Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hüsna

Hüsna
@book_scent
Yemeklerde canı istediği kadar oyalabiliyordu artık. İsterse yemek için eve hiç gelmezdi bile. İsterse güneşin ısıttığı bir kayanın üzerine oturup çıplak ataklarını sıcak kuma sokabilirdi. İsterse öylece otururdu, güzel bir sessizlikte hiçbir şey yapmadan durabilirdi. Kısacası, aklına ne eserse yapabilirdi, ne kadar aptalca olursa olsun. Bu özgürlük değilse, neydi özgürlük?
Sayfa 181Kitabı okudu
Reklam
Ben, muallimliği, açlıktan ölmemek için kabul etmiştim. Hesabım doğru çıkmadı. Bu meslek bir gün açlıktan öldürebilir. Fakat ne ziyanı var? Değil mi ki, benim gönlümün şefkate olan açlığını doyuracak, kendi hayatını başkalarının saadetine vakfetmek tesellisini bana verebilecek.
Sayfa 419Kitabı okudu
Ada günbegün çiçek açtı. Bahçem evimin duvarlarına tırmandı, kokusunu pencerelerimden içeri üfledi. Kepenkleri açık bırakıyordum artık. Canım ne isterse yapıyordum. Soracak olsaydınız, mutlu olduğumu söylerdim. Yine de hiç unutmadım.
Sayfa 104Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Biliyorum, mutlu olacağız. Biliyorum, yaz mutlu geçecek.
Sayfa 354Kitabı okudu
Reklam
Akan suyun zarafetine sahipti. Parıltı ve şeffaflığına da. Bir düşünce, onu güçlü bir rüzgar gibi sallardı. Bir duygu, onu fırtınada titreyen bir gül gibi sarsardı.
Herhangi bir şeyden muzdarip değilim. Ve bilin diye söylüyorum, SP bir hastalık değil. Bulaşıcı değil. Üzerinize hapşırsam bile bulaşmaz. Sahiden! Sadece vücudum tanıdığım diğer insanlarınki gibi işlemiyor ve serebral palsi de doktorların bu duruma koyduğu isim. İşte bu kadar. Ve ek not: Beynimin zihinsel yanı herkesi cebinden çıkarır.
"Çocuk korkuyla yaşar, bağımlıdır. Anne-babasının gözetimine ihtiyacı vardır. Onunla ilgilenilmediğinde terk edilmiş hisseder. Kendini sevmeyi bilmediğinden başkalarının sevgisine ihtiyacı vardır. Hep başkalarını suçlar ve gururu sürekli olarak öfkesini besler. Yetişkin ise oksijenini kendinden alır, kendini güvende hisseder. Acılarının kendisinden kaynaklandığını bilir ve çözümlerini de yine kendinde bulur."
Uç noktadaki acılar, tıpkı uç noktadaki sevinçler gibi şiddetli ama kısa sürelidir. İnsan yüreği uzun süre uç noktalardan birinde kalamaz. Çingene kız o kadar acı çekmişti ki, onca acıdan hesabına kalan tek duygu şaşkınlıktı.
"Ah ama incinmiş bir kalp de kırık bir kemik kadar can acıtabilir."
Sayfa 133Kitabı okudu
Reklam
Kötüydü evet, çünkü yabaniydi. Çirkinliği onu yabani kılmıştı. Onun doğası da bizimkiler gibi kendi mantığını barındırıyordu.
"Bugüne dek düşünülmüş, dile getirilmiş yahut yazılmış tüm iyi dilekler seninle olsun"
Sayfa 367Kitabı okudu
Eğer sevdiğim memleketi terkedersem ruhumda, bana yaşam veren bir su kaynağı kuruyup gidecek.
Sayfa 365Kitabı okudu
Ama gökyüzü, herkese olduğu kadar bana da ait.
Sayfa 365Kitabı okudu
"İşte böyle geçer Zaman." Zaman gerçekten de geçip gidiyordu. Modern dünyanın telaşı ve acelesiyle bozulmayan zaman Yeni Ay'da bile hızla, acımasızca geçip gidiyordu. Kendisine sunulduğunda, o akıntıya kapılması gerekmez miydi? Beyaz zambaklar, hafif rüzgârda salınıyorlardı. Emily, eski dostu Rüzgâr Hanım'ın neredeyse bembeyaz çenelerini yukarı kaldırmak için üzerlerine eğilişini görebiliyordu. Rüzgâr Hanım, kalabalık şehrin caddelerinde yanına uğrar mıydı?
Sayfa 362Kitabı okudu
85 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.