Bir gün Diyojen'e sorarlar:
"Bir insanın ne kadar akıllı olduğunu nasıl anlarız?"
"Konuşmasından." dedi Diyojen.
Bu kez de başka bir soru daha sorarlar:
"Peki ya hiç konuşmazsa?"
Diyojen de şöyle karşılık verir:
"O kadar akıllı olanı henüz yok dünyada."
Böyle bir kitap yok ya.Bilmiyorum bu kitaba bir yorum dahi yazılmaması beni üzdü. S.Holmes kitaplarından en beyendiğim sıra dışı yanında insanı çeken bir şey vardı.Sıfat,cümle tamlamalarının mükemmel oluşu benim en dikkatimi çeken kitap.
Kitabı bir solukta okudum. Bana tarif edemediğim şeyler düşündürdü. John Green'in İlk Aşk'ı da farklı gelmişti. İki kanserli gencin yaşadıkları denildiğinde saf gözyaşını düşündürtüyor ister istemez. Ama kitapta neredeyse hiç ajitasyon yok,sıradan bir şeymiş gibi ne olacak diye merak ederek okudum. Gözyaşlarıyla okunacak bir romanı son derece yalın anlatmış. Yeni John Green romanı bekliyorum
Üstün DÖKMEN'i bilmeyenimiz yoktur diye düşünüyorum. Televizyondan da tanıyoruz kendisini. Metrestepe; insanı okurken sürekli kendi iç muhasebesini yapmaya zorlayan düşündürücü bir eser.
Kitabı okurken "sosyoloji nedir?" diye düşündüm. Toplumu anlamaya çalışan ve bu sayede topluma yön veren bir bilim mi? Yoksa toplumu tam olarak anlamadan sosyoloğun kendi doğrularını topluma "Bu doğrudur" diye dayatarak yönlendirmesi mi? Sosyologlar (benim şahsi kanaatim) almış oldukları eğitim gereği Semavi dinleri (sanki) yok sayıyor ve toplumun değer yargılarının insanlık tarihi içerisinde yavaş yavaş zamanla geliştiğini vurgulayıp iyiyi, doğruyu ve güzeli güzellikle bulabilmenin mümkün olduğunu savunuyorlar.
Sosyologlar iyi söylüyor, güzel söylüyorlar ama Toplum bildiğini okuyor. İnsan bencil ve şahsi menfaatine düşkün bir yaratık olduğu için zorlamadan kurallara uymasını beklemek saflık olur.
İlle de bir yorum yapılacaksa şu derim; zamansızlığın, su üzerindeyken zaman kavramının yok olduğunu anlatan ve aynı zamanda hayata karşı güzel bir savaş örneğinin anlatıldığı kitap
Dinlene dinlene, sindire sindire okunması gereken bir kitap. Yazar, '4 günde neler yapılır, neler yok edilir?'i anlatıyor. Kahramanların hepsinin iç sesini de romana katarak çoğulcu konuşmalarla romana daha çok bağlanmamız sağlanmış.
Akıl ÇağıJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 20192,181 okunma
Yok.. olmuyo.. her toparlamaya çalıştığımda ellerime batıyo o kırıklar.. kaybolmus parçaları bir türlü tamamlanmıyor.. inadına kanatıyor.. inadına batıyor.. ve ben her seferinde kanıyorum....
Ve işte Dedem Korkut ve Nİnem UMay'ın bütün torunları ve onlarla binyıldır akraba olmuş Anadolu'nun bütün halkları böylece biliriz ki , rahmi toprak olan dünyanın sonu toprak yüzünden gelecektir. Ne bir filizkıran, ne de meteor, ancak insanın kibri toprağı bitirecek güçtedir. Toprak, içinde ve üstündeki tüm canlılarla yok olacaksa, müsebbibi öz evladı insandır. Ey bukitabı elinde tutan ademoğlu, ey havvakızı. Şunu iyi bilesinki , toprak kitabını okuyan göz artık eskisi gibi bakmaz , eskisi gibi görmez , bir daha da eskisi gibi hiç olmaz. Eğersen gözündeki perdeyle yaşamaktan memnun bir insansan toprak kitabına hiç dokunma, onu hiç açma ve sakın ola okuma. Çünkü toprak kitabı insanın gözünü doğarken kapatan gözperdesini kaldırır.