Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zaten sadece ölüm cezasının kaldırılmasını değil, ceza yasanın tepeden tırnağa, sürgünden giyotine kadar yeniden düzenlenmesini bekliyoruz; zaman böyle bir görevin mükemmel bir şekilde yerine getirilmesine yardımcı olacak. Bu konuyla ilgili olarak uygulanabilir olduğuna inandığımız düşünceler sisteminin geliştirilerek hayata geçirilmesini talep ediyoruz. Kalpazanlık, kundakçılık, nitelikli dolandırıcılık vs. gibi suçların dışında bütün davalarda bu andan itibaren başkanın jüriye şu soruyu sormasını istiyoruz: "Suçlu bu suçu çıkarı yüzünden mi, yoksa tutkularının etkisiyle mi işlemiştir?" Jürinin yanıtı: Tutkunlarının etkisiyle ise ölüm cezası verilemez. Bu durum en azından birkaç insafsız infazı engelleyecektir.
Elbette o şey Gönül zenginliğidir.
Gerçek Armağan Arif bir gezgin, dağ bayır gezerken bir akarsuyun içinde değerli bir taş bulur. Ertesi gün yolda bir adamla karşılaşır. Adam çok açtır. Gezgin, torbasındaki yiyeceği karşılaştığı bu kişiyle paylaşır. Ama erzak çantasını açarken aç adamın gözü çantadaki değerli taşa ili- şir. Gezginden bu değerli taşı kendisine vermesini ister. Gezgin hiç duraksamadan değerli taşı adama uzatır. Adam başına konan talih kuşundan memnun, aceleyle oradan uzaklaşır. Artık kendisine ömür boyu maddi güvence sağlayacak değerli taşın sahibidir. Birkaç gün sonra gezgin, arkasından koşarak kendisine yakla şan adamı görür. Adam nefes nefese değerli taşı gezgine geri uzatır: "Senden ayrıldıktan sonra uzun uzun düşündüm. Bu taşın ne kadar değerli olduğunu biliyorum. Ama sana onu geri vermek, senden daha değerli bir şey almak istiyorum" der. Arif gezgin, "Ne istiyorsun?" diye sorar. Adam, "bu taşı bana rahatlıkla vermeni sağlayan o içindeki şey ne ise onu istiyorum" diye cevap verir.
Reklam
"Aniden, sert ve kallavi bir hamle indiğinde göğsüne, çıldırır gibi olur insan... kelimeler karışır, zihin her zamankinin tersine; tehlikeyi yaşar. Ne sokaklar ne de savaş bu, yalnızca; gerçekliğin bir parça yansıması" Birkaç defa ölümün eşiğine geldim. Öylesine, yok yere. Yine bir sabahtı, yine her şey tıkırında... Bense, yatağımda ölümle burun buruna! Çaresiz bedenim mesnet bulamadı, sıkıntıların sıkıştırdığı kalbim, delirmişçesine çabalıyordu. "Ya sen ya ben!" Bu kadar derindi, bu kadar inceydi; bu kadar korkunçtu, soğukta içimizi kavuran mumların sıcağı...
Dünya bize ait bir yer değil;
"Birkaç gece için yatıya geldiğimiz, gece susasak bile 'ayıp olur' diye kalkıp mutfağa gidemediğimiz, odanın içine dolan sokak ışıkları ve kanepenin sertliği yüzünden uyuyamadığımız giriş katında bir ev, bizler de o evin tedirgin misafirleri."
Gökhan Ergür
Gökhan Ergür
İnsanı makyajdan,pahallı kıyafetlerden daha çok güzelleştiren birkaç şey söyleyeceğim: merhamet,empati,nezaket...
Önemli olan, yazmak istediğinizi yazabiliyor olmanızdır; yazdıklarınızın çağlar boyunca mı, yoksa birkaç saat için mi önemli olacağını da kimse bilemez.
Sayfa 137Kitabı okudu
Reklam
–Kimseye bir şey olmayacak değil mi? –Herkese her an her şeyin olabileceği gerçeği, korktuğumuzun bizi bulmasının en büyük engelidir. Piyango gibi düşün, hiç büyük ikramiyeyi kazandın mı? Nasıl ki çıkması için, hatta birkaç kez çıkması için en az yüz milyon yıla ihtiyaç varsa, korktuklarımıza uğramak da çoğunlukla hayat süremizi aşan bir şey. Bize kalan keder, piyangoya bağladığımız umuttan farksız: Ya çıkarsa?..
LOKMA LOKMA DOĞRANAN VEZİR
Ahmet Paşa şişman bir zattı. İdamından sonra cesedi ana doğması soyularak cellâtlar tarafından bir hammal beygirine çaprazvari atılmış ve götürülüp Atmeydanına bırakılmıştı. İhtilâlci yeniçerilerden birkaç hunhar, fırsatı ganimet bilip cahil halkın batıl itikatlarından istifade ederek; -İnsan yağı mafsal ağrı ve sızılarına devadır diye Ahmet Paşanın etlerini lokma lokma doğrayarak beşer onar akçeye satmışlardı. Büyük şehirde de, bu kadar korkunç, tüyler ürpertici devayı satın alarak kollarına, bacaklarına sürüp bağlıyabilecek o kadar çok katı yürekli insan çıkmıştı ki, Paşanın iri yapılı vücudü hemen bir iskelet halinde kalmıştı; ölümünden ve naaşının bu feci akıbetinden sonra kendisine "Bin parça Hezarpare" lakabı verilmişti.
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.