Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Emir kuluymuş ; insanda bir mukavemet payı olur... Anlatabildim mi?.. Ben, emir kulunu bilmi­yorum, Allah'ın emrini ve Onun kulu olmayı bili­yorum, tanıyorum!..
Şunuda haber vereyim size: 1956-1957 ta­rihlerinde Amerika'nın Türkiye'de bulunan bir görevlisinin verdiği rapor var, onda diyor ki , "Tükiye'de artık Amerikan politikası doğrultusunda hareket edecek olan Amerikan tipi politikacı ye­tişmiştir, dışardan müdahaleye lüzum kalma­mıştır!"... Anlatabildim mi arkadaşlar?..
Reklam
Bir yanda âlet (silâh), öbür yanda fikir... Ve bir harekette fikrin dozu düşmeye başladığı ândan itibaren, hareket kendi kendini gayeleştirince, mânâsızlaşır... Siz bu çileyi yaşamakla yükümlüsünüz...
Biliyor­sunuz ki , bugün dünyanın çeşitli yerlerinde, Filis­tin'de meydana gelen hâdiselerden dolayı bir ta­kım kınama sesleri geliyor... Afrika'yı mahveden Batı, şimdi oraya dört kamyon yiyecek gönderince iyilik de onlara kalıyor yâ, o hesab... Fakat aslı şu: Benim evimdeki, aşı kazanla götürüyor, arka­sından bana kaşıkla veriyor... Oldu Afrika'ya yar­dım, Filistin'e arka çıkma.
Hani "Filis­tin" filân diyoruz ya, işte bundan fazla, birşey bek­lemeyin; bir takım kınamalar , resmî kınamalar, âdet yerini bulsun hesabı lâftan ibaret kınamalar... Zaten Filistin'de şurda burda olanlar, bizim adam olamadığımızdan oluyor.
Üçüncü konferans
Filistin ve Mescidi Aksa davasi hak davadır. Adaletin, aklın,mantığın bir davasıdır. Bütün zaferi, yerden ve gökten yardımı hak eder. Uyduruk israil devleti ise zulüm, suç, gasp ve büyüklenme üzere kurulmuştur. Yahudiler Allah'ın yaratıklarının en aşağıları,korkaklık ve boyun egmede en ileri gidenleridir. Bu yapay devletin ahalisi dünyanin farkli halklarından oluşuyor. Bir ufuktan digerine dagınık yerlerden toplanmişlardir. Etraflarını bileği saran bilezik, boynu saran gerdanlik gibi Arap devletleri sarmıştır. Dolayısıyla bu devlet dalgalı geniş bir denizin ortasında küçük bir ada gibidir. Yüce Allah şöyle buyurmustur: "Onlar aşağılik ve yoksulluk belasına çarptrıldılar ve Allah'ın gazabını hak ettiler."(Bakara, 261)
Reklam
900 üncü Yıl Dönümü (1040-1940): 1940'ta Aylı Kurt yayınlarından çıkmış, Arkadaş Basımevi tarafından basılmış 32 sayfalık küçük bir kitapçıktır. Atsız Türkiye Devleti'nin 1040'ta kurulduğunu kabul eder. Buna göre 1940, devletimizin kuruluşunun 900'üncü yıldönümüdür. Japonlar kuruluşlarının 2600'üncü, Portekizliler 800'üncü yıldönümünü kutlarken Türkiye'nin 900'üncü yıldönümünü kutlamak için hiçbir şey yapmaması, üniversitenin ve Türk Tarih Kurumunun sessiz kalması karşısında Atsız, hiç olmazsa bir kitapçıkla kendisinin bu görevi yerine getirmiş olduğunu ifade eder. Bu küçük eser, Türkiye Devleti'nin 11. yüzyıl başından İstiklal Savaşı'nın sonuna kadarki tarihinin kısa bir özetidir. Destani bir anlatımla kaleme alınmıştır. Atsız 04 Mayıs 1952'de aynı konuda Ankara'da "Devletimizin Kuruluşu" adıyla bir konferans vermiş ve bu konferans metni 1955 yılında basılmıştır. Konu aynı olmakla birlikte iki metin birbirinden çok farklıdır.
Ferit, günün birinde, yalnız bakışların diliyle bu gözlerin bir konferans verecek veya şiir söyleyecek hale gelebileceklerini tasarladı.Sonra düşüncenin muhtevasını dilden ayırmanın mümkün olup olmadığı hakkında, bir gün felsefe seminerinde hocaya sorduklarını hatırladı.Tıp fakültesini bırakıp felsefeye devam ettiği günden beri, manalar yüklü bir ses perdesinin, bir iç çekişin, bir yüz kımıldatışın, bir bakışın bazen sayfalarca yazıya bedel ifade kıymetinde tanımlanmış süreçleri aşan, daha zengin ve kökleri daha derin bir semboller sistemi olup olmadığını düşünmüştü.
Sayfa 20 - Ötüken yayıneviKitabı okuyor
Nur Risalelerinin bir hayat boyunca okunmaya lâyık hârika bir şaheser olduğuna şüphe edilemez.
Sayfa 20
900 üncü Yıl Dönümü (1040-1940): 1940'ta Aylı Kurt yayınlarından çıkmış, Arkadaş Basımevi tarafından basılmış 32 sayfalık küçük bir kitapçıktır. Atsız Türkiye Devleti'nin 1040'ta kurulduğunu kabul eder. Buna göre 1940, devletimizin kuruluşunun 900'üncü yıldönümüdür. Japonlar kuruluşlarının 2600'üncü, Portekizliler 800'üncü yıldönümünü kutlarken Türkiye'nin 900'üncü yıldönümünü kutlamak için hiçbir şey yapmaması, üniversitenin ve Türk Tarih Kurumunun sessiz kalması karşısında Atsız, hiç olmazsa bir kitapçıkla kendisinin bu görevi yerine getirmiş olduğunu ifade eder. Bu küçük eser, Türkiye Devleti'nin 11. yüzyıl başından İstiklal Savaşı'nın sonuna kadarki tarihinin kısa bir özetidir. Destani bir anlatımla kaleme alınmıştır. Atsız 04 Mayıs 1952'de aynı konuda Ankara'da "Devletimizin Kuruluşu" adıyla bir konferans vermiş ve bu konferans metni 1955 yılında basılmıştır. Konu aynı olmakla birlikte iki metin birbirinden çok farklıdır.
Reklam
Türkiye Asla Boyun Eğmeyecektir: 03 Temmuz 2017 tarihinde asistanım Nuray Tamir genel ağa girmiş ve bu kitabın hiçbir kütüphanede kaydının bulunmadığını bana bildirmişti. Türkçü sahaflardan Erdal Beye telefon ettim. Kitap onda da yoktu. Bir gün sonra "Turancılar Toplumcu Düşünce ve Eğitim Derneği'nde konferansım vardı. Konferans
Doğruysa bu yargı bu sonuç bu çıkarsama neden peki her şeyi bulandırıyor ertelenen bir konferans geç kalkan bir otobüs? Milli şefin treni niçin beyaz? Ruslar neden yürüyorlar Berlin'e?
Sayfa 234 - Tam İstiklâl Yayıncılık OrtaklığıKitabı okudu
Ölmezsek bize düşen görev 2040'da 1000. yıl çalışması yapmak olacak.
900 üncü Yıl Dönümü (1040-1940): 1940'ta Aylı Kurt yayınlarından çıkmış, Arkadaş Basımevi tarafından basılmış 32 sayfalık küçük bir kitapçıktır. Atsız Türkiye Devleti'nin 1040'ta kurulduğunu kabul eder. Buna göre 1940, devletimizin kuruluşunun 900'üncü yıldönümüdür. Japonlar kuruluşlarının 2600'üncü, Portekizliler 800'üncü yıldönümünü kutlarken Türkiye'nin 900'üncü yıldönümünü kutlamak için hiçbir şey yapmaması, üniversitenin ve Türk Tarih Kurumunun sessiz kalması karşısında Atsız, hiç olmazsa bir kitapçıkla kendisinin bu görevi yerine getirmiş olduğunu ifade eder. Bu küçük eser, Türkiye Devleti'nin 11. yüzyıl başından İstiklal Savaşı'nın sonuna kadarki tarihinin kısa bir özetidir. Destani bir anlatımla kaleme alınmıştır. Atsız 04 Mayıs 1952'de aynı konuda Ankara'da "Devletimizin Kuruluşu" adıyla bir konferans vermiş ve bu konferans metni 1955 yılında basılmıştır. Konu aynı olmakla birlikte iki metin birbirinden çok farklıdır.
Nasılki bir yemek mideye girse; o yemek muhtelif âsâba, muhtelif bir surette inkısam edip tevzi olunuyor. İlim ile gelen mesâil-i îmâniye dahi, akıl midesine girdikten sonra, derecata göre ruh, kalb, sır, nefis ve hâkeza.. letâif, kendine göre birer hisse alır, masseder. Eğer onların hissesi olmazsa, noksandır.
Türkçüler ve CKMP-Adana Kongresi Türkçülerle Alparslan Türkeş ve CKMP arasındaki ilişkiler 1969 başlarında da devam etmektedir. 28 Aralık 1968'de Türkeş'in Ankara Hukuk Fakültesinde verdiği konferans Ötüken'de haber olarak yer aldığı gibi, konferansın kısa bir özeti de verilir. Aynı günlerde Nejdet Sançar da CKMP Gençlik Kolu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.