Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Karanlık boğucu, nefes olmalı sabah. Gün aymalı, uyanmalı insan.”
Deniz Kılıç
Deniz Kılıç
Soğuk ve boğucu bir akşam aklımı sandalyenin üzerine bıraktım, kendimle sessiz bir yürüyüşe çıktım. Hayat tuhaf insanlar ölü..
Reklam
'Benim hikâyemin kime ne faydası olacak ki ? Boğuk sesli türkümün, gösterişsiz yüzümün , öylesine ömrümün... Beni sakladığım mağaramdan gün yüzüne çıkarmayın. Ömrümün yedi uyuyanını uyandırmayın. Bırakın yazılmamış hayatın kahramanı olarak kalayım. Bir figürana çevirmeyin beni. Ağlamak ile gülmek dışında hiçbir sureti olmayan, bilmeyen gönlüme kalabalık dünyanızın boğucu sesini duyurmayın. Bana A'rafı öğretmeyin. Bırakın eksik kalayım. Bir köşede, bir kenar mahallede , bir tahta tabure üzerinde , henüz asfaltın ulaşmadığı, manzarası alabildiğine geniş olan kenarları papatya tarlalı bağ yolunda. Bir ben unutulayım. Bilinmeyen bir yitik olayım. Adımı anmayın. Hiçbir şeye benzetmeyin. Hiçbir şeyin hatırlatanı, keşkesi , belkisi olmayayım. Beni burada ; gecelerin korkusunda, uzaklardan gelen uluma sesinde , sanki elimi uzatsam dokunacağım yıldızların altında , çağlayan derelerin akışında , yağmurun hemen yanı başında bırakın. Beni hiç bilmeyin ki unutmayın. Beni hiç sevmeyin ki vazgeçmeyin.'
Kalbimizde boğucu bir kalabalık Aklımızda umutsuz sözlerin acısı Baktığımız kadar bir sokak dışarda Bir soğuk, bir üzgün, bir yalnız resim Kapanır durur üzerimize bütün uzaklar.
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
İçine bile bakmıyorsun artık. Dünya, inandığın o yitik cennet değil.
Durup dururken inciniyorsun. Kötü söz gerekmiyor bunun için. Tam kirpiklerinin ucunda bir yarım ay, dudaklarında bir boyalı söz... bir kırıcı gülüş yetiyor kapanman için. Saygısız ses, kibirli gövde, tüküren gözler... Birisine bir söz söyleyeceksin; sessizlik boğucu; şu uzun ayrılığa bir özür, bir sitem.... kırk cümle kuruyorsun, ağzını açmadan vazgeçiyorsun. İncinme değil bu, insana olan inancını yitirme. Yaranı evde bırakıp çıkıyorsun sokağa. ☆☆☆
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
☆☆☆ S. 9 resimyukle.io/r/TL1lWHlK8h
Bu korkunç ve boğucu yanlızlık duygusundan kimse beni cekip cıkarmıyor.
Reklam
Günaydın Yaşamak!
Ceviz ağaçları. Uzun bıyıklı adamlar Toz içinde kadınlar. Cızırtılı bir radyo Yalnızlığı çalıyor. Pencerelere kadar kar Köpekler olmasa herkes ölü. Puhu kuşları bile.
Artık hiç bir şeyden keyif alamıyorum herşey boğucu geliyor boğucu ve bomboş hissediyorum. günler, saatler hepsi çok uzun ve benim yaptığım tek şey sürüklenmek. Ayak uyduramıyorum aniden durup hah, ne ara buraya geldik diyorum. Bilincimi açık tutmakta zorlanıyorum hiçbir şey yokmuş gibi gülebiliyorum ama gülüşüm dudaklarımdayken bile donuyor.
"Nedenini bilmiyorum ama artık hissizleştim.Boğucu yalnızlık duygusundan kimse beni çıkarmıyor." Demişti Stefan Zweig Kızıl isimli kitabında. Haklı mıydı ? Yalnızlık insanı boğar mı ? Yoksa tam tersi çok daha fazla mı bağlar hayata insanı ? Yalnızlık ne katar insana ? Acaba bunu o da bunu kendini sorup üstünde uzun uzun düşündü mü acaba merak etmiyor değilim.Bence yaptı bunu.Kendime göre yaptığım gözlem şu şekilde: Gençlik zamanlarında 1908 yıllarında yazdığı Kızıl adlı eserinden sonra kendine sordu düşündü bunu ve 1920 yılında yazdığı Bir bilinmeyen kadının mektubunda "Sadece yalnızlık çeken çocuklar tutkularını bütünüyle, dağılmaksızın koruyabilirler, ötekiler , duygularını başkalarıyla beraberlik atmosferinde gevezeliklerle harcarlar , yakınlıklarla köreltirler, aşk hakkında çok şey okumuşlardır, duymuşlardır ve aşkın ortak bir kader olduğunu bilirler... Onunla bir oyuncakmışcasına oynarlar, tıpkı ilk sigaralarını içen erkek çocukları gibi, onunla böbürlenirler..." şeklinde bahsediyor yalnızlıktan. Sonra dönüp kendime soruyorum yalnızlık ne kattı sana diye. Daha çok yaklaştırdı mı seni Yaradana ? Ya da Hayallerine ? Bunun gibi bir çok soru ve hepsinin cevabı kendi içimde saklı. Yalnızlığın güzel tarafı da bu değil midir ? Her şey içinde saklı her şey...
"Nedenini bilmiyorum ama artık hissizleştim. Boğucu yalnızlık duygusundan kimse beni çekip çıkarmıyor."
Stefan Zweig
Stefan Zweig
|
Kızıl
Kızıl
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.