Bir konferansta, New Yorkta bir kişi de bana niçin hep Çukurovayı yazıyorsunuz, diye sordu. Ben de ona şu karşılığı verdim, ben mi yalnız Çukurovayı yazdım, öyle mi sanıyorsunuz, bakın size söyleyeyim, şu dünya yazarları içinde Çukurovayı yazan tek kişi ben değilim ki, Kafka da, Joyce da, Tolstoy da, Dostoyevski de, Çehov da, Balzac da, Stendhal de… Herkes herkes Çukurovayı yazdı. Ben gökyüzünden yere inmedim ki, Çukurovada, bir köyde doğdum, bir kasabayı, bir şehri, bir toprak parçasının doğasını yaşadım. Akdenizi, Torosları yaşadım. Kafka bir bürokrat takımı içinde yaşamasaydı Davayı, Şatoyu yazabilir miydi. Bir Yahudi olmasaydı, o kurşun geçirmez karanlık onun ülkesi olabilir miydi? Dostoyevski Petrogradı, Sibiryayı yaşamasaydı, oradaki insanları yaşamasaydı, insan psikolojisini böylesine sağlıklı, derinlemesine verebilir miydi? Ya Cervantes’in macerası, tutsaklığı, yıkılmışlığı, bütün mümkününün çarelerinin kesilmesi, dünyasını yoğunluğuna yaşaması olmasaydı, yeni bir dünyaya açılan kapıdan ilk giren kişi o olabilir miydi? Köylü kontu Tolstoy, bir köylü, bir aristokrat toprak sahibi olmasaydı Napolyona karşı savaşan o kurnaz Kutuzofu, o her adımını bilerek atan kumandanı, savaşan köylüleri böylesine yazabilir miydi? Ya Nataşayı yaşamasaydı? Bütün bu tipleri Tolstoy ne kadar yaratmış, onları düş dünyasından getirmiş, biçimlendirmişse, o kadar da aristokratlardan, köylülerden alarak biçimlendirmiş. Sanata, özellikle romana kesin kurallar koymak çok kötüdür, yıkımdır benim için. Bunu çok gençken öğrenmiştim. Ama bir yazarın da gökten düşmediği bir gerçektir.
Sayfa 128 - YkyKitabı okudu
🍂 Sevgili bayan Milena'ya, Size önce Prag'dan, ardından da Meran'dan yazdığım kısacık mektuplarıma kesinlikle cevap beklemiyordum. Umduğum gibi karşılık yazmadınız da sevinmem gerek. Sessiz kaldığımız her gün iyi olduğumuzun işaretidir. Bu yüzden sevinmem gerek ki, iyi olduğunuzu bildiğim için. Yarım kalmış bir düş gibi. Önümden
Reklam
Morpheus bunun "Matrix" olduğunu öğretmişti bize...
" 'Düş' ten ayrılmak istediğini biliyorum, ama bil ki gerçek olan benim. Yaşantın ve kendi seçimlerini yapıp, kararları verdiğine inandığın dünyan gerçek değil... onlar korkunç birer kabus. Aile kurman, kariyer yapman, başarılı olman, para kazanman, başkaları tarafından takdir edilmen, bel bağladığın bütün bu şeyler, inandığın ve diğer yeğlediğin herşey aslında yaşamın için gerçek sebepten kaçtığın bir yoldu. Bir tek 'Düş' gerçektir. "
Sayfa 20 - Sinedie YayınlarıKitabı okudu
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
Düş olmadığını söylemek her şeyin düşten ibaret olduğunu söylemekle aynı şeydir. Öyle değil mi? Herkes bir düşperest mi? Uyanık olduğumuz zamanlarda da bir sürü olağandışı şey gerçekleşir. Sana önermeye çalıştığım şey şuydu: Düşünde önermeyi yapan gerçekten bensem, bu tek bir dünya olduğu anlamına gelir; bu dünya. Düş gerçektir. Sıradan olan harikuladedir. Harikulade olan sıradandır.
Sayfa 134 - April YayıncılıkKitabı okudu
432 syf.
9/10 puan verdi
'kalanlar, ölenler için şiirler yazar.
Kimi zaman çocuğum, Bir müzik kutusu başucumda Ve ayımın gözleri saydam. Kimi zaman gardayım Yanımda bavulum, yılgın ve ihtiyar. Ne zaman bir dosta gitsem, Evde yoklar.
Bir Acıya Kiracı
Bir Acıya KiracıMetin Altıok · Yapı Kredi Yayınları · 20002,635 okunma
Reklam
79 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.