Roman Kahramanı

Epektetosun dediği gibi bir cesedi sırtlanmış ufacık bir ruhsun sen
Reklam
Başka birinin ruhundakileri izleyip anlamadığı için bedbaht olana pek sık rastlanmaz; fakat kendi ruhunu yakından takip etmeyenlerin bedbaht olması kaçınılmazdır.
Ilginç ve çekici olan topu topu iki tip insan vardır: her şeyi bilenler, hiçbir şey bilmeyenler. Vay canına, sevgili oğlum, bu kadar acıklı bakmasana! Genç kalmanın gizi, yüze yakışmayan duygulardan uzak durmaktır.
Sayfa 109Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
O halde kendi doğasıyla uyumlu olan ve başka hiçbir yolla elde edilemeyen yaşam mutludur: Öncelikle zihnimiz sağlıklı olmalı ve kendi sağlığını kalıcı bir şekilde elde etmiş olmalı, sonra cesur ve dinç olmalı, dahası en güzel şekilde sabreden, farklı dönemlere ayak uyduran, kendi bedenine ve onu ilgilendiren her şeye dikkat eden ama bunun için dertlenmeyen, yaşamı meydana getiren hiçbir şeye ilgisiz kalmayan ama hayranlık da duymayan, talihin armağanlarından faydalanıp onların kölesi olmayan bir karakterde olmalı.Buna ekleme yapmasam da, bizi rahatsız eden ve korkutan unsurlardan uzaklaştığımızda daimî dinginliğe ve özgürlüğe ulaşacağımızı anlarsın, zira hazlar ve korkular kovulduğunda, değersiz, kırılgan şeyler ve rezilce davranışların verdiği zararların yerini sarsılmaz, doğru ve büyük bir sevinç alır, böylece ruhun huzuru, uyumu ve azameti uysallıkla buluşur, zira her vahşilik güçsüzlükten doğar.
onlar herhangi bir şeyi bütünüyle nesnel bir tarzda ele alıp yargılayabilirler. Halbuki bu küçük azınlığın dışındakilerin hedefi "yapmam gereken bu, söylemem gereken bu, inanmam gereken bu"dur. Ve her durumda onların düşünmeleri bu hedefe doğru düz bir hat üzerinde koşturur ve anlayışları da derhal orada tam sükûnete erer. Çünkü zayıf kollar için ağır bir yükü kaldırmak ne kadar dayanılmaz bir şeyse düşünme de bu zayıf kafalar için o kadar dayanılmaz bir şeydir: her ikisi de onu yere koymak için acele eder. Bilginin ve her şeyden evvel dolaysız kavrayış bilgisinin nesnelliğinin zihnin kuvvetine ve onun iradeden ayrılığına bağlı olarak sayısız dereceleri vardır. En yüksek derece dehadır. Bu seviyede dış dünyanın kavranışı o kadar saf ve nesnel hale gelir ki ona münferit şeyler de onların kendilerinden çok daha fazlası, yani onların bütün türlerinin hakiki tabiatı, yani Platonik ideaları doğrudan ifşa olunur. Bu düzeye ancak iradenin bilinçten bütünüyle silinip kaybolması halinde erişilebilir.
Sayfa 155Kitabı okudu
Reklam
Reklam
Geri110
165 öğeden 151 ile 165 arasındakiler gösteriliyor.