Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
272 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Kurt puslu havayı sever!
Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde, önemli siyasi figürler arasında yer alan birçok isim vardı. Bu isimlerden bazıları: 1. Enver Paşa: Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde etkili olan bir askeri liderdir. Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusunun başında yer almış ve Osmanlı'nın savaşa girmesinde etkili
Kurt Kanunu
Kurt KanunuKemal Tahir · Tekin Yayınları · 20044,441 okunma
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Reklam
480 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
‘’Evet, onu bekliyordum. Beklemek sadece içinde bulunduğum o uçucu zaman kıtasında umudumu taze tutuyordu. Sonraya dair bir umut değildi benimki. Beklentim yoktu. Bekleyişim vardı...’’ ‘Aşıkların bir günü 10 yıla bedeldir’ diyor Can gürses ve bu on günde hem Mahur ile Nafiz’in büyük aşkını hem de yüzyıllık bir Türkiye tarihini de ışık tutup anlatıyor. 1930’lardan 2020’lere… Darbeler, toplu cinayetler, 6-7 eylül olayları ve ekonomik, sosyal ve siyasi değişimler ve bir çoğu. Hikaye bir Nafiz’in, bir Mahur’un dilinden anlatılıyor. Nafiz; münzevi, insanlarla ve hayatla arasına duvar örmüş, evinden hiç çıkmayan, tuvallerine resimler yapan ressam. Hayattaki tek hayali, tek tutkusu ise sevdiği kadın mahur. Mahur; şiirlerle, edebiyatla ilgilenip yazarak para kazanan daha yenilikçi özgür, hayat dolu. Birlikte olmak için her şeyi herkesi yıkmaya hazır olup, birbirlerine asla kavuşamayacak bir aşkın hikayesi. Bir imkansızın. Biri gökyüzü, biri deniz. Bizlerde onların aşkına seyirci martılar. Sahi ayrılık gidene mi zordur, kalana mı?
Ölüyordum Geçerken Uğradım
Ölüyordum Geçerken UğradımCan Gürses · Ayrıntı Yayınları · 2017388 okunma
Türkiye Müslüman bir ülke olarak anılmak yerine keşke Adil, Ahlaklı, Erdemli, Dürüst bir ülke olarak anılsaydı. Müslüman dedikleri ülkede bir sürü Musevi, Hristiyan, Ateist, ...vb. var ve onlar yokmuş gibi olmayan bir Müslümanlıkla anılmak çok acı verici. Müslüman denilen Evli Kadın ve Evli Erkeklerimize Allah hidayet versin Puta tapar gibi şehvetlerinin elinde Zinaya tapar duruma gelmişler. Müslüman dediğin göl değil deniz olur gönlü geniş, tevazu sahibi güzel Ahlak sahibi olur. Müslüman denilen Erkekte kadında şurada kırk tanesi kuyruk sallasın dönüp bakmaya dahi tenezzül etmeyen, eleştirmeyen kalbiyle yanlış yoldaki kardeşine hidayet dileyendir. Dindar Mümin denilen insan Güzel Ahlâklı, Erdemli, adil, sadık, tevazu sahibi olandır bu yoksa Müslümanmış, Hristiyanmış, Yahudiymiş oymuş buymuş boş. İçinde Vicdan Allah korkusu erdem güzel ahlak olmadıktan sonra o olsa ne bu olsa ne. Önce Allah korkusu sonra Allah gerisi hikaye. Temiz yaşayalım hayatı gerisi hikaye. Kur'anı anlamadan, yaşamadan istediğin kadar oku oku dur, İncili anlamadan, yaşamadan istediğin kadar oku oku dur... Hepsi hikaye bize Erdemli, Hayalı, Edepli Adaplı, Dürüst, özü sözü bir Adil Güzel Ahlak sahibi İnsan gibi İnsan gerek gerisi hikaye.
Bir hayali vardı. Bütün vatandaşlarımızın, ay yıldızlı bayrağımızın altında şerefle-kardeşçe, yasaksız-kavgasız yaşadığı bir Türkiye hayal ediyordu. Müslim-Gayrimüslim, Kürt-Türk, Alevi-Sünni ayrımı olmadan, zengin-fakir ayrıcalığı güdülmeden, imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir Türkiye istiyordu.
Yunanlar, “mikro-asyatik (Anadolu) felaketinden” sonra da bugüne kadar, tarihi Grek İmparatorluğu’nun ihya hayalinden vazgeçmemişlerdir. Megali idea, duruma göre değişik taktikler kullanılsa da, Helenizmin değişmez hedefidir. Her Yunanın yüreğinde bir gün İstanbul ve İzmir’de yunan bayrağını görmek hayali yatar. Tarihte Yunanlar, Türklere karşı daima hıristiyan Avrupa’nın desteğine güvenmişlerdir. 1352 de Türkler Avrupa’ya ayak bastığı tarihten itibaren Bizans devleti, Roma Papasıyla ilişki kurarak Osmanlı’ya karşı Avrupa’dan bir haçlı ordusunu harekete geçirmek için her türlü çabayı harcamıştır. 1359’da Bizans-Papalık Donanması’nın Lapseki çıkarması, Osmanlı’ya karşı ilk haçlı saldırısıdır. O zaman amaç, boğazın Avrupa yakasına yerleşmiş bulunan Türkleri anadoluya geri sürmekti (Gelibolu karşısında Lapseki, Türklerin Rumeli’ye göçünün son geçiş iskelesiydi).
Sayfa 215 - Kıbrıs ve Ege sorunları’nın tarihi kaynağı: Megali ideaKitabı okudu
Reklam
Birileri İbret almalı 4 ülkeyi bolmeye calışırken
Ermenistan’ın ilk Başbakanı Hovhannes Kacaznuni’nin 1923 yılında yazdığı “Taşnaksutyun’un Artık Yapacağı Bir Şey Yok” Raporundan: “Biz, kayıtsız şartsız Rusya’ya yönelmiş durumdaydık. Herhangi bir gerekçe yokken, zafer havasına kapılmıştık. Sadakatimiz, çalışmalarımız ve yardımlarımız karşılığında, çar hükümetinin Ermenistan’ın bağımsızlığını bize
Bir gün Ay'a veya Mars'a giden bir ekibin parçası olmak bugünün çocuklarının hayali ve günün birinde bu elbette gerçek olabilir. Bu hayallere erişeceğimize inanıyorum ancak bunların gerçek olması için uluslararası ortaklıklarda yerimizi almamız gerekiyor. Uzay yarışı artık ülkeler değil şirketler arasında; ülkeler ise ortaklıklarla geleceği yakalamanın peşinde...
Sayfa 27 - H. Aziz Kayıhan
Ankara ve Kitap (9)
📚 "Bir Türkiye Hayali", (Selçuk Şirin) 📌 Ankara Tren Garı, ANKARA 📌 gardrops.com/kitapVkitap
Ertelenmiş yüzleşmeler sayfa 62
Türkiye''de neden en küçük sorun karşısında bile bu kadar derin kamplaşmalar yaşanıyor? Sadece iç sorunlarda değil, ortak çıkarları ilgilendiren uluslararası problem alanlarında bile neden müşterek, belli bir hedef tayin edilemiyor? Geçmişle kurduğumuz ilişkilerin bu kadar farklılaşması bugünkü konumumuzu anlamlandıracak ortak çözümler üretmemizi engelliyor. Dahası ülkemizin gerçekliğini dair olan gerçeklik algımızı yitirmemize neden oluyor. Herkese ve her kesime göre değişen ütopik yarınlar ve hayali geçmiş/tarih yorumları bir kenara bırakılsa bile bugünü algılamakta zorlanıyor, asgari düzeyde hayatiyetimizi sürdürecek bir gerçeklik tasavvuru geliştiremiyoruz. ''Hayali toplum modelleri''mize uygun hayali gömlekler giydirilen millet adına bugünü tartışmakla zaman geçiriyoruz. Ortadoğu''daki kriz artarak gündemimize geldikçe Türkiye, sadece bu zamana kadar ertelediği geçmişiyle hesaplaşmak zorunda kalmıyor aynı zamanda yok saydığı kendi jeokültürel zeminiyle bir şekilde yüzleşmek gereğini hissediyor. Yapılan stratejik tartışmaların bu denli kaos ve bölünmüşlük görüntüsü vermesinin temelinde bu zamana dek hep ihmal edilen tarihle hesaplaşmaya ve bizi kuşatan bu jeokültürel alanla yüzleşmeye hazırlıksız yakalanmanın telaşesi yatmaktadır. Tezkere kriz/lerinden Kürt sorununa ve irtica paranoyasına kadar varan bir dizi iç ve dış korkularımızın temelinde bu zamana kadar ertelenmiş yüzleşmeler yatmaktadır.
Sayfa 62 - Ertelenmiş Yüzleşmeler Hayat, Zihniyetler, Aidiyet ve Mahremiyete Dair Yazılar Akif Emre BÜYÜYENAYKitabı okuyor
Reklam
"Vatandaşlarımızdan, dindaşlarımızdan, hemşerilerimizden her biri kendi zihninde bir yüksek ülkü besleyebilir, hürdür, serbesttir. Buna kimse karışamaz! Fakat, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti'nin belirli, olumlu, maddi bir siyaseti vardır: O da efendiler, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin belirli milli hududu içerisinde hayatını ve bağımsızlığını kazanmaya yöneltilmiş olmasıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Hükümeti, temsil ettiği millet adına çok alçakgönüllüdür ve hayalden tamamen uzak ve tamamen gerçekçidir. Bundan dolayı kanunları yalnız bu bakış açısından ve bu gerçek dairesi içinde belirler. Geniş, yüksek ve hayali ve uygulamaktan uzak birtakım hislerin peşinden koşarak kanun yapmaz…"
Sayfa 355 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
295 syf.
10/10 puan verdi
Mikes Kelemen'in Türkiye Mektupları...
Mikes Kelemen, 18. Yüzyılda Habsburglara karşı bağımsızlık mücadelesi veren Erdel Prensi II. Ferenc Rakoczi'nin bağlılarından. 1703-1711 yılları arasında Avusturya'ya karşı verdikleri özgürlük savaşı ne yazık ki başarısızlıkla sonuçlandı. Prens ve bir grup Macar, 1717 yılında Padişah III. Ahmed'in daveti üzerine Osmanlı topraklarına sığındı. Bir süre Gelibolu, Edirne ve İstanbul'da yaşadıktan sonra Macar mülteciler Rodosto yani Tekirdağ'a yerleştirildi. 1720 yılından itibaren Tekirdağ' da yaşadılar. Kelemen, bu kitapta Türkiye'deki günlerini mektuplarla anlatıyor. Tıpkı günlük yazar gibi. Aslında mektuplar hayali bir kadına yazılıyor. Bazı baskılarda bu kadın 'teyze' bazılarında ise 'abla' olarak karşımıza çıkıyor. Prens Rakoczi, Macarların kahramanı. 1735'te Tekirdağ'a hayatını kaybediyor ve önce İstanbul' da St. Benoit kilisesine annesinin yanına defnediliyor. Ardından 1906'da Macar Devleti Türkiye'de bulunan tüm Macar büyüklerinin mezarlarını ülkelerine götürüyor. Kitap, Macarların Türkiye'deki sürgün yıllarının yanında, Osmanlı'da gündelik ve siyasi hayatı da anlatıyor. Kelemen, Bey' inin ölümünden sonra da Türk topraklarını terk etmeyip hayatının sonuna kadar Tekirdağ'da yaşıyor. Sadakati, saygısı, vatanına özlemi ve en çok da yalnızlığı etkileyici... Prensin Tekirdağ' da yaşadığı ev, bugün Rakoczi Müzesi olarak başta Macarlar olmak üzere ziyaretçi akınına uğruyor.
Osmanlı'da Bir Macar Konuk Prens Rakoczi
Osmanlı'da Bir Macar Konuk Prens RakocziKelemen Mikes · Aksoy Yayıncılık · 19991 okunma
Sır Bilgiler
Şeytan Neden Telaş İçinde Sağa Sola Saldırıyor? Bazı sır bilgileri açığa çıkarma zamanı geldi. Bilinç yeteri kadar yükseldi. Çünkü zaman daralıyor. İnsanlar da daralıyor. Olup bitenler bunalttı herkesi. Şeytana hizmet ederken geniş davranış göstererek daralmayanlar hatta utanmayanlar çare aramak yerine çaresizliği tercih ederek bunalıyor
143 syf.
·
Puan vermedi
·
8 saatte okudu
Aslen Gümüşhaneli olan ve en büyük hayali Hrant Dink gibi halklar arasında atılmış köprüleri inşa etmek olan, Abdi İpekçi Türk-Yunan Dostluk ödülü sahibi Yorgo Andreadis, 'Pontus tabusu' hakkında yazdığı kitaplar Türkiye'de ilgiyle karşılanmaya başlayınca, başına gelmeyen kalmadı; 1998 yılında Türkiye'ye girişi yasaklandı, âşık
Tamama - Pontus'un Yitik Kızı
Tamama - Pontus'un Yitik KızıYorgo Andreadis · Belge Yayınları · 2012121 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.