Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
2. Dünya savaşı yıllarını anlatan bir hikaye.
Seyde ile İsmail yeni evli bir çifttir, savaş çıkınca zorunlu askerlik sebebiyle İsmail askere gider. Bir süre sonra askerden kaçar, köyüne yakın bir mağaraya sığınır, seyde kocasının bu durumunu öğrenir başta kızsa da sonradan ona hak verir.
Birlikte bozkırın içlerine gitmeyi ve orada yaşamayı hayal ederler. Süreç , İsmail'i çok zorlar ve komşularının ineğini çalar, bu durumu öğrenen seyde, kocasına çok kızar, çünkü komşularının durumları çok kötüdür, iki yetime bakmaya çalışan komşu kadının haline cok üzülen seyde , kocasını ihbar eder.
Aytmatov un insanın yüreğine dokunan çok güzel bir hikayesi, okunmasını tavsiye ederim.
Fiona Valpy || Gümüş Serçe #kitapyorumu
.
Yoğun hayatımızda su gibi alıp giden kitaplar lazım bize. Iste bu kitap onlardan bir tanesi. Kitaplığımda oldukça fazla 2. Dünya savaşı dönemi kitabı var ve yarısından hatırı sayılır fazlasını da severek okumuşumdur. Gönül rahatlığıyla Gümüş Serçe kitabını da yanlarına ekledim diyebilirim.
Kurgunun içerisinde merakla okunan o kadar çok yer var ki, savaş dönemi zorlukları, kadınların rolü, o dönemin modasının Paris'e yön vermesi, aşkı, kayıpları ve kazanilanlari her biri birbirinden keyifliydi.
.
Harriet, staj için Paris'in yolunu tuttuğunda gideceği yer belliydi. Savaş döneminde büyükannesinin de terzilik yaptığı bu bina savaştan galip çıkmış ve nihai amacını günümüze kadar sürdürmüştür. Büyükannesi ve yanında bulunan diğer iki kadının fotoğrafıydı onu buralara kadar getiren, köklerinin kime ait olduğu, cevaplarını bulamadığı soruları Paris'in cevap vereceğine inandığı yepyeni bir yolculuk.
Claire, Vivien ve Mireille terzilik konusunda oldukça maharetli olabilirler lâkin asıl istedikleri Paris'in bu savaştan daha az yara alarak çıkmalarını sağlamak. Bunun için gizli bir direniş ordusuna yardım etmeleri birbirlerine olan bağlılığı daha da kuvvetlendirir. Tüm zorluklara rağmen ayrı düşmek, dostluklarını zedeleyecek mi okurken öğreniyor ve son sayfasına kadar merakla okuyorsunuz.
@jasminbute çevirisi ile yine yeniden keyifli bir @arkadya_kitap kitabıydı.
Ve ben de tabii ki tavsiye ediyorum.
~~
Bazen bazı eserler okurken anlık duygu geçişi yaşatır insana. Ne bileyim duygusal bir kitap okurken; arada geçen , kısa keyifli bir anda tüm ruh halimizin değişmesi gibi. Şimdi bence tür olarak da insanın kalıplaşmış tarzından çıkıp farklı türlere de yönelmesi ve deneyimlemesi gerekiyor. Tabi bu benim fikrim. Gerçekten tarzım dışı okuduğum
Gönül kapımı aralayıp kendinden emin adımlarla yüreğimin en güzel köşelerinden birine kurulan bu kitap hakkında üstün körü bir incelemede bulunmak istemediğim için; bütün öyküler hakkında kısa veya uzun yorumda bulunma mutluluğuna erişeceğimi en baştan bildirmek istiyorum. Nihayet; okumak istediğim onca kitap arasında şaşkına dönmüşken Aleksandr
Bir solukta biten, oldukça kaliteli bir #fantastik kitap okudum.
Yazarın kalemi o kadar sade ki ne beyniniz ne de gözünüz yoruluyor.
En önemli şey tabi ki kurgu burda ama kurgu ve bu sade akıcı anlatım bir araya gelince şahane bir kitap çıkmış ortaya
Yazarımızın ilk kitabı olmasına rağmen zaman geçişleri ve karakterleri de çok iyi işlemiş
Neyi nasıl anlatsam spoiler olacak gibi hissediyorum o yüzden direk konusunu şöyle bırakıcam (arka kapak)
Reenkarnasyona farklı bir bakış açısı ile kurgulanmış geçmiş çağlardan modern dünyaya uzanan farklı jenerasyonlardan dört kadın ile bir ruhun yollarını kesiştiren hikâye...
1448 yılı, Amboise'da Orta çağ kurallarına göre cadı olduğu gerekçesiyle öldürülen bir kadının kadim ruhu, 1. dünya savaşı sırası Paris'te, 1940'da Chenonceaux'da, 2014'te İstanbul'da tekrar ortaya çıkıyor. Asıl amacıysa kendine has özel kuralları bulunan ruhlar âlemine geri dönmeden önce hayattayken yarım bıraktığı bir işi tamamlayabilmek.
Kitabı okurken hayatı yeniden sorgulama fırsatı bulacak, dil, din, ırk ayrımı olmaksızın insanların sadece iyi ve kötü kalpli olarak sınıflanabileceğini ve bir bedene sahip olmanın muhteşem gizemini iliklerinize kadar hissedecek, içinizdeki en karanlık korkularla yüzleşeceksiniz.
Ateşten Gömlek romanının Kurtuluş Savaşı’mızı anlatan önemli bir eser olduğu söylenir çoğunlukla amma bana göre tam bir aşk romanı. Kurtuluş mücadelemiz arka planda, gölgede kalmış.
Yeşilçam filmlerinde olduğu gibi herşey öyle ulvi bir şekilde anlatılıyor ki gerçeklerle pek de bağlantı kuramadım. Savaşı yaşamış birinin daha gerçekçi olmasını
Kadın kendisini yazmalıdır! Yazan kadınlara selam olsun.
Kitabın kapsam tarihine dikkat çekerek, kitap hakkındaki fikirlerimi yazmam daha uygun olacak galiba.
1908-1918 2. Meşrutiyet olarak bildiğimiz 1908 Devrimi, Genç Osmanlılar bünyesinde gerçekleşmiş ve idraklerindeki “hürriyet, müsavat, adalet, uhuvet” ilkeleri, halihazırda 19. yy
Kitapta duygu tekrarları çok fazlaydı ve bu hikayeyi sıkıcı bir hale getirdi. Zaten konusu da klişe. Annesi için evlenen sert bir adam, abisinin borcu için evlenmeye mecbur bırakılan bir kadın. Birbirleriyle hiç anlaşamayıp hep kavga ederken ayrıldıktan sonra tek bir mutlu anları olmamasına rağmen birbirlerine aşık olduklarını farkediyorlar. Bu kısım saçmaydı. Bunun dışında karakterlerin düşünceleri de kitap boyunca çelişki içine girdi. Aynı zamanda bazı replikler ve bölümler sinir bozucuydu. Örneğin adamın evleneceği kadının bakire olması şartı gibi. Bütün bunlar daha güzel anlatılabilirdi. Boşuna demiyorum konu ne kadar basit olursa olsun anlatım dili kitabı devleştirir. Iyi okumalar:(
Haya tek kişilik bir savaştır diye düşünen biri olarak okuduğum kitapta bu düşüncemin doğruluğunu gördüm. kalabalıklar içinde yalnız yaşamanın acısı insanın kendi başına kalmasından kat be kat daha acıdır malesef. yanlış verilmiş bir kararın acımasızlığı ömür boyu sürer. bir kadın bir gün gerçek bir aşkla karşılaştığında ona biçilmiş rolleri artık kendi duygu ve kişiliğinin yerini çoktan almıştır. kadının dünyası, kendi kendine verdiği savaşı ve hepsinden önemlisi yazarın kaleminden adım adım iç dünyasına yolculuk yapmak oldukça etkileyici . bir erkek gözüyle kadın duygularının böylesine yerinde, şaşılacak denli doğru anlatılması yazarın büyüklüğünü bir kez daha derinden düşünüp hayranlığımın artmasına neden oldu...
Yüzyılın Başlangıcı Kahramanlarından Biri, Bizim Yüzyılımızın Kahramanlarından Biri, Zamanımızın (Bir) Kahramanı. Tıpkı yazarının ve karakterinin ruh hali gibi adı oluşturulurken de defalarca arafta kalınmış bir roman. Rus edebiyatında ilk psikolojik romandır ve ilk realist eserler arasında da yerini almıştır. Lermontov’un şaheseri, ancak nasıl
