Dönemine bir eleştiri olarak yazılmış, kitaptaki karakterler semboller halindedir. Bir eleştiriyi masallarla, güzel anlatımıyla insanın içine işlemeyi başarmış. Eşsiz bir yazar...
"Onun iki masalı vardı. Biri kendisinindi ve başka kimse bilmezdi. Ötekini ise dedesi anlatmıştı ona. Sonra ikisi de yok olup gitti. Şimdi biz bunlardan söz edecegiz. " diye başlıyor kitap. Daha baştan insanın içini ezecegini söylüyor ama sonunun bu kadar etkileyeceğini tahmin edememiştim.
Kitapta çocuğun ismi geçmiyor, o çocuk nasıl güzel bir çocuk.. anne babasını bilmiyor, dedeciği büyütüyor onu. Daglarla, hayvanlarla, dürbünüyle konuşup arkadaşlık eden, masum bir çocuk. En cok istediği şey bir balık çocuk olmak. Belki de gerçekten olmuştur kim bilir? Beyaz gemiye yetişip babasına kavuşmuştur.
Cengiz Aytmatov'u cok seviyorum. Kitabını bitirdikten sonra içimde bıraktıgı burukluğu, vermek istediği mesajları çok seviyorum. Büyük keyif alarak okuyorum " Sonbahar güneşi karanlık basmış Karavul Dağı'nın ardına sarkmış, komşu sıradağların arkasına inmekteydi. Isı vermeyen kızıl ışınları, çıplak dağları da kızıla boyamış, alacakaranlık ise sırtları aşarak dorukları üşütmeye başlamıştı. Orman akşam karanlığına bürünüyordu. Karları yalayarak gelen bir rüzgar esti, çocuk titriyordu. " böyle güzel anlatımı olan bi adamı keyifle okumamak mümkün degil bence.
Kitabın tadı yine damağımda kaldı, içimde de büyük bir parça hüzün.