Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar
Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında. Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar ben yaşarken koptu tufan ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kâinat her şeyi gördüm içim rahat gök yarıldı, çamura can verildi linç edilmem için artık bütün deliller elde kazandım nefretini fahişelerin lanet ediyor bana bakireler de. Sözlerim var köprüleri
Sayfa 231 - Tiyo YayınlarıKitabı okudu
kazanma arzusunda bir kötülük görüyor değilim ama para, yalnızca bir amaca giden araçtır. İnsan onu kendi özel bir amacı için istiyorsa, sanayiye yatırım yapmak, bir şeyler yaratmak, incelemeler yapmak, seyahat etmek, lüksün tadını çıkarmak için istiyorsa bunda ahlak dışı bir şey yok. Fakat parayı en ön plana yerleştiren insan, çok daha ileri gider. Kişisel lüks kavramı çok sınırlı bir şeydir. Onların istediğiyse gösteriş. Göstermek, şaşırtmak, eğlendirmek, etkilemek. Hep başkalarına dönük. Bunlar da ikinci elci. Kültürel girişim dedikleri şeylere bak. Adamın biri konferans veriyor, birinden ödünç aldığı, kendisi için hiç önem taşımayan şeyler söylüyor. Dinleyenler için de önemsiz o şeyler ama kalkıp gitmiyorlar. Dinliyorlar. Sonradan dostlarına, ünlü birinin konferansını dinledik diyebilmek için. Hepsi ikinci elci.
Sayfa 860 - RoarkKitabı okudu
Reklam
Yaşar Kemal neden ölümsüzdür?
Geçenlerde New York’ta bir konferans verdim, dedim ki: “İnsana göre değildir umutsuzluk, umutsuzluk gayriinsanidir.”
Sayfa 178 - VI.Homerosoğulları; Azra Erhat, Yaşar Kemal ile Homeros geleneği hakkında konuşuyor.
Bana bir hal geldi. Çok ihtiyarladığımı hissediyorum. Halbuki biliyorsun, henüz kırkıma basmadım. Çok ihtiyarladığımı hissediyorum, söylüyorumda, söyleyince kızıyorlar, konferans dinliyorum herkesden. Her neyse bu bahsi kapat…”
Sayfa 70 - Adam yayınları
"Üniversiteler, bağımsız düşünce ve kendi kültürümüzü araştırma ve kurma merkezleri olacağına, yabancı misafir profesörlerin sürekli konferans ve seminer müesseseleri haline geldi. Ve misafir yerleşti, evin sahibi oldu. Evin sahibi uzun bir yolculuğa çıktı. Acaba ne vakit dönecek dersiniz? "
Sayfa 74 - Mostar yayınlarıKitabı okudu
Kadınlar Üzerine Bir Konferans
Kadın bir erkeğe varmaz, kadın bir erkeğe verilmez ve bir erkek bir kızı almaz, (almak, vermek) bu tabirler kadını kıymet ten düşüren, ona ahkâr (en hakir) mahiyeti veren şeylerdir ve her şeyden evvel bu zihniyeti kadınlarımız kafalarından çıkar malıdır; bilmelidirler ki iki cins birbiriyle hayatlarını birleşti rirken yuvaya getirdikleri aynı kıymette şeylerdir ve koca mal sahibi değil, ortak, hayat ortağı demektir. Bu hukuk müsavatı kadınlarımızın şuurunda yer ettikten sonra onların kuvvetli ve hakiki bir insan olmak için dimağî ve fikri sahada da yükselmek isteyecekleri tabiîdir. Memleketimizin kadın ve erkeklerini, biri diğerini sürükleyen ve taşıyan değil, el ele ve aynı tempoda yürüyen iki mahluk olarak göreceğimiz günün uzak olmamasını dilerim. Bu kadar efendim. 17. 10. 1932 Konya
Sayfa 118 - Y K YKitabı okudu
Reklam
İlber Ortaylı'nın ortaokul yıllarına ait bir anısını paylaşmak istiyorum. Yine Sarıhan'ın aynı adlı kitabından, İlber Ortaylı'nın ağzından aktarıyorum: "Ankara Atatürk Lisesi'nde iki yıl boyunca (1960-1962) orta iki ve üçüncü sınıfta Türkçe-Edebiyat Bilgisi öğretmenimiz Türkan Bengisu idi. Milli Eğitim yönergelerini ya kusursuz uyguladığından veya tersine hiç itibar etmediğinden olacak, öğrencilerin yaratıcılığını ve kişilik kazanmasını teşvik eden özel bir ders programı uygulardı. Öğrencinin biri, oyun, öykü veya bir şiir mi yazdı? Türkan Hanım derhal bu oyunu temsil ettirir, öyküyü okutur, şiiri alkışlarla dinleyip ciddiyetle eleştirir, över, konuyu tartışırdı. Sınıfın yarısı şiirle, öyküyle, tiyatroyla ilgilenmeye başladı. ( ... ) Derse ve ortama uyum sağlamayan asi veya kaba tavırlı birkaç çocuğun kısa zamanda uyumlu, saygılı ve uygar davranışa girdiğini görmek mümkündü. Öğretmen bunları takdir etmekle kalmıyordu, bu çocukları izliyor, bazen basit bir-iki soru yöneltiyor, doğru cevabı takdir ediyor veya başarı ışıltısı bulunan ödevlerini sınıf önünde övüyordu. Senenin bir ayında her öğrenciye bir konuda konferans hazırlatıp kürsüde verdirtirdi..."
Sayfa 172 - Final Kültür Sanat YayınlarıKitabı okudu
“19 Mayıs günü hava açtı...”
“Ben buraya 19 Ma­yıs konusunda bir konferans vermek üzere çağrıldım. Bi­razdan salona gideceğim ve boş koltuklara konuşacağım.." Telsizli beni aldı, çaresiz, salona götürdü. Salon tıklım tık­lım. Ayakta kalanlar var...
Sayfa 135 - Bulut-pdfKitabı okudu
Bakışların dili..
.. kızın gözlerini hatırladı. Şimdi onları daha net görüyordu. Hiç şüphesiz bunlar, sesi çıkmayan sahibinin içinde boğulan mânâları dışarıya nakletmek için, her gün biraz daha artan bir ifade kabiliyeti edinmeye çalışıyorlardı. Ferit, günün birinde, yalnız bakışların diliyle bu gözlerin bir konferans verecek veyaşiir söyleyecek hale gelebileceklerini tasarladı. .
Sayfa 20 - ÖtükenKitabı okudu
Kadınlar Üzerine Bir Konferans
Kadın bir erkeğe varmaz, kadın bir erkeğe verilmez ve bir erkek bir kızı almaz, (almak, vermek) bu tabirler kadını kıymetten düşüren, ona ahkar (en hakir) mahiyeti veren şeylerdir ve her şeyden evvel bu zihniyeti kadınlarımız kafalarından çıkarmalıdır; bilmelidirler ki iki cins birbiriyle hayatlarını birleştirirken yuvaya getirdikleri aynı kıymette şeylerdir ve koca mal sahibi değil, ortak, hayat ortağı demektir.
Sayfa 118 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.