Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bu ayrılıklar insanın kafasını çok karıştırıyor
Merhaba Osman, nasılsın? Geçenlerde bir arkadaşım görmüş seni, bakkaldan sigara alıyormuşsun. Söylediğine göre sefil bir haldeymişsin. O kadarcık sürede sefaletini nasıl sezdi bilemiyorum tabii de doğrusunu istersen hoşuma gitti. Yani elbette iyi ve mutlu olmanı istiyorum ama aynı zamanda sürünmeni ve bensiz perişan olmanı da istiyorum. Bu ayrılıklar insanın kafasını çok karıştırıyor Osman, hiç bilmiyorum.
《İnsan burada böyle yalnız oturunca ya kitap okuyor ya düşünüyor. Bazen çok derin düşüncelere dalıyor. Kimse ona bunun böyle ya da şöyle olduğunu söylemiyor. Bazen gördüğü şeyin doğru olup olmadığını bile bilmiyor. Yanında, gördüğü şeyi onun da görüp görmediğini soracak bir başka kişi yok ki. Bilemez. Elinde bir kıstas yok ki. Burada bir şeyler gördüm. Sarhoş değildim. Rüya mı görüyordum bilmiyorum. Yanımda biri olsaydı uyuduğumu söylerdi bana. O zaman her şey düzelirdi. Ama bilemiyorum.》
Reklam
Biraz şaşırdım onun için. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Tanımadığım, başka bir dünyadan biri gibisiniz. Sizinle nasıl konuşulur bilemiyorum.” Sonra utanarak ekledi: “Özür dilerim, adınızı da bilmiyorum.” “Günseli... Günseli Ediz.”
Sayfa 2 - İletişim Sinan Yayınları Üçüncü Bölüm
Kendimi ona sımsıkı sarmak istiyorum ama hala ellerim ayak-lanm bağlı. Damien diye fısıldıyorum. Çöz beni. Olduğu yerde dönüyor gülümsüyor. Sıcacık ve mahmur. Hangi arada başardı bilmiyorum ama prezervatif takmayı unutmamış. Çıkanyor ve yatağın kenanndaki çöp kutusuna atıyor. Sonra daha fazla oyalanmadan beni bağlarımdan kurtanyor. Beni bağlarken gördüğüm manzaradan o kadar hoşlanmamıştı ama çözerken manzara başımı döndürüyor. Herif yıllardır profesyonel anlamda tenis oynamıyordu belki ama sporcu kaslarım kaybetmemişti; uzun ince ve öldüresiye seksi kaslar. Hntçözer çöznu' buvun -ndim’ doğru çekinen kaşık pozisyonu .ılıyoruz. sırtım apışık kudretli penisi tun kıçımın arasında Parmakları lvvn [erimi okşuyor dudakları omuzlarımı yalıyor. Seni ballıyken ho saltmak hoşuma yitti bunu daha sık yapmalıyız.’ diyor. ' Daha sık mı? Kinbakuyu duydun mu? Hayır. Elini bacağımın arasına daldırıyor ve oradan vulvama kayıyor. Ağır ağır tüylerimi okşuyor. Halat ama bu halatlar sadece bağlamak için değil bir o kadar da zevk amaçlıdır. Parmakları yeniden baldırlanmda dolaşıyor. Bir an yine ürperiyorum ve onu hala bu kadar arzulamama şaşıyorum. Parmağını orama üzerine getirip okşuyor ve fısıltıyla İşin sim halatlann bağlandığı yerde diyor Oh derken nefesim kesik kesik. İster misin? Ben... bilemiyorum dedikten sonra yutkunuyorum. Buhoşuma gitti ama diyorum dürüstçe.
Sayfa 111
muhteşem kitaplar okurum ama yine de hangi yöne gideceğime bir türlü karar verememişimdir, canımın ne istediğini bilmiyorum, nasıl desem, yaşamayı sürdürsem mi yoksa kafama bir kurşun mu sıksam bilemiyorum işte.
İnsanları bilmiyorum. Güvenli olduklarını düşündüğüm an sırtımdan vuruyorlar. Artık hiç kimseye inanmayacağımı düşündüğümde, bir sıcak yürek gelip buluyor beni. Çoğu zaman, kim oldukları belli değil... Çoğu zaman sandığımdan daha fazla yaşıyorlar bende. Her zaman içlerindeyim; ama insanları bilemiyorum.
Sayfa 92 - VadiKitabı okudu
Reklam
Kendimi bilmiyorum. Bazen dünyayı içime sığdıracak kadar genişliyor yüreğim, bazen kendi çırpıntılarına bile dar geliyor. Bazen küçük bir gülücük bile yetiyor içimi ısıtmaya, bazen dağlara yükselen kahkahalar bile yetmiyor yüzümü güldürmeye. Bazen inanılmaz derecede uçarı, bazen iflah olmaz biçimde kanadı kırık oluyorum. Hep aynı bedenin içinde yaşıyor; ama kendimi bilemiyorum.
Sayfa 91 - VadiKitabı okudu
Gece burada tek başına bir adam düşün, işte ya kitap okuyor ya da bir şeyler düşünüp öylece oturuyor. Bazen düşüncelerini birine söylemek ister doğru mu yanlış mı diye ama kimsesi yoktur işte. Bir şey görünce bile onu gördüğünden tam emin olamaz gösterecek kimsesi olmadığından. Yanındakine dönüp 'Gördün mü se de?' diye soramaz ki. Bilemez ne gördüğünü. Soracak kimsesi yoktur ki. Ben de burada bir şeyler gördüm. Sarhoş da değildim. Uyukluyor muydun onu bilmiyorum. Yanımda biri olsaydı, 'Uyukluyordun' derdi belki bana, ben de o zaman 'Tamam' derdim kendi kendine. 'Öyle bir şey görmemişim.' Ama şimdi hiç bilemiyorum görüp görmediğimi."
Sayfa 88
Yarın belki de kendime uyanırım, kendi hayatımın akışına kaldığım yerden devam ederim. Öylesi daha mı mutlu eder, daha mı mutsuz, bilemiyorum. Hiç bilmiyorum.
Bilincimin dar boğazlarından yüzerek geçiyorlar belli belirsiz biçimleriyle. Onları, özlerinin dışında, başka bir anlam içinde seziyorum. Neden güzel olduklarını bulup çıkaramıyorum. Acaba güzel olan anlatılış biçimleri mi? Bilemiyorum. Aklımda kalanları, gelişigüzel yazıyorum. Belki de hepsi uydurma; aklımda öyle kalmış, ne yapayım? Şiirler hatırlıyorum, yabancı dillerden çevrilmiş, yabancı dil kokan şiirler: Orada her şey büyülü ve usandıran bir haşmetle görünür Bütün renkler ve kokular içiçe. Kader duvarları koyu ve karanlık gölgelerini salarlar Buradan ebediyete kadar. Daha eski dilden olanları da var: (Eskidikçe güzelleşiyorlar.) Mutasevver ve mülayim bütün muâdeletlerin müphemiyeti. Bu sakîm heyûlâyı fıtretle kaydediyor. Deniz cisimlerinin mütemadî in'ikası içinde Zulmet, bana artık zannedildiği kadar müstakim görünmüyor. Belki de bunlar, sadece, yabancı şiirlerin etkisiyle yazılmış. Bilmiyorum. Karıştırıyorum. Ya manzumeler! Seni hürmete layık yapan kara sapandır Toprak altında yatan ya deden ya babandır
Sayfa 647Kitabı okudu
Reklam
Bu menkıbeyi her okuyuşumda kimyam bozulur... Okuyun!
Ebü'l-Leys Semerkandî hazretleri [kuddise sırruhû] anlatıyor: Bir defasında Bağdat'ın zenginleri Mekke'ye hacca gitmeye karar verdiler. Bağdat'ta fakir bir dokumacı vardı. O da hocaların Mekke'ye gideceğini duyunca kendi kendine şöyle dedi: "Ben de onlarla birlikte hacca giderim. Zenginlerin malı varsa,benim de
“Siz ne diye evlendiniz ki?” “Evet, hata ettim. Alberto evlenmeyi çok istemiyordu ama durup düşünmedi. Önemli şeyleri uzun uzadıya durup düşünmeyi sevmez o. Sürekli iç dünyasını sorgulayan ve doğru bir yaşam biçimi bulmak için çabalayan insanlardan nefret eder. Beni durup sessizce düşünürken görünce bir sigara yakıp uzaklaşır yanımdan. Her zaman nerede olduğunu bilmek istediğim için evlendim onunla. Oysa o, benim nerede olduğumu her zaman o bilir. Burada olduğumu ve onu beklediğimi bilir. Ama şimdi ben onun nerede olduğunu bilmiyorum. Sanki eşim değil. Bir eş her zaman nerede olduğunu bildiğin insandır. Sana, ‘Nerede?’ diye sorduklarında hemen yanıt verebilmeni ve yanılmaktan korkmamanı sağlayan kişidir. Ama ben tanıdıklara rastlarım, bana ‘Alberto nerede?’ diye sorarlar korkusuyla artık evden çıkmıyorum. Anlıyor musun, nasıl cevap vereceğimi bilemiyorum. Belki sana aptalca gelecek ama utanıyorum ve evden çıkmıyorum.” “Peki neden evlendiniz? Kafanıza ne esti de evlendiniz?”
“Bir şeyleri yanlış yapmışım, bu nedenle bazen canım yanıyor, fakat yanlışı nasıl düzelteceğimi bilemiyorum, çünkü neyin yanlış olduğunu bilmiyorum, çünkü her şeyi kendimce yapmışım ve bu yüzden yaptığım belki de yanlış değil.”
Merhaba Osman, nasılsın? Geçenlerde bir arkadaşım görmüş seni, bakkaldan sigara alıyormuşsun. Söylediğine göre sefil bir haldeymişsin. O kadarcık sürede sefaletini nasıl sezdi bilemiyorum tabii de doğrusunu istersen hoşuma gitti. Yani elbette iyi ve mutlu olmanı istiyorum ama aynı zamanda sürünmeni ve bensiz perişan olmanı da istiyorum. Bu ayrılıklar insanın kafasını çok karıştırıyor Osman, hiç bilmiyorum.
Sayfa 33 - İletişimKitabı okudu
Aralıklar 2
yüzüm ve kuşlarım hâlâ karşı kıyıda mı bilmiyorum bazen unuttuğum yağmurlara rastlıyorum cebimde elimdeki portakala oturup türküler uyduruyorum sen benim portakal soyduğuma bakma boğazımdaki düğümü ertelemekse bu çok kötü, bilemiyorum ama... arasam bir not bırakırım ancak gülüşümü unuttuğun aralıktan aramasam bir çocuk kanar yatağımdan sen hiç kelebek oldun mu, ki, bilmeyeceksin bu odanın eğik ritmini
1.247 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.