çekinmeseydim seni ya da daha çok incitmenden çekinmeseydim beni bilebilir miydim, bilmiyorum diyorum?.. Çekingen bir fısıltıyla, parçalanmaz ıssızlığına akşamlarımın. Ah bilsen ne çok tükendim ve ne çok bittim.Üstüm parça parça artık, unuttuğum sesin dolu hatıralarınla ıslanmış halde gözlerimden düşen acıyla. Şimdi yalnız senin olmadığın soğuk ve karanlık anlamsızlığımı çağrıştıran odalarda hâlâ daha parmaklarımın ucunda yürüyorum usulca.Beni bıraktığın köşemden çıkıp, hatıranın acı kokusu sinen odalarına sığındığım zamanlarımda... Ruhunu incitmekten ya da beni incitmenden korkarak, çocukça...
1.106 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.