Sade gösteriş içindir fakire sadakamız
Boş telaştan bir araya gelmez oldu yakamız
Ya yalandır ikramımız ya küfürdür şakamız
Sevgi, şefkat, selam, sohbet hep riyadır hem riya
Bir acayip ümmet olduk ey Resul-ü Kibriya
Namaz, oruç, hac ve kurban hep riyadır, hep riya
Bir acayip ümmet olduk ey Resul-ü Kibriya
.
.
Sevgi, şefkat, selam, sohbet hep riyadır, hep riya
Bir acayip ümmet olduk ey Resul-ü Kibriya
.
.
Saygı, hürmet, izzet, ikram hep riyadır, hep riya
Bir acayip ümmet olduk ey Resul-ü Kibriya
.
.
İlim, irfan, takdir, tenkit hep riyadır, hep riya
Bir acayip ümmet olduk ey Resul-ü Kibriya/Syf.91
…
Hayır pişman değilim!
Sevmeyi, imkânsızlığı, ümidi tadacağım
Daha şimdiden içimde yaşamanın sevinci var!
Tanımadığım insanlarla sohbet bir kahvede…
Haydi artık… Bu acayip eşikten
Size veda edeyim… Maceramı
Bir gün dinlersiniz elbet…
Ben şimdi bir başkasıyım…
Sevgi, şefkat, selam, sohbet hep riyadır, hep riya Bir acayip ümmet olduk ey Resul-ü Kibriya.
Koşarız benlik peşinde her ay, her gün, her saat
Değişmeyen hedefimiz menfaattir, menfaat
Sahtekârlık mesleğimiz, hem kolaydır, hem rahat.
...Sami duygusuzluğun bu derecesine karşı nefretle karışık bir hayret duymaya başladı ve kendini tutamayarak Raci'ye kaba denecek bir dille:
"-Eğer akli yeteneklerinden yoksun ve böyle hasta olduğunu bilmesem bu duygusuzluğun yüzünden seni alçaklıkla suçlarım" dedi.
Raci ayağa kalktı... Delilere yakışan bir heyecan ve hızla cevap verdi:
"-Ben, ben mi akli yeteneklerinden yoksunmuşum? behey çaresiz! sen abdallar, alıklar gibi bu hayat faciasının karşısında ezilip kalırken, Ben aşkın ne olduğunu, ikilik yokken bir kişinin kendi kendini nasıl sevebildiğini düşünüyordum. düşünüyordum ki ben, sen, hava, taş, Demir hep tek bir şeyken neden demir ağlamıyor, taş çıldırmıyor da insan... (acayip bir kahkaha atarak) işte insan sizin gibi delilerle sohbet ederse ne düşüneceğini bilemez olur Demir ağlamaz dedim. kim demiş? Demirle şu kadının ne farkı var bu durumda ağlayan kim? Ağlamayan kim? (sami'nin kolunu tutup bükerek) bak şu kolunu Ben büktüm yalnız senden başka kimse olmasa kolunu kim bükerdi halbuki bükülüyor. Niçin? buna cevap yok!"
Sayfa 108Kitabı okudu
Sevgi, şefkat, selam, sohbet hep riyadır, hep riya
Bir acayip ümmet olduk ey Resul-ü Kibriya.
Çocuklara eşlik edebilme/k
Bir örnek vereyim, velilerle yaptığım söyleşilerden birisindebir baba söz istedi.
Şöyle anlatmıştı: "Hocam, yedinci sınıfa giden bir evladım var. Evdeki bilgisayarında Valorant isimli bir oyunu çokça oynuyor. Eve geliyorum ne bir hoş geldin baba var, sofraya oturuyoruz ne bir sohbet muhabbet var. Çok dertlenmiştim.Evladım gözlerimin önünde kayıp gidiyordu. Sonra sizinle tanıştım. Siz eşlik etmemizi ve muhabbet ortamı kurmamızı söylüyordunuz. Ben de oğluma, 'Eğer derslerinden yetmişpuan ve üzeri getirirsen her bir getirdiğin ders için en pahalı internet kafede bir saat Valorant oynayacağız birlikte. dedim.Çünkü bilgisayarı biraz eskiydi güzel oynayamıyordu. sında şaşırtıcı bir şekilde yedi tane dersten yetmiş puan üstü getirdi. Biz şaşkına dönmüştük. Söz verdiğim gibi iyi bir İnternet kafeye gidip yedi saat boyunca Valorant oynadık. Benim için çok zordu çünkü bu oyunun nesinden hoşlanıyorlardı anlamıyordum ama sabırla oynadım. İnternet kafeden ayrıldığımızda yolda yürürken 'Baba biliyor musun' deyip konuşmaya başladı.Ve o gün bugün aramızda acayip bir muhabbet var. Arada bir gidip birlikte Valorant oynamaya devam ediyoruz. Oğlumla aramdaki bağ çok güçlendi, bolca vakit geçiriyoruz artık. İşin ilginç tarafı ise evdeki tarzımız ve düzenimiz hiç değişmedi. Biz yine aynı biziz. Sadece onunla oyun oynadım diye iletişimimiz birden değişiverdi."
Sayfa 91 - Erdem Yayınları ,sertacabi ,minecraft ,fortnite ,roblox,valorantKitabı okudu
..köy, çöl ve kasaba hayatlarından aldığım tecrübe ile bu kahkahalarda bir acıklı , acayip vaka sezmiştim. Zira herkesinkine benzemeyen acı maceralar, hatta felaketler dar muhitlerde eğlence sayılıp gülüşülen sohbet mevzuları olurdu.
Molla Câmî
Ünlü astronomi ve matematik âlimi Ali Kuşçu, bir gün Türkmen heyetiyle birlikte Herat sehrine gelmisti. Mevlana Cami’yi ziyaret için bulundugu meclise vardılar.
Ali Kuşçu'nun yanında acayip bir çantası bulunuyordu. Sohbet esnasında astronomi ilminin inceliklerinden kendisine oldukça birkaç zor soru sordu.
Abdurrahman Câmî her bir soruya hiç duraksamadan gayet mantiklı cevaplar verdi. Ali Kuşçu bu cevaplar karşısında diyeceğini bilemedi, hayretler icinde kaldı. unu fark eden Mevlânâ Câmî, ona șaka yollu: “Efendim, çantanızda bunlardan daha iyice bir nesne yok mu?” diye takıldı
Sayfa 196Kitabı okudu
