Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bizden Sonra Doğanlara
Diyorlar ki: ye ve iç sen! Sevin, neyin varsa! Fakat nasıl yiyip içeyim ki, yediğim Bir açın ellerinden kaptığım lokmaysa, bir Susuzun sorduğu bardak suysa içtiğim? Ve yine de yiyip içiyorum ben!
O halde bolluğun ve eşitliğin dünyasına geçiş muhtemelen çalkantılı ve çatışmalı bir süreç olacaktır. Zenginler ayrıcalıklarından gönüllü olarak vazgeçmeyeceklerse, ellerinden zorla almak gerekecektir. Nitekim bu tür mücadelelerin her iki taraf açısından da ciddi sonuçları olabilmektedir. Friedrich Nietzsche'nin meşhur aforizmalarından birinde söylediği gibi, "Canavarlarla savaşırken kendin de bir canavara dönüşmemeye dikkat et... Çünkü uçuruma uzun süre baktığında, uçurum da sana bakar." Ya da komünist şair Bertolt Brecht'in "Bizden Sonra Doğanlara" adlı şiirinde söylediği gibi, acımasız bir sisteme karşı verilen devrim mücadelesi, o mücadelenin içindekileri de acımasızlaştırabilir. Haksızlığa duyulan öfke bile Haşinleştirir sesi. Ah, biz Biz ki nezaketin temellerini atmak istemiştik Nazik olamadık kendimiz. Ya da Mao'nun o kendine has dobralığıyla söylediği gibi, "devrim bir yemekli davet değildir." Bir başka deyişle, en başarılı ve meşru devrimlerde bile kaybedenler ve kazananlar vardır.
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
"Şu şekilde düşün. Evrendeki tüm canlılar tek hücreli bir canlıdan evrimle oluştuğuna göre, bu bilgilerin kodlanmadan önce öğrenilmesi gerekiyordu: Ağlamayı öğrenmesi gereken bir ilk bebek vardı, ya da yürümeyi öğrenmesi gereken ilk yavru. Ama biyologlara göre öğrenilen becerilerimiz bizden sonra doğanlara doğrudan aktarılamıyor."
“Şu şekilde düşün: Evrendeki tüm canlılar tek hücreli bir canlıdan evrimle oluştuğuna göre, bu bilgilerin kodlanmadan önce öğrenilmesi gerekiyordu; ağlamayı öğrenmesi gereken bir ilk bebek vardı ya da yürümeyi öğrenmesi gereken ilk yavru. Ama biyologlara göre öğrenilen becerilerimiz bizden sonra doğanlara doğrudan aktarılamıyor.”
APRIL yayınlarıKitabı okudu
Nasıl zamanlar bunlar / ki neredeyse bir suç söz etmek ağaçlardan / içeriyor çünkü suskunluğu onca kötülük hakkında! • Ağaçlar hakkında konuşmanın mümkün olmadığı zamanlarda yaşamıyoruz: Bertolt Brecht, Bizden Sonra Doğanlara, adlı şiirinden.
Sayfa 188 - Yapı Kredi Yayınları Modern KlasiklerKitabı okudu
“Yeni doğan bir bebek annesinin göğsünü nasıl emeceğini bilir ya da aç olduğunda ağlamayı. Yavru bir hayvan doğduktan birkaç saniye sonra ilk adımını atabilir. Balığın yumurtaları kırıldığında yavruları yüzmeyi bilir. Bunun gibi birçok şey sayılabilir. Doğadaki tüm canlıların karmaşık fiziksel becerileri, kendileri ve dünya hakkında bildikleri vardır, ama bunun kaynağının ne olduğu belli değildir.” Caine kaşlarını çattı. “Ama bu bilgiler DNA’mızda kayıtlı değil midir zaten?” “Biyologlara göre öyle, ama fizikçilere göre değil. Şimdiye kadar hiçbir biyolog bu bilgilerin nereden geldiği sorusuna bir yanıt bulamadı.” “Ne dediğini anlayabildiğimden pek emin değilim.” “Şu şekilde düşün: Evrendeki tüm canlılar tek hücreli bir canlıdan evrimle oluştuğuna göre, bu bilgilerin kodlanmadan önce öğrenilmesi gerekiyordu; ağlamayı öğrenmesi gereken bir ilk bebek vardı ya da yürümeyi öğrenmesi gereken ilk yavru. Ama biyologlara göre öğrenilen becerilerimiz bizden sonra doğanlara doğrudan aktarılamıyor.”
Reklam
TOZLU SAHİFELERDEN ÇIKIP YÜREKLERE YERLEŞEN KAHRAMAN: KÜR ŞAD (BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ) Olay Örgüsü İncelemeye geçmeden önce romanın genişçe bir özetini vermek faydalı olacaktır. Olay 621 yılında, bir yaz gecesi başlar. Yüzbaşı Işbara Alp'ın buyruğundaki Gök Türk erleri bozkırda uyumaya çalışmaktadırlar. Ertesi gün Çin'e akın
19 öğeden 11 ile 19 arasındakiler gösteriliyor.