İbadetler,irademizin yapısına sindikten sonra bizi hayatın her safhasında,evde,okulda,işte,oyunda ve savaş yerinde bile idare edebilmelidir.Böyle olmayan ibadet,boş bir yorgunluk,belki de gösteriş veya korku vehminin harekete geçirdiği bir otomatlıktan başka bir şey değildir.Halbuki gerçek dindarlık,ahlâkın dayandığı ve yaşattığı ruh kuvvetinin asıl kaynağıdır.