– Hayatın her dakikası, her anı haz vermeli insana, ferahlık, mutluluk vermeli. Evet, kesinlikle böyle olmalı! İnsan bir görev olarak hep bunu gerçekleştirmeye çalışmalı: yasasıdır çünkü bu insanın; gizli, ama gerçeklikte var olan bir yasa..
.
Okul başladı, okuma alışkanlığım bozuldu. Bugün şimdi, verdiğim ani bir reformla beraber okul-okuma dengesini tutturuyorum. O yüzden bazı kitapları profilden kaldırdım. Umarım bu reform sürecinde başarılı olabilirim.
Ana karakterimiz Nora Seed'in intihar etmesinden on dokuz yıl öncesinden küçük bir anı ile başlayan bir hikaye. Nora antidepresan kullanan, umutsuzluk ve pişmanlıklar içinde ailesini kaybetmiş abisi ile arası kötü olan, tek başına kedisiyle yaşayan 35 yaşındaki bir kadın.
Bir gün kedisi ölüyor ve arkasından da işten kovuluyor bunların
Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
Ellerimde koparmaya çaıştığım zincirlerden kalma yara izleri
Yeni yeni iyileşmeye yüz tutmuş olsun.
Gözlerimde öyle bir karanlık olsun ki, gören kör oldum sansın.
Yanaklarım kurumuş olsun göz yaşlarımdan, dudaklarımsa çatlak çatlak.
Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
Belki bin tane aşktan geçmiş olayım ve hiçbiri olmasın gözümde.
Hiçbiri tamamlayamamış olsun cümlelerimi,
Hiç biri bağlayamamış olsun geceyi sabaha.
Hiçbirinin gülüşünün her anı senin kadar aklıma işlenmemiş olsun.
Hiçbirinin hayali en güzel haliyle barınamamış olsun beynimde.
Hiçbirinin izi kalmamış olsun bedenimde.
Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
Sessizce ağladığım anları kimse çığlık çığlığa hıçkırıklara dönüştürememiş olsun.
Ellerim kimsenin üzerinde eriyip gitmemiş olsun, gezinse bile.
Dudaklarım senin adını söylerkenki gibi kıvrılmamış olsun hiç bi ad'a yeterince.
Yerine koymaya çalıştığım her beden yok olup gitmiş olsun kumlar aktıkça tane tane.
Unuttuğumu sandığım, vazgeçtiğimi sandığım,
Sevmediğimi sandığım öyle bir zamanda gel ki
Yerçekimine karşı koysun damarlarımda beni yaşatan her zerre.
Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın...
Mir’atü’l-Memalik’ten Günümüze
“Merhaba” demenin içinde saklı bir sevincin huzurunu ancak ayakların yorgunluğunun altında kalmış bir seyyah bilir. Anıları anı yapan yeni bir dünya yani farklı bir kent sokağına, pazar alanındaki satıcıya, tüccara merhaba demek... Seyyah, gözü uzak diyarlardaki; bir mimari yapının sütunlarında ki gizli
Çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
Çünkü ayrılık da sevdaya dahil
Çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
Hiçbir anı tek başına yaşayamazlar
Her an ötekisiyle birlikte
Herşey onunla ilgili.