Yemeklerde canı istediği kadar oyalabiliyordu artık. İsterse yemek için eve hiç gelmezdi bile. İsterse güneşin ısıttığı bir kayanın üzerine oturup çıplak ataklarını sıcak kuma sokabilirdi. İsterse öylece otururdu, güzel bir sessizlikte hiçbir şey yapmadan durabilirdi. Kısacası, aklına ne eserse yapabilirdi, ne kadar aptalca olursa olsun. Bu özgürlük değilse, neydi özgürlük?