171 syf.
·
Puan vermedi
Umursamazlık kanseri bütün derin duyguları kemirmiş....Kitap bence tam olarak bu sözün ekseni etrafında dönüp durmuş. İnsanlar ve hayata karşı kayıtsızlıkları bunlar bakıp göremediklerimiz, gördüğümüz halde sustuklarımız ,kendimize koyduğumuz sınırlar ve tabi yargılamadaki üstün becerimiz var bide:) neden böyleyiz? Kitap içerik olarak da iki kadının mektuplaşması üzerine yapılan bir kurgu ile ilerlemekte. Yazar yazdıkların da insanın genel kendi ruhun da yapacağı iyileşmeyle bütün insanlara ve hayatına güzellikler getireceğini bunun tabi ki de en büyük kaynağının sevgi ve inanç olduğunun üstünde duruyor. Sürekliliği olan kişisel gelişim tadında güzel bir kitap ve okurken genelde düşündüğüm yazarların yazdıkları ya da kurguladıkları hayatlar biraz kendi hayatlarında çalıntı gibi değil mi? Bu yüzden yazar yaşadıklarını yani kendi hayatının etkisinde dolu dolu hayatların içinden gerçeklerle yazmış. Son olarak da kitapta hep insanların ne kadar kötü oldukları yani her şeyi nasıl tükettikleri üzerine hep yazmış tabi ki de çok haklı ve doğru eleştiri ve tespitleri var ama artık bu tür imkansızlık ve umutsuzluk üzerine düşünceler çok fazla oldu sanki yani sormak istiyorum iyi ve güzel insan hiç mi kalmadı? Yazarlar ,kitaplar gazeteler, haberler vb. herkes kötü insandan yakınıyor. Bu kadar kızıp öfkelendiğiniz insanlar değil misiniz! Ne yani güzel olan hiç bir şey kalmadı mı? Bence kaldı ve hep kalacak:) Keyifli okumalar.
Daha Çok Ateş Daha Çok Rüzgar
Daha Çok Ateş Daha Çok RüzgarSusanna Tamaro · Can Yayınları · 2003181 okunma
320 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
*** Ayrılıkları düşündüm, ne kadar zor olduklarını, ama bir kadından ayrılmadan başka bir kadınla ilişkiye giremiyordun. Kadınları gerçekten tanımak, içlerine nüfuz etmek için onların tadına bakmak gerekiyordu. Erkeği kafamda tasarlayabiliyordum, çünkü ben de erkektim; ama kadınları yeterince tanımadığım için onlar hakkında yazamıyordum. Bu yüzden
Kadınlar
KadınlarCharles Bukowski · Parantez Yayınları · 20213,633 okunma
Reklam
328 syf.
9/10 puan verdi
Geçip giden şeyler kadar değerli geçip giden her şey
“ Kaçtınsa kaçmışındır, dönemezsin, denklem bu! Unutma, her korkuda binlerce eminlik vardır, göz karasında onca aydınlık mevcut… Meselesi hiç bitmeyen, Ankaralı Erzurumlu Teyze. Evinin direği, canının paresi horoz Rıza. Koca bekleyen Ayla, mümkünse hiç evlenmesin Leyla, başlarında hanım ağa Havvanım. Mahallenin beyi, âlemin abisi Beyabi. Kaporta
Uzunharmanlar'da Bir Davetsiz Misafir
Uzunharmanlar'da Bir Davetsiz MisafirSezgin Kaymaz · April Yayıncılık · 20171,548 okunma
126 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Mihail Gorbaçov çoktan tarih oldu zannediyordum ama henüz vefat etmemiş. Sovyetler ’in parçalanmadan evvelki son lideri, Nobel Barış Ödülü sahibi ve hayatta olan tek Sovyetler Birliği Cumhurbaşkanı olarak görülüyor. Zülfü Livaneli nerede dahil oluyor dersek, 21 Ekim 1986’de Kremlin’e ziyarete giden ekibin içerisinde ve burada pek çok konuşmalar da
Gorbaçov'la Devrim Üstüne Konuşmalar
Gorbaçov'la Devrim Üstüne KonuşmalarZülfü Livaneli · Remzi Kitabevi · 200375 okunma
208 syf.
7/10 puan verdi
Pencereden, Güray Süngü’nün Dördüncü Tekil Şahıs’tan sonra yazdığı, benim ise Mehmet’i Sakatlayan Serçe Parmağı’ndan sonra okuduğum ikinci romanı. Güray Süngü, çok genç yaşlarda yazı işlerine girmiş bir yazar. İlk romanı olan Dördüncü Tekil Şahıs’ı yirmi iki yaşında yazmış. Ancak bunu bir yayınevine kabul ettirip, yayınlatması sekiz yılı bulmuş
Pencereden
PenceredenGüray Süngü · İz Yayıncılık · 2018532 okunma
186 syf.
10/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
Bu yazarla kütüphanede tesadüfen karşılaştığım Cehennem Çiçeği kitabında tanıştım. Daha sonra Cehennem Çiçeği’nin ilk kitabı olan Oğullar ve Rencide Ruhlar’ı okudum. Bu ikisinin yorumu yok hesabımda diye hatırlıyorum. Şimdi de iki gün önce başladığım ve bir solukta okuduğum Tatlı Rüyalar kitabı ile geldim. Ciddi anlamda okuduğum en iyi
Tatlı Rüyalar
Tatlı RüyalarAlper Canıgüz · İletişim Yayıncılık · 20136,9bin okunma
Reklam
298 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.