Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.6
Öncelikle şunu söylemeliyim ki Ted’in Türkçe açılımı teknoloji eğlence ve dizayn anlamlarına geliyor. Peki nedir bu TED ve ne anlatıyor ? “Paylaşmaya değer fikirler” sloganıyla anılan Ted konferansları, farklı alanlarda önemli mevkilere gelen insanların 18 dakikalık süre içerisinde yaptıkları konuşmalardan oluşuyor. Bu kitabın içeriğinde de sadece ünlü iş adamları veya resmi kurumlarda sunum yapan insanlar ön plana çıkarılmamış. Psikoloji, nörobilim ya da iletişim uzmanları da dahil olmak üzere 100’den fazla Ted konuşmacısının sunumlarının çözümlenmesi bir araya getirilmiş. Ben bu kitapla okuldaki bir hocam aracılığıyla tanıştım. Herhangi bir toplulukta sunum yapması gereken kişilerin bence okuması gereken kitaplardan biri diye düşünüyorum çünkü içeriğinde hem sunum nasıl hazırlanır bundan bahsetmiş hem de topluluk karşısında nasıl konuşma yapılır, o konuşma boyunca izleyicilerin dikkatini nasıl canlı tutabiliriz gibi gibi bir sürü önemli konuları anlatmış. Bu kitabı okuduktan sonra fark ettim ki topluluk karşısında konuşmak aslında gözümüzde büyüttüğümüz kadar zor bir şey değilmiş. Çünkü sunum yapmanında önemli teknikleri varmış. Ve kitapta en çok şunu sevdim sunumla ilgili bir konuyu anlatırken daha önce yapılmış olan bir konuşmayı yazıp, konuya oradan örnek verip anlatması benim için daha akılda kalıcı oldu. Ve genel olarak toparlamak gerekirse bu tarz bilgi ağırlıklı kitapları çok fazla okumadığım için bu kitabı okurken biraz zorlandığımı söyleyebilirim. Gerçekten dikkat isteyen ve sessiz sakin bir ortamda dikkatlice okunması gereken bir kitap. Tavsiye ediyorum
256 syf.
10/10 puan verdi
Hangisi daha çok acı çekmiştir acaba? Hep yağmur yağan ülkede, ailesinin dizinin dibinde yaşayan, soğuktan donan, sudan başka karnına hiçbir şey girmeyen Frank mı? Yoksa çölün içinde mesken salan, ailesiyle hem yakın hem kilometrelerce uzak olan, zar zor da olsa yemek bulabilen (şanslılardı hayvanları vardı) suya ihiyaç duyan, sıcaktan bunalan,
240 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Herkese selam. Aslında amacım yarım kalan Rüzgarın Adı incelemesini bitirip (hatta baştan yazıp, berbat oldu muhtemelen) sonra bunu yazmaktı ama duygularım tazeyken (artık kesinlikle incelemeleri kitabı bitirir bitirmez yazacağım) buna başlamak istedim.
Yabancı yayınları bu kitabı çevirdiğinden beri kitap gerçekten çok hoşuma gidiyordu ve okumak
336 syf.
4/10 puan verdi
Nasıl başlamalıyım bilmiyorum. Okumam gereken, aylardır sonra okurum dediğim kitapları yine bir kenara bırakıp hiç hesapta olmayan bir kitabı okudum. Keşke bunu yaptığıma değseydi.
Önceliklerimi terk etmemeliymişim, bu kitap bana bu dersi verdi. Sağolsun.
Kitaba başlarken pozitif duygular içerisindeydim, güzel bir kitap olacağını ve seveceğimi
Orijinal Mit Buymuş Gibi
Merhabalar!
Okuma listeme bakıldığında bariz bir şekilde fantastik eserleri çok sevdiğim görülebilir. Eh, fantastiğin kökeni de mitolojidir. Dolayısıyla mitolojiyi canım gibi severim.
Maalesef pek fazla mitolojiyi konu alan eser yok. Arada böyle eserler çıkınca sevinçten pofuduk bir canlıya dönüyorum.
Atlas'ın Yükü adından da anlaşılacağı
Çok basit
Evet kitap wattpad kitabı galiba yanlış biliyor olabilirim neyse çokta önemli değil nereden çıktığı ama normalde wattpad kitaplarına olan ön yargım kesinlikle bu kitaba karşı yoktu.Açıkça söylemek gerekirse bu kitabı okumayı isteme sebebim şu; basit ama beni ağlatacak bir kitap arıyordum aynı zamanda da satın almama değmeyecek bir şeyler okumak
Fantastik tür çok seven biri olarak sosyal medyada gördüğüm, bolca reklamı yapılan, Türk yazarlar tarafından yazılmış bazı kitaplara şans vermeye karar verdim ve ilk okuduğum kitap bu oldu.Konusunu oldukça beğendim, güzel ve ilgi çekici.Ama kitabı okurken karakterler arası diyalogların sanki Amerikan dublaj yapılmış gibi olması, uzun betimlemeler ve kendini tekrarlayan olaylar gibi bazı noktalardan çok rahatsız oldum.Kitabın bu yönleri okuma zevkimi büyük oranda düşürse de, konusu ilgimi çektiği ve ileride yaşanacaklar merakımı uyandırdığı için şimdilik seriye devam etmeyi düşünüyorum ve ikinci kitabı da sipariş ettim.Belki onun da eleştirisini girerim.
Not: Kapakları kim tasarlamışsa tebrik ediyorum, gerçekten çok güzeller.
"Distopyalar ya bir kaçıştır ya da kendi yaşamın aynasını görmek icin okunur"bu sözü bir yerde okumuştum.Ne kadar doğru aslında düşününce.
Yazar kitabı hastanede çok zor durumda olduğu zamanda yazmaya başlamış 1947 yılında 1948 yılında tamamlanmış ve tabi ki ismi tesadüf değil .Aslında o dönemdeki düşünce ve o zamanın güçlü
bülbül ve gül
BÜLBÜLÜN KIRK ŞARKISI / İSKENDERE PALA
(KİTAP İNCELEMESİ)
Pandemiden önceki dünyalık telaşlarımı düşününce beni kitaplarla tekrar hemhal eden bu süreçte ‘’dünyanın dışı gaflet, içi ibretmiş’’ meğer dedirten bu kitabı; beş yıl önce birinin tavsiyesi üzerine emanet alıp okumuş, emanet diye şöyle içime sinesi çize çize okuyamadığım için( o gün de en
"Mai ve Siyah Türkçede yazılmış en güzel romanlardandır."
Çok sıkılacağımı düşündüğüm Mai ve Siyah kitabını büyük bir zevkle okudum. Tanzimat romanlarını okuduktan sonra romanlarımızda büyük bir değişime girdiğimizi bu kitapla fark ettim. Mai ve Siyah bireyin iç dünyasını Ahmet Cemil karakteriyle kapılarını ardına kadar açan ve o dünya üzerine düşünen ve düşündüren ilk romanlarımızdandır. Ahmet Cemil'in naifliğine hayran oldum. Romanda Mai yani hayalle Siyah yani Hakikatin çatışması var. Kazanan Siyah oluyor.Romanın teması hayal kırıklığı... Servet-i Fünun döneminin vücut bulmuş hali olan Ahmet Cemille arkadaşı Hüseyin Nazmi'nin arkadaşlıkları çok güzeldi. Tek muhabbetleri kitap konuşmak. Ahmet Cemil'in babasını kaybetmesiyle ailenin tüm yükü omuzlarına biniyor. Hem okul hem de bir gazate de çalışmaya başlıyor. Hayali bir eser yazıp ünlü olmak. Hayaller ve gerçeklerin dünyasına gel git yapılıyor kitapta.
Enişte karekterinden nefret ettim. İnanılmaz sinir bozucuydu.
Dönemin İstanbul'u da çok güzel aktarılmış.
İletişim yayınlarının eleştirel basımınu okudum.Orjinal metin olması ve altta kelimelerin anlamlarının verilmesi güzeldi.
Benim gibi sıkılmaktan korkuyorsanız kesinlikle korkmayın. Çok seveceksiniz bu harika eseri.
