Kapatın gözlerinizi ve karanlığı seyredin, İşte böyle bir gece;
Yorgunluk havada Gariplik suda, Simsiyah bir sessizlik, Uyku bile uykuda....!
/Dursun Ali Erzincanlı
Yorgunluk sarhoşu olunduğunda bu kez insanın kendi kalbi şakaklarında zonklamaya başlıyor. Güm! Güm! diye vuruyor, kulakların dibine ve sanki kafanın çevresine gerilmiş o bir tür kadifemsi dokuya. İnsan günün birinde çatlamayı işte böyle beceriyor.
“Yorgunluk nasıl bir şey acaba?” diye sordu.
“Duyguların birçok kısmı bulanıklaşıyor. Kendine acıma, başkalarına karşı öfke, başkalarına acıma, kendine yönelik öfke... Böyle şeyler işte.”
Dünyada hiç aşağılanmış tek bir insan var mıdır acaba? Beni o kadar çok aşağıladılar ki , artık aşağılanmak karşısında duyduğum tek şey yorgunluk. İnsanlar böyle elden ne gelir? İnsanın iş yapmasına engel olan durum bu: aşağılamaların üzerinde durmak,Boşa zaman yitirmekten başka hiçbir şey değil. Hayat böyle işte! Eskiden insanlara içerlerdim;Sonra bir düşündüm, hayır buna değmezdi.