Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Papatya Olsam
Kitapların satırların arasına muazzam yakışır papatya. Bir papatya kokusu çeksem içime baharı anlatan. Yapraklarından fal çeksem var mısın yok musun diye Dur ya da taç mi yapsam yoksa kraliçe ol diye. Ben bir papatyayım işte bazen kırda bazen yol kenarında Kimi ayakların ucunda ölecekmiş gibi yaşarken kimin başında. Seyrediyorum işte insanları bir tepenin yamacında. Kötü insanlar dokunmasın artık benim dünyama. Huzurum toprağın bağrında kuş sesleri arasında. Bazen yolumun üzerinden geçer bir karınca. Herkes için yetmeyen dünyaya varım kararımca. Geçen güz yok idim bak döndüm nev baharda aslıma. Beni düşün gözün önüne al bak sende ilk faslına. Dünya üzerinde var bir çok baharında. Her şey senin gönül sarayında Bırak beni ey insan yaşamak istiyorum kendi toprağım da.. Eylül Şairi Duran KURT
Eskişehir İzlenimleri
Selam, Eskişehir'de 5 gün kaldım. Otele 3500 verdim. Bence uzaktan göründüğü kadar başarılı bir kent değil. Kentin yarısı yerleri süpürüyor, diğer yarısı ise boş boş geziyor. Esnaf uykuda. Biraz daha uyanık olsalar güzel işler yapabilirler, ama öncü insanlara ihtiyaç var. Yarın Tepebaşı'ndaki bir dükkana milyoncu açarım, çok net, ama para yok. Şöyle bakıldığında Kadıköy'den tek ve büyük farkı insanlarda para olmamasıdır. Gondola binen, elinde bir şey yiyen birilerine rastlamak çok zor. Tepebaşı ve Odunpazarı en gözde iki ilçesi. Odunpazarına turizm dışı yatırım yapmak lazım, Tepebaşı bu konuda daha iyi. Büyükerşen bence sanata fazla yüklenmiş, bence acil iş kurslarına ihtiyaç var, resim, heykel değil. Zanaatkar işleri. Üniversite kenti, barajı geçip yerleşenlere mi deniyordu :) Bu kadar yazmak geldi içimden, para bulursam yerleşebilirim, özellikle yazın para daha fazla olabilir.
Reklam
İçimi döktüğüm…
Sık olmasada zaman zaman içimden bir şey kopuyormuş gibi hissediyorum. Her insanın yaşadığı gibi. Şu anda yaşadığım gibi. Yaklaşık bir sene önce tıpkı şu andaki dinlediğim şarkı olan OCEANS (Where Fet May Fail) ilk duyduğumdaki gözlerimin dolması gibi. Anlam veremiyorum. Nedir bu gözlerimi dolduran? Hayat ya da duygular her zaman iyi gidecek diye bir şey yok. Hepsi misafir, bilirsen… Öğretidir, idrak edebilirsen… Bir aşağı bir yukarı. Yukarı çıkmak için dibin ne olduğunu bilmek lazım diyorum kendime. Sonra öz şefkatime dönüyorum. Kendime ve göğsümden taşan bu hüznüme öz şefkatimle sarılıyorum. Olması gerektiği gibi ellerimle kendimi kucaklıyorum, kollarımı sıvazlıyorum. Hüzün duyguma sarıldıkça gerçek manada hüzün benden kaçıyor. Şükürler olsun ki farkındalık denen mucize var ve yüksek farkındalık düzeyine sahibim. Yine şükürler olsun ki olumsuz duygular mücadele etmeden teker teker gidiyor…
Newton’ un tanımladığı etki-tepki yasası, bir yüzeye uygulanan kuvvetin aynı şiddette ve ters yönde ikinci bir kuvveti meydana getireceği prensibine dayalıdır ki aslında ikinci kuvvet, birinci kuvvetin devamıdır zira hiçbir şey varken yok olmaz ve yokken de var olmaz…”
Dilimden dökülen sözlerim sahipsiz kaldı yokluğunda. Geceler üstüme bir kabus gibi çökerken, cümlelerim asılı kaldı parmaklarımda gizli. Ruhundaki pınarlarından akan sular kadehimi doldurmaz oldu. Bakışlarınla sarhoş olan ben, şimdi sarhoşluktan uzak, saymadım bu kaçıncı kadeh. Yüreğimin akılla olan asma köprüleri işgal altında
değişip içinde bir şeyler ölen herkes balık olmak ister. his yok, duygu yok, hatırlamak yok, sadece unutmak var.
Reklam
Var mı beni içinizde tanıyan Yaşanmadan çözülmeyen sır benim Kalmasa da şöhretimi duymayan Kimliğimi tarif etmek zor benim Bülbül benim lisanımla ötüştü Bir gül için can evinden tutuştu Yüreğine Toroslar’ dan çığ düştü
En iyisi olmak zorunda değilsin, en mükemmeli yapmak, en başarılı olmak, sürekli takdir edilmek olmamalı bu hayatın amacı. “Yeterince iyi”, “Elinden gelenin en iyisi” gibi cümleler yoldaşın olursa mükemmelin peşinde koşmuyorsun. Mükemmel iyinin düşmanı, mükemmeli düşleyen sadece düş sahibi “iyiyi” düşleyen iş sahibi oluyor. Mükemmellik nerede biliyor musun? Doğada… Bir ayçiçeğinin içindeki çekirdeklerin diziliminde, bir ağacı çiçek çiçek açtıran kıpkırmızı kirazda, elmada, ayvada. Mükemmel insan yok her insanın içinde bir iyi bir kötü var. İçindeki kötünün dizginlerini ne kadar eline alıp durdurabilirsen o kadar iyisin. Bunun için başkalarının hayatlarından yansıyanlara değil kendi iç sesine kulak vermelisin. (Saniye Bencik Kangal)
Filistin asrın Endülüs'üdür. Tarihe yalnız bırakılan bir medeniyet olarak geçecek. Halk olarak Gazze konusunda yöneticilerimizden şikayetçiyiz. Ne gariptir ki yöneticilerimiz de Gazze konusunda bizden şikayetçi. Siyasetçi seçmenden şikayetçi. Sanatçı siyasetçiden şikayetçi. Bizimkiler öbür devletlerden şikayetçi, öbür devletler bizim
“Yolun Sonu Gözüküyo” Yolun sonu mu başı mı bilmiyoruz. Hırslarımıza sorarsak, henüz yeni doğduk. Bir kaç yıl önce veda eden Musa Eroğlu’nun geniş kitlelerle tanıştırdığı bu türkünün ilginç bir hikayesi var. Vurucu dizeler ünlü bir şair ya da büyük bir halk ozanı tarafından yazılmamış. Ordu/Fatsalı Dursun Ali Akınet isimli bir kamyon şoförünün
Reklam
Ömür Hanımla Güz Konuşmaları
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak
"İçimde her şeyi gözleri dolu dolu kabullenen bir çocuk var."
Dünya, ıssız yaslı bir ev gibi görünüyordu gözüme ve ben bağrımda bir acı duyuyordum. Bana göre değildi bu dünya, bir avuç dilenci, yüzsüz, bilgiç, kabadayı, vicdansız, açgözlü içindi onlar için kurulmuştu bu dünya. Gönlümde düğümlenen bir şeydi bu ızdırap, bu hüzünlü hal; kasırgadan az önceki hava'yı andırıyordu. Hissettim ki benim düşüncelerimde dayanıksız bir avuç kor gibidir, kül olmuştu bir üflemeye bakar. Birbirine ters düşen öyle çok şey gördüm, bir biriyle çelişen öyle çok şey duydum ki! Artık hiçbir şeye inanmıyorum Bazı kimselerin ölümle savaşı daha 20'sinde başlar, bir çokları yağ bitmiş lambalar gibi, sessiz yavaş ecelleriyle sönerler. Yalnız ölüm yalan söylemez.. Ölümün varlığı bütün vehim ve hayalleri yok eder. Bizler ölümün çocuklarıyız, hayatın aldatmacalarından bizi o kurtarır. Kimse göründüğü kadar dayanıklı değildir. Sadece görünmeyen yangınlar,duyulmayan fırtınalar, gizlice çürüyen ruhlar vardır. Nedir günler? Nedir aylar? Benim için önemi yok...
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.