Batar değil, belki de çoktaaan batmıştır da bizim haberimiz yok. Çünkü, bu memleket dediğin şey, Hurşit reisin mavnası
değil ki denizde battığını göresin...
Burası Türkiye, biz de Türk'üz, Türk!
Bu memleket bizim, bu vatan bizim,
Bu toprakta doğduk, burda büyüdük,
Bu memleket bizim, bu vatan bizim.
Ozan Arif Şirin
Ölmez bu hareket, Ölmez bu dava...
Ruhun şâd, mekânın cennet olsun... 🇹🇷
Davayı koltuk için ,menfaatleri için satan kanı bozuklardan olmadı !
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benziyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim....
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan
Bu memleket bizim!
Bilekler kan içinde, dişler kenetli
ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak
Bu cehennem, bu cennet bizim!
Kapansın el kapıları bir daha açılmasın
yok edin insanın insana kulluğunu
Bu davet bizim!
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine
Bu hasret bizim!
HESABI ÖDEMEDEN NEREYE MUSTAFA?
Ankara’da havanın kapalı…
Sıkıntılı olduğu bir eylül akşamı…
Avrupa’nın üstünde savaş rüzgârları esiyor…
Çankaya Köşkü’nün havası hüzünlü…
“Pembe - beyaz şeftali çiçekleri, süt köpüğü gibi kabarmış erik, kayısı, vişne, kiraz çiçekleri; sarışın kızılcık çiçekleri yağıyor üstüme, serpiliyor gökten.
Aman Allahım, ne güzel, ne güzel.
Yağsın durmadan, yağsın ve örtsün üstümü bu çiçek kokuları, neredeyim ben?
Gözlerimde yaş, dilimde dua.
Öldüm ve bir bahçeye gömüldüm.”
Bu son satırları