Bazı kitaplar olur ya ilk gördüğünüz an içeriğini pek bilmesemiz de kapağıyla sizi kendine çeker, sanki beni al der.Bu kitabı alma sürecim biraz öyle gelişti. Şermin Yaşar kalemini sevdiğim bir yazar ki yine muhteşemdi.
Kitaba gelecek olursam kitap hikayelerden oluşuyor. Hikayeleri çok sıcak, çok içten hikayeler. Hep hayatımızdaki birilerinin başından geçmişte onların hayatını okuyorum gibi geldi.Hikayeler kâh ağlattı, kâh güldürdü. Sanki eski Türk sineması izler gibiydim okurken.
Kitap genel olarak adının da tınısından belli olacağı gibi genelde ölüm konusu odaklı olsa da hikayeler çok hayatımızdan ve dokunaklı.
Dilimde gül bitti adını andıkça.
Dediler ki sevdiğin ölünce kalbinde kırk mum yanar, her gün biri söner. Kırkıncı gün hepsi söner, biri bekler. O tek mum ebediyen yanar, acını o tek mum tutar.
Görünmez bir defter vardır babaların elinde, başkalarının sözüyle kapandığı çok olmuştur.
Şunu biliyorum ki bu dünya da eğer annen yoksa, anne olabilecek herkes ve her şey senim annen olsun istiyorsun.