Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Herşey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru
Bir nükleer savaş tehdidi yaşayan İngiltere, çocuklarını güvene almak için onları bir uçağa yerleştirerek ülkeden uzaklaştırmak isterler. Fakat uçak bilinmeyen bir sebep ile ıssız bir adaya düşer. Kazada uçakta kalan bütün yetişkinler hayatını kaybeder ve sadece çocuklar hayatta kalır. Çocukların yaş aralığı ise 6-12 arasındadır.
Çocuklar adaya
YouTube kitap kanalımda II. Dünya Savaşı hakkında harika kitaplar önerdim: ytbe.one/i39P66Sv65s
Bugüne kadar 482 tane kitap okumuşum ve 1000kitap sitesinde de 4 yıl boyunca iyisiyle kötüsüyle 254 adet kitap incelemesi yazmışım. Peki benim bu kadar kitabı okumamı sağlayan ve Auschwitz-Birkenau toplama kamplarını bizzat gördükten sonra
azar: farsça "ateş"(od) demektir.
paijgan: farsça "yer, yurt, mekan" demektir.
azarpaijan: ateş yurdu demektir. yani odlar yurdu.. bugün Azerbaycan'ın sloganı hala Land of fire'dir.. yani Odlar yurdu.!
ateşe tapan fars zerdüştlere azari denmiş.. yaşadıkları yere de azarpaijgan.
Azerbaycan, şu an Azerbaycan türkçesinin
Üzerimde yorgunluk var durgunluk hepsi hiçlikten,
Hiçten öte bir yol olsaydı gidebilir miydim kendimden.
Sırtımdaki ağrı ile,
Ne kadar gidilir ki.
Sahi kaç kilometre öteye koymuşlardır aydınlığı
Bir cühelanın öz güveni bile kadar yokum,
Varla yok arşında kaybolmuş özüm.
İçimden atamadığım ama sığamadığım da bir şehir burası,
Kayboldum, farkındayım
‘’Kendini bulmakla başlarmış yanmak
Ve kendini ararken kaybolursun dedi bir şeyh.”
Elimde bir ateş yangını var,
Bana beni hissettirecektir diye saklıyorum.
Ölü bir kelebek tutuyorum avuçlarımda,
Artık açsam da parmaklarımı uçamaz biliyorum.
Ölü bir kelebek uyutuyorum tırnağım kadar bile kalmadı erimekten,
Tozları döküldü önce,
Sonra ayakları kırıldı...
Parça parça bir ölümü izledim her gün avuçlarımda.
Donuk bir cesedden başkası değildi artık.
Ama artık bırakmalı,
Artık toprağına sarıp sarmalı bu ölüyü,
Artık topraktan bir filiz büyütmeli
Bir tırtıla anne olmalı acım.
Artık bir tırtıla kelebek gözüyle bakmalıyım
Hele insan doğuştan coşkun değilse, bu gevşeme daha da çabuk olur. Ama doğuştan güçlüyse, duygularındaki coşkunluk gitgide azalır, olur olmaz yerde kırılır, gevşer, patlar, söner.İçindeki ateş acılığa geçimsizliğe çevrilir…