Sevgi ve merhamet sadece insanlar için var olan bir duygu değildir. Ve bazı hayvanlar sevmeyi birçok insandan daha iyi biliyor. En yırtıcı hayvanın bile yavrularına karşı merhametli davranışları, bu şefkat duygusunun varlığını göstermektedir. Vahşi bir hayvan olan aç bir aslan, zayıf bir yavrusunu kendine tercih ederek, elde ettiği bir eti yemeyip yavrusuna verir.
İşte tüm hayvanların annelerinin bu davranışlarına baktığımızda, anlarız ki; bunlar kendi hesabına ve kendileri namına o vazifeyi görmüyorlar. Çünkü hayatını, gerektiğinde yavruları için feda ediyorlar. Demek ki sonsuz şefkat ve merhamet sahibi bir Zat onları vazifelendiriyor.
Hayvanlar yavrularını, küçük iken vazifeleri icabı himayeye çalışır. Ancak yavrular büyüdüğünde o vazife de biter. Hatta bazen yavrusunu döver, elinden yiyeceğini alır. İnsanlarda ise anne ve babaların vazifeleri ömür boyu devam eder. Çünkü insanlar zaif ve aciz oldukları için daima bir nevi çocuktur, her vakit şefkate muhtaçtır.
Vahşi hayvanların anneleri böyle şefkat ve merhamet ile donatılmışsa. İnsan annelerindeki şefkat ve merhamet nasıldır kıyas edilemez bile. O halde birer şefkat kahramanı olan ve bizi terbiye eden anne ve babaya muhabbet, hürmet ve şefkat evladın en büyük görevi olmalıdır.