"Üniversiteler, bağımsız düşünce ve kendi kültürümüzü araştırma ve kurma merkezleri olacağına, yabancı misafir profesörlerin sürekli konferans ve seminer müesseseleri haline geldi. Ve misafir yerleşti, evin sahibi oldu. Evin sahibi uzun bir yolculuğa çıktı. Acaba ne vakit dönecek dersiniz? "
Sayfa 74 - Mostar yayınlarıKitabı okudu
“19 Mayıs günü hava açtı...”
“Ben buraya 19 Ma­yıs konusunda bir konferans vermek üzere çağrıldım. Bi­razdan salona gideceğim ve boş koltuklara konuşacağım.." Telsizli beni aldı, çaresiz, salona götürdü. Salon tıklım tık­lım. Ayakta kalanlar var...
Sayfa 135 - Bulut-pdfKitabı okudu
Reklam
"Üniversiteler, bağımsız düşünce ve kendi kültürümüzü araştırma ve kurma merkezleri olacağına, yabancı misafir profesörlerin sürekli konferans ve seminer müesseseleri haline geldi. Ve misafir yerlileşti, evin sahibi oldu. Evin sahibi uzun bir yolculuğa çıktı. Acaba ne vakit dönecek dersiniz? "
İlber Ortaylı'nın ortaokul yıllarına ait bir anısını paylaşmak istiyorum. Yine Sarıhan'ın aynı adlı kitabından, İlber Ortaylı'nın ağzından aktarıyorum: "Ankara Atatürk Lisesi'nde iki yıl boyunca (1960-1962) orta iki ve üçüncü sınıfta Türkçe-Edebiyat Bilgisi öğretmenimiz Türkan Bengisu idi. Milli Eğitim yönergelerini ya kusursuz uyguladığından veya tersine hiç itibar etmediğinden olacak, öğrencilerin yaratıcılığını ve kişilik kazanmasını teşvik eden özel bir ders programı uygulardı. Öğrencinin biri, oyun, öykü veya bir şiir mi yazdı? Türkan Hanım derhal bu oyunu temsil ettirir, öyküyü okutur, şiiri alkışlarla dinleyip ciddiyetle eleştirir, över, konuyu tartışırdı. Sınıfın yarısı şiirle, öyküyle, tiyatroyla ilgilenmeye başladı. ( ... ) Derse ve ortama uyum sağlamayan asi veya kaba tavırlı birkaç çocuğun kısa zamanda uyumlu, saygılı ve uygar davranışa girdiğini görmek mümkündü. Öğretmen bunları takdir etmekle kalmıyordu, bu çocukları izliyor, bazen basit bir-iki soru yöneltiyor, doğru cevabı takdir ediyor veya başarı ışıltısı bulunan ödevlerini sınıf önünde övüyordu. Senenin bir ayında her öğrenciye bir konuda konferans hazırlatıp kürsüde verdirtirdi..."
Sayfa 172 - Final Kültür Sanat YayınlarıKitabı okudu
Abdülmetin Hocam :)
Bir konferans için Fransa’ya gittiğinde Eyfel Kulesi’ne çıkıp ezan okudu, namaz kıldı.
kazanma arzusunda bir kötülük görüyor değilim ama para, yalnızca bir amaca giden araçtır. İnsan onu kendi özel bir amacı için istiyorsa, sanayiye yatırım yapmak, bir şeyler yaratmak, incelemeler yapmak, seyahat etmek, lüksün tadını çıkarmak için istiyorsa bunda ahlak dışı bir şey yok. Fakat parayı en ön plana yerleştiren insan, çok daha ileri gider. Kişisel lüks kavramı çok sınırlı bir şeydir. Onların istediğiyse gösteriş. Göstermek, şaşırtmak, eğlendirmek, etkilemek. Hep başkalarına dönük. Bunlar da ikinci elci. Kültürel girişim dedikleri şeylere bak. Adamın biri konferans veriyor, birinden ödünç aldığı, kendisi için hiç önem taşımayan şeyler söylüyor. Dinleyenler için de önemsiz o şeyler ama kalkıp gitmiyorlar. Dinliyorlar. Sonradan dostlarına, ünlü birinin konferansını dinledik diyebilmek için. Hepsi ikinci elci.
Sayfa 860 - RoarkKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.