Osman Balcıgil kalemini çok beğendiğim yazarlardan. Afife Jale, Suat Derviş ve Cemile’den sonra bu kez de Cahide Sonku’nun hayatını konu almış yeni bir romanında.
Kızıl Çengi, Cahide Sonku’nun hayatını, dönemin Türk tiyatrosunu, günlük ve siyasal yaşamını bir arada görebileceğimiz bir eser. Bol bol bilgi içermesine rağmen akıcı dili sayesinde hiç sıkmıyor.
Cahide’nin hayatını hiç bilmeyen biri olarak, kariyerinde zirveye çıkmasını, tutunamadığı ilişkilerini ve alkol problemi sebebiyle hayatının kararmasını ilgiyle okudum.
Kitabı okumak isteyenler için daha fazla bilgi vermeyeceğim ancak gerçek hayat hikayesi okumayı sevenlere kesinlikle tavsiye ederim.
Kızıl ÇengiOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 2023554 okunma
Bu kadar kısa bir hikayenin ismi nasıl "Uzun Hikaye" olabilir diye düşünmüştüm başlarken. Ama hem bu kadar kısa olup hem bu kadar uzun olmasını beklemiyordum. Kırgınlıklar, sevdalar, göçler ve daha niceleri içinde uzun bir hikaye. Oradan oraya savrulan nahif ve bir o kadar küçük bir ailenin hikayesi bu. Okurken dinlendiğim, huzur bulduğum bir kitap oldu.
Uzun HikâyeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 202336,2bin okunma
66. Sayfadan bildiriyorum, devam etmesi şu an çk zor ama kendimi zorluyorum. Tavsiyeler ve nasıl uygulamamız gerektiğini anlatacağını sanarken sadece yazarın hayat hikayesini okuyorum şu an. Yok ailesi nasılmış, yok ebeveynleri nasılmış ona neler katmış, modellikle ilgili yaşadıkları falan. Başlıklar koymuş şöyle yap böyle yap diye ama devamında yine kendi hayat hikayesi. Çok sıkıldım, fikrim değişirse incelemeyi güncellerim ama benim için şu ana kadar hayal kırıklığı oldu.
Theseus’un Kadınları #okudumbitti
Edebiyat dünyası bazen sürprizlerle dolu olabilir ve ön yargılarımızı zorlayan, bizi şaşırtan eserlerle karşılaşmak gerçekten harika bir deneyim olabilir. Mitoloji, evrensel bir konu olmasına rağmen, genellikle Batı kaynaklı eserlerde daha yoğun bir şekilde işlenir. Gözde Demirel’in “Theseus’un Kadınları” adlı
En son Knut Hamsun'un "Açlık" Romanı'nı okuduktan hemen sonra Jack London'ın "Ateş Yakmak" kitabını okumam hoş bir tesadüf olsa gerek. Her ikisindeki insanın fiziksel mücadelesinin ve sonrasındaki psikolojik direnişinin anlatımı oldukça etkileyiciydi.
Jack London'ın anlatımı oldukça yalın, edebi ağdalı ve
Muhtelif Evhamlar Kitabı Ömür İklim Demir ile tanışma kitabımdı. Kitabı bitirdiğimde iyi ki de bu kitabı okumuşum dedim. Öykülerdeki kahramanların her birinin de çeşitli evhamları var. O yüzden kitabın adı Muhtelif Evhamlar Kitabı. Öykülerin konuları orijinaldi. Yazar yarattığı atmosferle her bir kahramanının iç dünyasındaki buhranı hissetmemizi
Emel'e isimli hikayede birden fazla edebi metod deneyen yazar bir memleket meselesi, bir kürtaj, bir darbe ile konusu ile birlikte bizi duygusal bir deryaya sokuyor. Edebi bir şov var. Çok etkileyen ve insanın içini titreten bir hikayeydi Emel'e. Bir içses, bir gazeteden haberleri sırayla okuma, bir ölümü hatırlama gibi konulara girdiği
Yazardan tanışma kitabımdı.Hepimizin denk geldiği,gördüğümüz ama görmezden geldiğimiz,görülmeyen yaşamları olan 5 insan.Evli ve 1 çocuk babası olan Musa bir sabah ceketini alıp dönmemek üzere evini terkeder sokaklarda yaşamaya dilenmeye başlar.Kitap Musa'nın anlatımıyla başlıyor.Sokakta sevgilisi onu başka erkeklere satmasın diye bacaklarını dizlerinden kesen Efsun abla,hafızasını yitirmiş Adnan abi,hayat kadını Hülya,ve çöpten buldukları bebek Matruşkayla tanışır.Hepsinin hikayesi farklı ortak dertleri barınacak bir yer bulmak.Onların tanrısı ile onlardan olmayanların tanrısı aynı değil.Sistemin dışına atılmış insanlar.Onların gözünden sistemin içinde yer alan bizlerin düşüncelerini,hissettiklerini okumak çok güzeldi.Gerçek ile rüya arasında bir kurgu.Kelimeler resmen dans ediyordu.Muhteşemdi.Altı çizilecek çok cümle vardı.Diğer kitaplarını da kesinlikle okuyacağım.
Tara Westover ile beni tanıştıran bir arkadaşımın ; “Talebe’yi okumadın mı? Çok şey kaçırıyorsun” demesiyle oldu.
Tara Westover gerçek hayat hikayesini anlatıyor. Kitapta Mormon bir ailede dünyaya gelen yazarım başından neler geçtiği, kendini bulmak için nelerden vazgeçtiğini okuyoruz.
En can alıcı kısım bana göre ailesinden veto yediği kısımdı. Kendini yeniden inşa eden adam heykeli geldi okurken aklıma. Sürekli öğretilerini, kuralları, düşüncelerini kısacası kendini yontarak kimlik arayışını takdir ederek okudum.
Kitap çok akıcıydı ve asla olay örgüsü sıkmadı.
Niçin bilmiyorum, belki de bizim toprakların hikâyesini anlattığı için çok etkiledi kitap beni. Belki Rus bozkırında geçen benzer bir hikaye beni bu yüzden bu kadar etkilemeyecek. Ömer Hayyam'ın, Tuğrul-Selçuk Beylerin, Alparslan'ın, Melikşah'ın, Nizamülmülk'ün hikayesi.. 20. yüzyılın başlarında Anadolu'da verdiğimiz Kurtuluş Savaşı'nın bir benzerini veren, burnumuzun dibindeki İrannın hikayesi. Modern bir devlet kurmaya çalışan İranlıların komşusu Türkiye gibi başarılı olamayışlarının hikayesi..
Okudukça beni en çok etkileyen kısım, maalesef bu topraklarda aynı tarihî döngünün yüzyıllardır devam ettiği gerçeğini suratıma tokat gibi çarpması oldu. Romanda geçen karakterlerin birçoğu ve hayat hikayesi gerçekten de yaşanmış olması da tarihi bir yolculuk yapmanıza yardımcı olacak.
Bu zamana kadar okumadığıma, okumaya başladıktan sonra iki gün içinde bitirdiğime pişmanım..
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 200161,6bin okunma