Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
448 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Savaş ve Barış Mustafa Kemal Anlatıyor
Savaş Ve Barış - Mustafa Kemal Anlatıyor
Savaş Ve Barış - Mustafa Kemal Anlatıyor
ta alttaki başlıklar halinde
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
'ün 1.Dünya Savaşı ve kurtuluş savaşı sürecini dile getiriyor. 448 Sayfadan oluşan kitap, şu bölümlerden oluşmakta. Osmanlı İmparatorluğu'nun 1. Dünya Savaşı'na Girişi ve Mustafa Kemal Çanakkale Savunmasında "Kaderin Seçtiği Kişi" Mustafa Kemal Yorgun Savaşçı 1. Dünya
Savaş Ve Barış - Mustafa Kemal Anlatıyor
Savaş Ve Barış - Mustafa Kemal Anlatıyorİlker Başbuğ · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202236 okunma
Sadi Borak da "Bilinmeyen Yönleriyle Atatürk adlı eserinde Mustafa Kemal'in servetinin bir dökümünü veriyor. Buna göre; üç yüz bin dönümden fazla arazi (bağ, bahçe, fidanlık, çayır, Yoncalık, orman vb. dahil), bir bira fabrikası, bir malt fabrikası, buz fabrikası, soda ve gazoz fabrikası, deri fabrikası, ziraat aletleri ve demir fabrikası, yoğurt imalathaneleri, şarap imalathanesi, değirmenler, bir çeltik fabrikasının %40 hissesi, mandıralar, 13.100 baş koyun, 443 baş sığır, (çeşitli ırklarda) 69 at, 2450 tavuk, 16 traktör, 13 biçer ve harman makinası ve ziraat aletleri, bir adet deniz motoru, 5 kamyon ve kamyonet (çiftliklerde kullanılan), iki binek otomobil, 19 adet yük arabası vb..."⁷³⁹ İsmail Cem, M. Kemal'in sahip olduğu bu servetin iki kaynağının olduğunu belirtmiştir. Bu kaynaklardan biri, Hindistan'dan Milli Mücadele için gönderilen paradır. Diğer kaynak ise, Mısır eski Hidivi Abbas Hilmi Paşa'nın Türk uyrukluğuna girmesi münasebetiyle, Cumhuriyet Halk Partisi'ne bağışladığı 900.000 lira civarındaki paradır.⁷⁴⁰ 739. Fikret Başkaya, Paradigmanın İflası, s. 139; Ismail Cem de M. Kemal'in servetmi 291-294 sahifeleri arasında dökümünü vermiştir. Bkz; Türkiye'nin Geri Kalmışlık Tarihi, Cem Yaymevi, 4. Bak Haziran 1974, Istanbul. 740 Ismail Cem, age. s.295
Sayfa 299 - Genç BirikimKitabı okudu
Reklam
Meclis'te, İngilizler hesabına çalışan bir milletvekili, Meclis'in açıldığı 23 Nisan 1920 tarihinden beri İs­tanbul'daki İngiliz karargahı ile sürekli temas halindedir. Bu ajan, gizli oturumlarda görüşülen devlet sırlarını aksatmak­ sızın İngilizlere aktarmaktadır. Önce şurasını da özellikle belirtelim: Devlet sırlarını satma olayı, Müttefiklerin İstan­bul'u terk ettiği 6 Ekim 1923 tarihine kadar sürdürülmüştür, hiçbir kimsenin ve hiçbir makamın ruhu bile duymamıştır. Olayın şaşırtıcı yanlarından biri de budur.
-Öyle görünür Refi Cevat Bey, öyle görünür. Ama, çölden bir hayat çıkarmak bu çöküntüden bir varlık, bir teşekkül yaratmak lazımdır. Siz bu boşluğa bakmayınız. Boş görünen o saha doludur. Çöl sanılan bu âlemde saklı ve kuvvetli hayat vardır. O, millettir; o Türk Milletidir. Eksik olan şey teşkilattır. Bu teşkilat organize edilebilirse vatan da, millet de kurtulur. Bunu böyle bilesiniz Refi Cevat Beyefendi.
Mustafa Kemal, atandığı XVI. Kolordu Komutanlığı'nda da büyük başarılar göstermiş, bu arada generalliğe yükselmiş ( 1 Nisan 1916), Ruslardan Muş'u ve Bitlis'i geri almış (6-7 Ağustos 1916), çeşitli savaş ve liyakat madalyalarıyla onurlandırılmıştır.
Ne zaman ve nerede bir tehlike baş göstermişse, Mustafa Kemal gönüllü olarak oraya koşmuştur. Nitekim İtalyanlar Trablusgarp'a saldırınca gönüllü olarak oraya da koşmuş, koşullar ne kadarını el­ veriyorsa yapmış, Balkan Harbi patlayınca da İstanbul'a dönmüştür.
Reklam
Harp Akademisi'nde her cuma akşamı sınıfta toplanıyor, kapılar kapandıktan sonra Mustafa Kemal kürsüye çıkıyor, tıpkı konferansçı gibi, Paris'ten gelen Türkçe ve Fransızca gazetelerden öğrendiklerini bizlere anlatıyordu. O zamana kadar 'padişahım çok yaşa' demekten başka bir şey bilmeyen bizler için Mustafa Kemal'in anlattıkları çok dikkat çekiciydi. Mustafa Kemal bu konuşmalarından birinde -aşağı yukarı- şöyle demişti: "Altı yüz yıl kadar önce Anadolu'da doğan Osmanlı imparatorluğu 350 yılda Viyana kapılarına kadar ilerledi. İmparatorluğu güçlendiren manevi faktörler zayıfladığı için yavaş yavaş Viyana, Budapeşte, Belgrad elden çıktı. Artık bir avuç Rumeli toprağına sığındık. Şimdi de elimizde kalan küçük toprak parçasını Ruslar ve Avusturyalılar almak istemekteler...
Arkadaşlar! Bütün cihan görmeye ve anlamaya mecburdur ki Osmanlı İmparatorluğu tıpkı Selçuklu İmparatorluğu gibi tarihe karışmıştır. Ancak milletimiz, varlığına dayanarak ve bu varlığını sonu gelmeyen muvaffakiyetler ile dolu olan, 3 seneye, 4 seneye sığdırılamayacak kadar parlak ve geniş bir muvaffakiyete malik olan milletimiz, yeniden bir devlet meydana getirmiştir ki, adına "Türkiye Devleti" derler. Türkiye Devleti, Türkiye B.M. Meclisi tarafından idare olunur. Ve bu Meclis teşrii, ve icrai salahiyetlere maliktir. Milletin ve memleketin tek olarak hakiki mümessilidir. Bunun hükümetine de "Türkiye B.M. Meclisi Hükümeti" denir. Osmanlı Devleti maatteessüf ölmüştür. Babıâli Hükümeti maatteessüf ölmüştür. Veyahut maaliftihar ölmüştür. Çünkü o ölmese idi milleti öldürecekti. Sonra İstanbul'da ikide birde terzil olunan, tahkir olunan, kovulan Mebuslar Meclisi yoktur, ölmüştür. Böyle her hakaret gördükçe, her hakarete tahammül gösterdikçe milletin de hakikaten hakarete layık olduğunu ve hakarete dayanık olduğunu ispattan başka şeye yaramayan o Meclis-i Mebusan ölmüştür ve ölmeye mahkûmdu. Onun yerine Mebuslar Meclisi adı değil Türkiye B.M. Meclisi geçmiştir.
Sayfa 187 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
İstanbul hükümeti, padişah ve halife olan zat, kendisine uyan birtakım insanlara, Sivas'ı basmak ve orada toplananları asmak için emir vermişti. Biz bir taraftan Kongre görüşmelerini başarmaya çalışırken diğer bir taraftan da hakikaten şurada burada kuzeyde ve güneyde toplanan menfi kuvvetlerin ve üzerimize gelmekte olan hücumların geri itilmesi ve reddi için tedbirler almak mecburiyetinde bulunduk.
Sayfa 170 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Ben, umumi durumun felaket uçurumuna yaklaşmış olduğunu gördüm, daha çoktan görmüştüm. Yapılan itilafname veya mütarekename ile de hiçbir şeyin temin edilmemiş olduğunu ve edilemeyeceğini dahi gördüm. Sonradan yapılacak şeyin bir an önce yapılmasından başka bir çare olmadığı kanaatine de o zaman vardım. Ve bunun için o zaman hilafet ve saltanat
Sayfa 167 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Başkan: Meclis Reisi Mustafa Kemal,
Başkan: Vilayetler, kolordular para istiyor, hükümet "yok" diyor. III. Kolordu, öyle sanıyorum ki, o kadar da zengin değildir. Zabitlerine ödemek için parası yok. İstanbul da vermiyor. Ne yapacak?
Sayfa 115 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Yazmayı unuttum. İstanbul'da Ticaret Mektebi'nde haftada bir kere mi, iki kere mi ne, İngilizce ders veriyordum. Ticaret Mektebi'ndeki öğrencilerim 60 kadar imza ile İstiklal Mahkemesi'ne bir telgraf çekmişler. Benim iyi bir insan olduğumu, beni çok sevdiklerini ve kendilerinin benden mahrum edilmemesini rica etmişler. İnsanca bir sempatiydi bu, insanın hoşuna gider. Fakat İstiklal Mahkemesi böyle şeyleri tanımazdı.
ANZAK (A.N.Z.A.C.) Kolordusunun Komutanı General Birdwood 1915 de Arıburnu’nda, aynı yılın ağustosunda yine o bölge ile Conkbayırı’nda Mustafa Kemal’e karşı savaşmış ve mağlûb olmuştur. Bu general Mütareke’de Perapalâs Otelinde Mustafa Kemal ile dikkate değer bir konuşma yapmıştır. Doktor Rasim Ferit (Talay)in sayın Hikmet Bayur’a anlattığına
488 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Spoiler İçerir!
Bozkurt Mustafa Kemal... Armstrong'un yayımlandığı tarihte (1932) tüm dünyada büyük yankı uyandıran ve aynı zamanda birçok toplum tarafından olumsuz eleştirilere maruz kalan eseri... İngiltere'de adeta gündeme bomba gibi düşen bir kitap olan Bozkurt Mustafa Kemal İngiliz gazetelerinde manşetleri süslemiş hatta bir manşette: " Mustafa Kemal
Bozkurt Mustafa Kemal
Bozkurt Mustafa KemalH. C. Armstrong · Kaynak Yayınları · 20171,412 okunma
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.