Çocukluğun saf, temiz duygularıyla başlayan; gençliğin ateşli ve karşı konulmaz hisleriyle süren; kadınlığın olgunluğu ve arzusu ile sonlanan bir hikâye. Sevgini ve aşkın ötesinde, adeta bir varoluş amacına dönen, tek taraflı bir tutkunun mektubu, manifestosu. Kurgu da olsa etkilenmemek; o heyecanı, tutkuyu, hayal kırıklıklarını, sevgiyi, vefayı, özlemi, ölümü, acıyı; yarattığı tüm duyguları hissetmemek elde değil.
Adını ne koyarsanız koyun, böylesine bir bağlanışı kelimelerle ifade etmek kolay olmamakla beraber bir biyografi yazarı olan Zweig bunu müthiş bir ustalıkla kağıda dökmüştür. Belki bu sebeplendir ki bir kadının dilinden anlatımı saygıyı hakettirir.
Yazarın okuduğum hemen hemen tüm kitaplarının asıl teması aslında tutkulu insanların macerası. Belki de gelmiş geçmiş en iyi biyografi yazarı Zweig bu kitabında; her zamanki okuyucuyu mest eden anlatımıyla iki öykü kaleme almış. Amok koşucusu Endonezya küldüründe psikolojik bir kriz sırasında hastanın elindeki hançeri, çok hızlı koşarak hedefine saplamak istemesi, aynı zamanda koşu sırasında önüne gelene de saldırabilen, ya bir tüfekle vurularak duran ya da ağzından köpükler saçarak kendi kendine ölene kadar koşusu süren kişiye deniyormuş.Bu öyküde koşucu,
bir kadına tutulan doktorun çarpıcı anısıdır.
Sahaf Mendel ise tüm tutkusu kitaplar olan dünyada başka hiçbirşeyle ilgilenmeyen hatta başlamış olan dünya savaşından bile bihaber yaşayan antika kitap arayıcısı ve satıcısının çarpıcı dramıdır.
Amerika'yı Kolomb keşfettiğine göre, neden onun adı değil de Amerigo Vespucci'nin ön adı kondu ? Ünlü biyografi yazarı Stefan Zweig sorunun cevabını bu kitapta veriyor.
AmerigoStefan Zweig · Can Yayınları · 20171,614 okunma
Avusturyalı yazar, oyun yazarı, gazeteci ve biyografi yazarı olan Stefan Zweig, 1920 ve 1930’lu yılların en ünlü yazarlarından biridir. Viyana’da doğmuştur, babası varlıklı bir sanayicidir. Viyana Üniversitesi’nde filozofi eğitimi görmüştür. I. Dünya Savaşı'nda (1914-1917) gönüllü olarak Viyana’da savaş karargâhında "Savaş Arşivi"nde
Stefan Zweig'ın "Dünya Fikir Mimarları" üçlemesinin ilk kitabı olan, Balzac, Dickens ve Dostoyevski'nin biyografilerinin yer aldığı "Üç Büyük Usta" adlı kitap bugüne kadar okuduğum en etkileyici biyografi kitabı. Zweig, eserinde üç yazarı da birer roman kahramanı gibi adeta bir roman kurgusu içinde işliyor. Bilhassa Dostoyevski'nin anlatıldığı bölüm bence kitabın zirve noktası. Serinin bir diğer kitabi da "Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar" adını taşıyor ve bu kitapta da Casanova Stendhal ve Tolstoy'un biyografilerine yer veriliyor. Bu kitabın Tolstoy bölümü de çok etkileyici. Bu yazarlara ilgisi olan olmayan herkes mutlaka okumalı.
Üç Büyük UstaStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20215,1bin okunma
Her alandaki yeteneklere aşırı hayranlık duymak, insanı elinde olmadan henüz araştırmadığı bedeninde ya da yarı karanlık ruhunda bu seçkin, değerli özden bir parça iz aramaya götürür.
“Kötü kitap iyi kitabı her yerden kovuyor”
Yayınevleri ülkedeki yayın hayatını Bir Gün’e yorumladı. Yayıncılar, çok satan kitapların nitelikli edebiyatın önüne geçtiğini vurguladı
Türkiye'de geçtiğimiz yıl kişi başına düşen kitap adedi 8.4’tü. Uluslararası Yayıncılar Birliği’nin verilerine göre, yayın sektörleri arasında Türkiye 11. sırada. TÜİK